Pages

Dec 24, 2010

Bir Yılın Son Günleri

II.
Bir yıl daha bitiyor.
Düşlerim, tasarılarım,
yarım kalmış onca şey, her yıl
biraz daha kısalıyor bir öncekinden.
Bana mı öyle geliyor yoksa daha mı
hızlı ilerliyor zaman insan yaşlanırken.

Kırdım mı, incittim mi birilerini?
Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler?
Kendimi yeniledim mi yaşadıklarımda?
Yeniden düşünmeliyim, dostluklarımı, ilişkilerimi.
Çoğalttım mı eksiklerimi?
Gözlerim çocukluk fotoğraflarımda mı kaldı?
Yitirdim mi yoksa masumiyetimi?

Borçlarımı ödedim mi?
Doğru seçtim mi soruların fiillerini?
Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış,
saçlarım taranmış,
giysilerim ütülü, odam düzenli mi?

Ödünç aldığım kitapları geri verdim mi?
Geri verdim mi aldıklarımı;
Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları?
Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi?
Yokladım mı duygularımı
hâlâ sevebiliyor muyum insanları?

Ovmalı gümüşlerimi, bakırlarımı,
cila geçmeli ahşaplarıma.
Ovmalı umutları. Saklı tutmalı gelecek inancını,
yarınları eksik etmemeli ağzımdan
hançer kıvamındaki o karamizah tadını.
Şimdi oturup uzun bir hasretlik mektubu yazmalıyım Yavuz'a.
Sonra köşe başından bir demet çiçek alıp
öyle başlamalıyım akşama, yeni bir yıla.
Ama nedense her şeyin tadı dağılıyor ağzımda.
Bir sap çiçek mi taşısam yoksa ağzımın kıyısında?
Aydınlık rengi vursun diye gözlerimdeki buluta.

VI.

doğulu belli
belki bizim oralı
nerde görsem tanırım ben
hüznünde asi dağların şivesi bozuk dumanını taşıyan
bu eşkiya duyarlığını
yaşı kırk beş elli, belli uyumamış Ankaran'nın derdine
ceketi küçük geliyor, elleri biraz büyük, yüreği yaralı
karısı yeni ölmüş, sığınmış oğlunun evine

bir hamayıla bir sure sürer gibi
bir muskaya yerleştirir gibi
okunmuş, katlanmış güvenliğini
arkasını yazar gibi askerlik fotoğrafının
bir naylon geçirircesine nüfüs teskeresine
yarine yazdığı mektuba koyar gibi
biraz kostak, biraz hüzünlü
ne zaman efkara gönül indirse kaşlarını çatar hani
işte öyle yerleştiriyor ''Milli Piyango'' biletini
yoksul cüzdanının en afili yerine
o da hazır şimdi yılbaşı çekilişine
yüzünde işini özenle yapmanın erinci
bakıyorum umudun bir an için ısıttığı gözlerine
bilmiyor onun için şuracıkta yazıverdiğim öyküleri
katlayıp yerleştirirken cüzdanını cebine
sormak geliyor içimden adresini

yürürken bir ayağı aksıyor
hep kıyısından gidiyor yolun
belli yakıştıramıyor kendini kente
uzun uzun bakıyorum ardından bir dostu uğurlar gibi
ağlamak geliyor içimden
nasıl da uzağız birbirimize

ah adresini bilseydim amca
yollardım sana bir yılbaşı tebriği
inan yalnız sana
hani tercüman olsun diye yüreğime
bol kuşlar olsun üstünde, mavilik, bir köşede kalpler birleşmiş,
işte öyle afili
ve altında mani deyişli el yazısı bir cümle:

uçan kuşlar konsun senin göğüne!

Murathan Mungan

11 comments:

Tolga said...

Hasret derdi, "Terini serip toprağa, Kurutacak güneşin olsun." diye...

O zaman, terimizi serdigimizde topraga, kurutacak gunesimiz olsun, diyelim biz de.

Mutlu ve tatli seneler!

Anonymous said...

2008'in son ayı son günlerinde çok sevdiğim bir dostumu yitirdim ve geri sayımın farkına vardım, kayıpsız savaşsız, acısız ve tabi zamsız bir yıl dilerim. Hepsinin de hayalden öte olmadığını bilerek.

Ebru said...

Yine aynı dileklerle. 1 yaş daha büyümüş halimle:)

Geronimo said...

anaa yeni yıla yıla 4 gün kalmış harbiden...demek ki yeni yıla girme heyecanının bile yitirildiği günler de varmış...

EKMEKÇİKIZ said...

Burada okuduğum şiirleri çok seviyorum.
Bir şiirseverin seçtiği öyle açık ki!...
:))

Eleştirel Günlük said...

Cok tesekkur ederim iltifatiniz icin ekmekcikiz.

Eleştirel Günlük said...

Geronimo siiri oku. Birseyler bulacaksin kendinden.

biraz daha kısalıyor bir öncekinden.
Bana mı öyle geliyor yoksa daha mı
hızlı ilerliyor zaman insan yaşlanırken.

Eleştirel Günlük said...

Ebru sagol.

zihni örer said...

siz yaşlanıyor musunuz, "yaş"lanıyor musunuz EG kardeş? hem de şu yağmurlu havada:)

aramızda asıl yaşlı biri varsa o da Sevgili Ebru Bacı:)

şiir mi?
Ekmekçikız!'ın dediğine katılıyorum, burada seçilerek yazılan bazen de okunan şiirler duygularımızı kamçılayıp yolluyor buradan her zaman, itirafdır bu da:)

Eleştirel Günlük said...

Zihni hocam merhaba. Ben en iyisi bu Ebru'lu sakanin arasina girmeyeyim.... Siir konusunda da tesekkurler...

Deniz said...

merhaba, sürekli olarak takip ettiğim bir blog, emeğiniz için teşekkürler. internette dolanırken rastladığım bir haberi sizinle de paylaşmak istedim. konuyla alakasız olacak gerçi ama yine de paylaşmak istiyorum. kolektif bir emeğin ürünü olarak ortaya çıkan kara güneş basım, şeytan ayetleri'ni çevirip basmaya karar vermiş. burda da ayrıntılar var: http://karagunesbasim.blogspot.com