Pages

Jul 27, 2008

Ergenokon, Ahmet Altan ve Umutlu olmak...

Keşke şu Ahmet Altan kadar umutlu olabilseydim...Biz enseyi çoktan kararttık be Altan abi...

Ama sadece bu dava bile, bu cumhuriyetin artık kendisini suçtan arındırma iradesini gösterdiğini, bu devletin içinde “temiz bir cumhuriyeti” arzulayanların bulunduğunu ortaya koyuyor.

Bundan sonra artık kimse kolay kolay “devlet adına adam öldüremez” bu ülkede.

Ahmet Altan, Taraf

11 comments:

cüneyt uzunlar said...

A. Altan'ın çocuksuluğu çok etkileyici, çok hoş. Ama çocuksu sonuçta.

Anonymous said...

1995 Gazi olaylarını DHKP-C başlatmış. Dilovası öyle diyormuş. Uğur Mumcu’yu Ergenekoncular öldürmüş. Ve bir iddia daha bu iş MOSAD’ın işimiymiş belgeler varmış. Bunu biliyorsa burjuva medya kalemşorlarımız neden cesaret edip köşelerinde yazamadılar bunların hepsi merak konusu. Ve Ahmet Altan temenni ediyor ama sadece temenniyle kalıyor yazdıkları. Bilgi mi artık gelmiyor, herkes özüne mi dönüyor. Bunlarda merak konusu ve merak inanın bilgininde kaynağı oluyor. Zira bunlarınkisi bilgidir değildir olsa olsa paranoyadır. Neyse!

Hizbullah Ergenekon’un denetimindemiyiş doğrudur, PKK’ye karşı örgütlendirilen daha sonrada sahibini ısıran konumuna düştü bu örgüt. Gaffar Okan’ı öldürenlerin de Ergenekon iddianamesinde geçmemiş olduğu da ilginç daha bir şey duymadık, belli de olmaz belki de kahraman savcımız son anda bu olayı da açıklar hatta isim isim açıklar. Kim bilir?

Hiç şüphesiz Ergenekon operasyonunda söz konusu olan kişilerden bazıları suçludur ve ciddi bir şekilde sorgulanıp en ağır şekilde de cezalandırılmalıdırlar. Örneğin söz ettiğimiz kişiler, Veli Küçük denen aşağılık ve çukur kişilikler ve Muzaffer Tekin gibi düşkünler. Veli Küçük bilen bilir ki, güneydoğuda halka dışkı yediren ve JİTEM denen kontra örgütlenmenin başındadır ve Muzaffer Tekin vb. gibilerde kesinlikle bu konudan ayrı tutulmalıdır. Ama bu devlet (sistem) yapısı bunları ne biçer ne de tarih sayfalarından siler. Çünkü bu tür yapılanmaların beşiği bu sistem anlayışıdır. Kaldı ki bu operasyon tahmini bir süreç içerisinde ilk etapta AKP iktidarının isteği ve tabi ki Amerika’nın talebiyle gerçekleştirilmiştir. Bu bir realitedir! Ama görünüyor ki Ergenekon operasyonu hakkında daha çok yazılıp / çizileceğidir. Bu operasyon hem RTE’den hem de AKP’li yetkililerin isteği dışında artık gerçekleştirilmektedir. Yani dışarıdan yönlendirilmektedir. Herkes bir şekilde artık rahatsız olmaya başlamıştır bu operasyondan.

Daha birçok şey var söylenecek bizler söylemeye üzerinde komplo teorileri dillendirmeye devam edeceğiz. Ama sanırım son sözü yine Türkiye’nin ABD’li masa şefleri 20-30 yıl sonra anılarında dillendirmeye başladığında o zaman anlayacağız Ergenekon’un gerçek anlamda tırnak içinde (bir terör örgütü mü olduğunu) yoksa dış destekli güçlerce mi yapıldığı açığa çıkarılacak.

Kadı ki Türkiye’deki bütün cunta girişimleri, darbe girişimleri, ihtilaller Avrupa ve özellikle de Amerika merkezlidir ama ne hikmetse de uygulamış olduklarına karşılar. Ama ilginçtir, her girişimden sonra da “Bizim çocuklar başardı” sözü de yine bu aymaz yetkililere aittir. Mesela Kenan Evren paşa paşa köşkünde oturuyor. Kenan Evren’i yargılayamayan bir güç Türkiye’de hiçbir şeyi değiştirme gücüne sahip değildir.

