Kandanadam’in alıntısı beni
Nemo Ramjet’in foto-blogu’una gönderdi. Nemo Ramjet Istiklal caddesinin arkasındaki sokakta gördüğü bir takım anarşist duvar-yazılarının resimlerini çekmiş. Nemo bunların
IcMihrak’a ait olabileceğini söylüyor. Isabetli bir şüphe gibi görünüyor.
Neyse yazılanların hepsi bir varoluş sorununa, ya da varoluşla yakın ilişkili diğer sorunlara (etnik, cinsel, dinsel, ideolojik kimlik sorunlarına) eleştirel bir gonderme içeriyor. Bu eleştirel tavır da herşeyin farkındayım, ve bile bile oluyorum/yapıyorum “[Eee] ne olmuş!” gibi sevecen, çılgın, asi, baştan çıkarıcı, yıkıcı, inatçı, tahripçi bir biçimde anlama bürünmüşler. Kısa, öz, ve çarpıcılar. Basit bir ikilemden kolaycı sonuç çıkaran cümleler ya da tümceler değiller. “Ben Atatürkçü değilim, ne olmuş!”, “Ben türbanlıyım ama lezbiyenim, ne olmuş!” ya da “Ben kadınım ama koca istemiyorum, ne olmuş!” gibi yaşamın belirsizliğinde ve çelişkilerinde olabilecek ahlaka, tüzeye, ya da yasaya pek uygun gelmeyen ama sapına kadar da insanca ikilemler bunlar.

Hele hele “Ben Atatürkçü değilim, ne olmuş! diyen Mustafa Kemal imzaliysa...Bunlar toplumun dokularına renk vermiş kültürel (en geniş anlamıyla - politik-ekonomi dahil) öğe ve faktörlerin sarmal iliskiler ağında bireyin tümelini değilse de bir kısmının yasaklanıp dağlanması gerçekleyen oluşumların temellerine yerleştirilmiş TNTlerdir.
TNT gibidirler çünkü karşıya söyleyecek bir şey bırakmamaktadır.Yahu “ben oruspuyum ve müslümanım ve her ikisinden de mutluyum diyen birine ne Kuran’ın ne de kerhanenin diyebileceği bir şey vardır. Işte eşcinsel dındarlar; dinsel dogmanın çekirdeğinde bir TNTdir. Beyazın ve siyahın ideolojik olarak uzlaşmaz çeliski olduğu ve siyahın edebiyattan tutun da kutsal kitapların yorumlarına kadar her tür kötülüğün sembolu ilan edilen ırkçı Amerika’da Marcuse “Siyah güzeldir” diyerek, ırkçı söylemi tümel olarak olumsuzlamıştır, hem de beyaza leke çalmadan. Okul kitaplarından sokaktaki söyleme kadar kahramanlık sadece resmi ordu eskerlerine özgü bir sıfatken, gerillar da kahraman ilan edilince,

militarismin kaleleri sarsılmıştır. Güney Amerika’nın kıyıda köşede kalmış bir ülkesinde duvara yapıştırılan Isa yaşasaydı dağa çıkıp gerillaya katılırdı diyen afiş taa Vatikan’ın odalarında çınlamıştır…
Kısaca bu anarşist tavır bir kez daha yüzüne tokat atıyor baskıcı, dogmatic yapıların, diyor ki kendinizi aldatmayın; kurduğunuz sistem insana dar geliyor…Uymuyor. Bir numara daha büyülterek değişmeye başlayın çünkü hali hazırda sırtını dayadığınız değerler kirlenmiş…öte yandan böylesi apolitik, masumca, safdilce itiraf edilmiş günah ve suçlar sıradan insanın sisteme karşi mutsuzluğunu ve hoşnutsuzluğunu yansıtir. VE ASLINDA BU POLITIKTIR. Evet, apolitizasyonun politikanın asal amacı olduğu, sessiz kalmanın ve kol kırılınca yenin içinde kaldığı bir coğrafyada bu şikayet politiktir, anarşisttir.