Teknolojik iletişim araçlarının gelişmesiyle ilgili bir şey midir yoksa yine bizim düşük ulusal benlik saygısı temelli bir özenme midir, kopyalama mıdır bilmiyorum ama beni korkunç rahatsız eden, okurken kirletilmişim duygusu yaşatan bir yazma biçmi var; mastar modunda yazmak diye niteledim. Tam bir cümle yok, özne yok, sadece isimlestirilmiş eylem var. Mastar da zaten fiilin isimlestirilmiş hali. Dil bilimci değilim, fazla tutucu da sayılmam ama adını koyamadığım birşeyler var beni rahatsız eden.
Örneğin şuna bi bakın
kahvede arkadaslarla bulusma. Biraz yürüme. Alış veriş yapma. Otabüse binme. Pazara gitme. Eve geri dönme. Ve bu daha uzayıp gidiyor.
Darılıp küsmeyin ama insanın “eee zıkkımın kökü” diyesi geliyor…
Belki biri açıklarsa kendimi daha rahat hissedeceğim. Nedir şu –mek’lı –mak’lı konuşmalar? Nedir bu kullanımın iletişimsel, dilbilimsel, ya da ya da semantik anlamdaki önemi?
11 comments:
imdi bir de bu verdigin ornegi mastardan ziyade "olumsuz" babda anlamak durumu da var:
- kahvede arkadaslarla bulusMA
- evde kari dirdiri cek
- biraz yuruME
- evet cok yuru, hatta haydi ko$ ko$
- eve geri donME
- sevdigin kadini kacir, daglara cik
vesaire, vesaire gibi anlamlar bile cikabilir. a acaipsin ana dilim.
Harika Togliati. Evet sanki cok iyi anliyoruz da birbirimizi bi de boooole seyler kullaniyoruz yani...
Bir de şöylesi var:
"Peki ya bu sabah kahve içmemem..."
Buna ne diyeceksiniz demek istiyorlar sanırım.
İlk yorum, iyiniyetli:
Daha sonra temize çekilecekmiş de, unutulmasın diye kısa notlar alınmış gibi.
İkinci yorum, alaycı:
Belki, hayatı da böyle notlar şeklinde algılayıp yaşıyorlardır.
Üçüncü yorum, kötümser:
Bunlar okul görmemiş, işte eğitim sisteminin içler acısı hali!
Başka?
:)
icler acisi halimiz valla...
FF'de baska bir ornege rasladim.
Yatmak ama uyuyamamak.. Sabah 6 da kalkicak olmak..
dilin nasıl olmak gerektiğini ima etmek...
nasıl olmamak gerektiğini göstermek...
dilin seyrine hâkim olmaya çalışmak...
fekat, bunu kimse başaramamak...
hayata hâkim oldukta dile ancak hâkim olmak...
ya da geç onu bunu, evet, sevmediğini dile getirmek...
basmak küfürü...
buna herkesin hakkı olmak...
senin de...
benim de...
Iste boyle Cuneyt gibi olunca ben tam anlamamak... :-)
sakın ha,
"kahvede arkadaşlarla buluşma"
ya da
"kahvede arkadaşlarla buluşmaK"
birinci cümledeki "sakın ha" közün üzerindeki külü üflemek gibi. Biraz da karikatürize hal, yani biraz abartarak anlamayı kolaylaştırmak....
Şu msn dili türeyeli ciddiyetler çığırından çıktı.
fiili isimleştirmek aynı zamanda nesneleştirmek. bugün her nesne satın alınabilir bir meta olduğuna o faaliyetler de aynen öyle nesneler. bir fiilin mastarlaşması, iyi bir kitabı d&r'dan almak gibi birşey olsa gerek.
semantik olarak mantıklayabildiğim şekli bu.
daha pratik bir nedeni de paragraf ve cümle kurmadaki beceriksizlik.
beni rahatsız edense bu faaliyetlerin önemli birşey gibi aktarılıyor olması. (belki onlar da bunun farkında ki böyle kesiyorlar:)
Simon Templar cok sagol aciklama icin. Sevdim nesne ve meta baglantisini...
Post a Comment