Her ne olursa olsun bizim de şuan sadece temennimiz başka bir Türkiye’dir ama bu temenni Ahmet Altan’ın kurguladığı bir Türkiye temennisi değildir.

Lilith said...

Bana temiz bir burjuva cumhuriyeti gosterenin 40 yil kolesi olurum (Hz.Ali)

Anonymous said...

YN dostumun yorumlarina katildigim yerler var, ama katilmadigim noktalarda var.

Oncelikle Ahmet Altanin kurguladigi Turkiye konusunda sunu soyleyebilirimki Altanla fikirlerimiz neredeyse tam tamina uyar. Ozledigimiz Turkiye oylesine uzakta, utopik, falanca -izm turu sey degil.

Basit: Demokratik Cumhuriyet.

Insan unsurunu herseyin merkezine koyan bir sistem bu. Bunu istemekte yakalamakta cok zor degil.
Bunu yakaladiktan sonra ne tur -izm istiyorsan senin olsun.
***

Cesitli yerlerde yaziyorum. Muhafazakar demokratindan, liberal demokratindan, sosyal demokratina kadar herkese alkis tutuyorum. Cunku bu cop sepetine bomba koyan hayvanlari sadece birlikte olursak elimine ederiz.
Yoksa bir grup digerinin derdi oldugunda 3 maymunu oynarsa bu tipler DHKP-C itirafcisin tutar Ulus'ta, PKK donmesini Semdinlide, Tinerci donmesini bilmem nerede.
Olan bize olur.
***

Bizim zaafimiz olursa bundan ABD de, Rusyada, Zimbabwede, Fiji de yararlanmaya calisir. Suc onlardan cok bizim.
80 senedir "aman Ermeni veya Kurt meselesini kurcalama... sana arkami doneyim" politikasinin gelecegi yer burasi.

Zaman Ahmet Altani destekleyip 1. kata ulasma zamanidir... merdivenlerden asagiya itekleme zamani degil.

Anonymous said...

Ahmet Altan'ın destekleyenlerin oldukça çok olduğunu gayet iyi biliroyum sevgili H. Eren.

Temennilerden söz ediyoruz herkesin temennisi de sanırım bundan yanadır karanlık ve ne kadar faili meçhul cinayetler varsa tek tek ve bir bir ortaya çıkarılsın ak ve kara belli olsun ama bu şimdilik zor gibi görünmektedir. Nedeniyse devletin işlevsel(siz)liğidir. Amerikaya göbekten bağlı bir ülke ve onların bir dediğini iki etmeyen bir iktidarlar silsilesi.

Örneğin Ergenekon Terör Örgütü'nün sözde liderlerinden biri olan Orgnr. Şener Eruygur yine dı geçen örgütünde öldürülecekler listesindedir.

Yine ilginçtir bütün terör örgütlerini (İBDA-C, DHKP-C, HİZBULLAH ve PKK vb. gibi) yönlendiricisi olduğu söylenenlerden biri olan Doğu Perinçek ve mensubu olduğu İP ve Aydınlık Dergisi'nde iddiaannemenin savunduğu gerçekler bu dergide ve de 2000'e Doğru dergisinde yayımlanmış. Bunların hepsi gerçekten de absürt, absürt olduğu kadar gerçek dışılığa doğru gidiyor. Örneğin Erdoğan'ında Ergenekon sanıkları arasında yer almış olması. Söylenecek o kadar çok şey var ki, ne yazsak boş.

Ayrıca istediğim bir "izm" yok bunuda belirtmeden geçmeyeyim. Talebim elbette Türkiye'nin "gerçek" anlamda bağımsız ve demokratik bir ülkedir. Dolayısıyla çizgim anti-emperyalisttir ve emperyalizmin himayesinde olan bir 3. dünya ülkesi ve ABD'nin çöplüğü konumunda ki bir ülkenin sistemine maalesef inanmıyorum.

