Kaçınılmaz bir gerçeği ömrümüzün şu dönem dönem fiziksel, psikolojik, ekonomik, ve sosyal zorluklardan geçtiğimiz. Herkes kendince bir dayanak bulur, bir dirneme mekanizması. Ben bu ve benzeri durumlarda şiirlere sığınırım. Şiirler dilim olur, gücüm, sığınağım...
Geçenlerde bir blog arkadaşıyla da yazıştık bu konuda. Herkesle paylaşlamalı bunları dedik hatta; hani olur da birilerine direnç olur diye. Belki bize yazarlar, bizimle paylaşırlar bize yeni direnç yolları sunmuş olurlar diye. Böylece de direnç bankası oluşturmuş oluruz kapitalizmin kar amaçlı bankacılığına inat.
Nazim'in Insan Manzaralarindaki şofor Ahmet'i bilir misiniz? Hani o patlayan kamyon tekerleğinin içine bütün elbiselerini doldurup çırılçıplak ve üryan kalıp kamyonetin motoruyla konuşan?
"Dayan ömrümün törpüsü dayan
Görsün dağlar anadan uryan şöför Ahmet'in kim olduğunu
Dayan aslan!" der.
Kamyon şöförü olmasam da yaşamın tam ortasında motor teklediğinde ya da tekerlekler patladığında söylenirim şöför Ahmet'in dizelerini.
Ya da Ahmed Arif'den okurum. “Gel gelelim beter bize kısmetmiş” derim. Sonra bakarım ki direncim artmış. Yaşama sevincim artmış…
Blogda bu konuda yazıştığım arkadaş da türkülere ve şiirler sığındığını söylemişti. Onun favorisi de “yaprak döker bir yanımız bir yanımız bahar bahçe”
Sahi ya siz neylersiniz zor durumlarda?