Bütün mesele de budur. Tıpkı boş arsa'nın bloğunda ki şu cümle gibi: "hepiniz hikayesiniz" cümlesiydi ve bütün bunların hepsinin de 2445 sayfalık bir hikaye olduğudur. Olayın özüde budur. Herşey bir hikayeden başladı.

Sonunu kim koyacak kim bitirecek sanırım ve korkarım ki yine emperyalistler ve onların yerli işbirlikçileri(!)...

Anonymous said...

Cevabin icin tesekkurler YN dostum.

Cok uzun yillar once (K Evren belkide onbasi filandi o zaman) lise talebesiyken kizli erkekli bir grup Kizilayda yururken bir dilenciye kizin biri "pis dilenci" demisti. Tesaduf bu ya 5 dakika sonra bir baska fakat kurtce sivesi olan dilenciye ise "pis Kürt" demistide kafamda simsekler cakmisti. “Niye ilk dilenciye pis Turk demedin” demistim. Pipisini farkeden cocuk gibi Kurt oldugumu ve “pis” oldugumu farketmistim.
O gun bu gun dunyayi etrafimdakilerden daha supheci ele alirim. 1960-70 lerden baslayarak gazetelerin yazdigi haberleri biraz daha kurcalayinca icinde baska birseylerin oldugunu farketmistim.
"Dev-Yolcu filanca Dev-Yolcu falancayi vurdu" yada "PKK da ic catisma" yada “Dursun Karatas Avrupada karilarla alem yapiyor” vs haberlerin arkasinda cogu zaman gercek bir olay vardi ve bu o orgutlerin icine MiT yada askeri istihbarat tarafindan kimi zaman Perincek marifetiyle yerlestirilen kadinli-erkekli ajanlarin hikayesini anlatiyordu.

Dogu Perincek 1960 lardan beri her turlu kiliga giren bir adamdir ve 2008 yilina kadar kodes yuzu gormemistir. Perincekin adamlari PKK ve DHKP-C vs icinde baya yuksek rutbelere gelmis falan adamlar olmustur. Ama ilk gunden itibaren takip edildikleri icin en ufak durumda defterleri durulmustur. Gazetelerde bunu "ic hesaplasma gibi" haber degeri bile olmayan bir ifadeyle yansitmistir. O kadar cok olduki bunu gazete tedrisati takip ederek ben dahi yutmuyordum.

Bu ajan oyunlari onlarca solcu orgutun ya sonunu getirmis yada rekreasyon orgutu haline sokmustur. PKK yada epey darbe vurdugu ortada.

Aydinlik (sonra 2000e dogru) dergisinin halk duzeyine gore “cok bilen” olmasinin altindaki bu.
***

Bu ajan oyunlari tum filimin bir parcasi. Turk Hizbullah'inin dogrudan K Evrenin "ERKE" turu bir zeka parlakligiyla kuruldugunu soyleyen cok. Sirf PKK nin Kurt nufusundaki destegine darbe vuracam diye yaratilan bu teskilat, cok kisa zamanda Frankestayn hesabi sahibini yemeye calisinca vazgectiler. Baktilarki PKK yine laftan anlar bunlar anlamaz... hemen toparladilar.
***

Bir ic savasmi cikarmak istiyorsun? Git imralida Apoyu kursuna diz.
Sadece ic savas degil Ortadoguda epey birseyler degisir.
Yok, o kadarda buyuk olmasin... biraz ufak olsun dersen o zaman memleketteki en yetkili 2-3 kisiden birini vur.
Yok daha ufak olsun dersen "Beyoglunda 50 kisiyi bombayla havaya ucur"... bu senaryolar Hudson Enst.de, bilmem hagi parti binasinda, veya falanca "askeri coplukte" tartisildigini bildigimiz seyler.

Eger amac bu kargasayi yaratmaksa adamlar kendi liderlerini dahi harcarlar. Tabii bunu acemiler yaparsa tutar kendi Cumhuriyet gazetelerine -patlamayan- turunden bomba atarlar.
***

Tabi konuya bir tarafindan bakinca absurd gorunuyor ama baska acidan bakinca olay farkli.
Acemilik o kadar komikki. Adamlar kendilerine hic kimsenin hic bir zaman dokunamayacagini hesapla cogu plan, program, senaryolarini yazip kitap/CD/gunluk filan yapmislar.

Darbeciligin bile raconuna ettiler.
***

Iddianameyi okumadim.
Ama dediklerinin dogru olduguna kanaat getiriyorum. Turkiyenin hukuk sistemi tam anlamiyla "junk" dolu iddianamelerle suslenir. Bati ulkelerinde ise bu bu aksi tesirle tum davanin dusmesine sebep olabilir (OJ Simpson davasinda eldiven uymadigi icin dava gumlemisti). Umarim adalet sistemide degisir. Ama gercek su ki bir cuval pirincin icinde bir kac tas olmasi o cuvalin pirinc cuvali oldugu gercegini gormemezlikten gelemez.
Birileri bize "bak aha bu pirinc cuvali degil... tas cuvali" diyerek icindeki birkac tasa dikkat cekip kafa karistirmaya calisiyor.

Ben boyle goruyorum.
***

-izm olmasi yanlis birsey degil. Icinde demokrasi olsunda ne izm'i olursa olsun... iyidir.

Taraf ta Nese Duzel in Baskin Oran la bir roportaji var. Baskin orada "tam bagimsizlik" in tarifini yapmis. Katilmayabilirsin ama bence bu cagda tam bagimsizda yok, emperyalizmin gazabindan kurtulanda.

Bu emperyalizm daha curume asamasinda degil. Sanirim epey nesil daha boyle gider. Bu nedenle, o gunlere yaklasana kadar -Global- gemiden dusmemekte fayda var.

Selamlar.

Anonymous said...

Öncelikle bende teşekkür ederim düzeyli tartışmanın boyutunu hazırladığınız için..

Yazmış olduğun birçok şeye katılmıyorum, ve emperyalizmin himayesinde olmayan ülkeler de var ve çatır-çatır deyim yerindeyse de direniyorlar. Örnek mi? Venezüella, Bolivya, Arjantin, Küba, Brezilya ve İran vb. gibi ülkeler.

Son olarak okuyacağını düşündüğüm bir yazı linki Hasan Bildirici'nin Kurdistan-Postta kaleme aldığı Perinçek Balonu başlıklı bir yazı : http://www.keditor.com/yazilar_264.html

Anonymous said...

Linkteki yaziyi okudum. Dogrusu cok "kibar" buldum.
Deniz Baran kardesim pek suya sabuna dokunmamis, kimseyi incitmemis.

Tayyibin Kurt sorununu ekonomik ve guvenlik olayi olarak gordugunu biliyoruz. Ona gore siyasi veya demokratik bir adim atilmasina ihtiyac yok. Bolgedeki oylar ona toplandigi surecede politikasi bu. Askerlerde bu yaklasima seviniyorlar tabiiki. "Bana ihtiyac duyulan rejim olsunda nasil olursa olsun" hesabi oluyor.
***

Seviyeli tartismalarin devami dilegiyle.

Anonymous said...

Ahmet Altan ya gör ya da amnezi geçirmiş. Türkiye'de bırakın bir aydını, yoldan geçen vatandaş bile bu tespitte bulunamaz.
1990 döneminde işlenen (ve üzerine gidilmeyen) binlerce "faili belli" cinayete kadar uzanmayalım, önümüzde 1,5 sene önce göz göre göre, polisiyle , valisiyle, jandarmasıyla, siyasi partisiyle işlenen bir cinayet var. Suç üstü yakalanan ve ucu bırakılan Şemdinli var..
Ergenekon sadece, derin devletin "rahatsızlık" veren uzuvlarının temizlenmesi operasyonudur.

Eleştirel Günlük said...

Mamalak, bazan adamin umutluluguna ozenmiyor degilim valla!

Anonymous said...

battığımız çukurun içinden gördüğümüz her eli kurtarıcı sanıyoruz. İnsanları bu hayatta en son, iyimser oldukları için suçlayabiliriz sanırım. İyimserlik insanlığın belki de en masum ve en "insani" yönü...
bu iyimserliğin arka tarafını bırakalım. İnsanlarımızın yüzünde iyimserliği okuyabilen var mı? İnsanlarımız umudu onda bulduğu için akp'ye oy vermiyor. Çünkü umut etmeyi unutmuş...