Pages

Mar 18, 2007

Baslarken

Bu blog medyayi, bilimsel olmak ya da mutlak olmak gibi bir iddiayi icermeden, bireysel acidan analizi hedeflemektedir. Bir birey, bir egitimci ve bir yasam-boyu-ogrenici olarak medyanin yasam alanlari uzerindeki kucumsenmeyecek etkisi benim icin bu analiz etmeyi gunluk bir doyum bulma ugrasisinin otesine tasimakta bir vatandaslik sorumlulugu duzeyine cikarmaktadir.

Gunumuzde medya sadece bir iletisim araci degildir artik, bir egelence araci da degil, bilgi ureten ve bu bilginin dagitimini saglayan bir arac da degil, butun bunlari ve daha bir suru diger fonksiyonlari da icinde barindiran cok guclu bir ideolojik aygittir. En onemlisi de ulusal ve uluslararasi bir pedogojiye donusmus olmasidir. Ki pedagoji mevcut ideolojinin ve devletin yuzlerinden biridir. Bu nedenle medya demokrasinin gostergelerinden biri oldugu gibi tiranligin da gostergesidir. Hukugun ve kulturun turnusol kagididir. Bu nedenle medya daha da onem kazanmakta ve herkesce (cunku herkesi ilgilendiren mutlaka birseyleri vardir medyanin) elestirel bir gozle bakilmayi gerekli kilmaktadir.

Beni boylesi bir blogda yazmaya iten sebep kendiliginden gelisti aslinda. Safca gundelik gazatelere soyle bir goz atarken, gazetelerin haberlerine ve yorumlarina okuyucularin da yorum yazdigini ogrenince cok sevinmistim. Sonra bu yorumlar git gide ilgimi daha da cekti. Bu yorumlarin ulkenin gercegini bile yansittigi genellemesine bile gittmistim. Ve bu yorumlarda gordugum duzeysizlik, irkcilik, kan-siddet seviciligi, kadin dusmanligi, hosgorusuzluk git gide icimi karartip umutsuzlugumu (daha guzel daha demokratik bir Turkiye umudumu) nasil da cogaltigini gun be gun yasamaya basladim. Bu benim gundelik yasamimim da etkilemeye baslamisti. Daha huysuz ve sinirli olmustum. Sonra bir gun "Yok yahu bu iste bir is var. Turkiye'deki potansiyel enetellektuel duzeyi yansitamaz bu yorumlar!" dedim. Ama peki neden kaliteli yorumlar o denli azdi ya da yok denecek kadar azdi? Tamam Milliyet gazatesi sagda bir gazete ama akli basinda adamlar da okurdu su gazeteyi yahu. Ne olmustu onlara. Kiran mi dusmustu o siradan ama akli basinda, tertemiz anadolu insanina... Inanmak guctu. Bir uyelik yaratip cok fazla ideolojik analizlere bulasmayan ama biraz akli basinda diye niteleyebilecegim yorumlar yazmaya basladim. Niyeyse benim yorumlarim bir turlu yayinlanmiyordu. cesitli gerekceler bulmaya calisip kendimi avutuyordum. Sonra bir baktim ki bu is tesadufler ya da teknik gerekcelerle ilgili degil ozellikle bir ideolojik filtreyle ilgili. Ornegin hemen hemen ayni asagilik, mide bulandirici, ya da irkci anlam iceren mesajlar ard arda sanki okuyucuyu kosullamayi amaclayan Pavlov'un kosullu uyaricisi gibi verilip duruyor ve iclerinde o yorumlara karsici olacak bir tek yorum dahi yok. Yani bu yorumlardan yola cikip "Turkiye sonunda kendine kendi ideolojisine uygun insan tipini yaratti" sonucuna varmamak icten bile degildi. Oysaki herkesin boyle tek bir agizdan ayni dusunceyi ayni asagilik duzeyde paylasiyor olmasi ne anatomisel, ne fizyolojik, ne de sosyal olarak mumkundur. Bu ancak irkci ve gerici bir ahlaksizlikla ve sorumsuzlukla mumkundur. Oturup editorlere elektronik mektuplarla ulasmayacalistim. Azinlikliklara irkci, kin ve nefret kokan yorumlarin yayinlanmasinin hem okuyucuya saygisizlik hem de hukusal bir suc olusturdugunu yazdim. Hic bir yanit alamadim. Yani en azindan profesyonellik geregi, :e-postanizi aldik, sagolun" gibi en basitinden bir nezaket yaniti bile almadim. Bunu editorlerin profesyonel ahlaksizligin bir gostergesi olarak sayiyorum ve meseleyi bilerek suca ortaklik ettigini kabul ediyorum. Suclardan sadece birine ornek vermeli aslinda:
14 Mart 2007 tarihli gazetede ki "W"li Nevruz başvurusu iade edildi" baslikli habere yazilan yorumlardan biri aynen boyleydi: "BİR BOMBA ATIP HEPİNİZİ TEMİZLEMEK VAR AMAAA. . İNSAN HAKLARI VAR İŞTE. . SADECE BİZİM ÜLKEDE GEÇERLİ OLAN. . " Boylesine nefret, kin, siddet, ve kan yuklu bir yorumun yayinlanmasi ve yayinlanmasina aracilik edilmesi suc olmalidir.

Ama Milliyet gazetesi ayni sucu hergun islemektedir. Bu ancak ince elenip sik dokunularak olusturulmus bir tur ideolojik editor filtresinin ayiklama fonksiyonundan baska bir sey olmasa gerekti. Amac da toplumsal duzeyde kalitesizligin olaganlastirilmasi. irkciligin normallestirilmesi olsa gerekti.

Bu nedenle ben editoru gecemeyen yorumlarimi bundan boyle burada yayinlayacagim. Aslinda etkili olacagina inansam nitelikli yorumlar yapabilecek herkesin yorum sitelerini yorum yagmuruna tutmasina dair bir kampanya baslatmayi onerecegim ama bu yorumlari kaale alacak bir ahlakin egemen medyanin editorluk duzeyinde var olduguna pek inanamiyorum. Isteyen deneyebilir. Defalarca genel yayin yonetmenine ve yorum sitesi editorune (eger ayri kisilerse) e-posta yoluyla ulasmaya calistim ama nezaketen de olsa "postanizi aldik, degerlendirecegiz" diyecek bir yanit dahi almadim. Hicbir profesyonellik ahlaki olmayan bu editorlerden daha fazlasini beklememek yadirgatici olmasa gerek.

Ha bu arada oneri ve elestirilerinize de ihtiyacim oldugunu bilin lutfen.

Sagolun.

2 comments:

Teksen said...

Merhabalar. Blogunuzu yeni keşfettim ve benim asıl ilgimi çeken nokta analizlerinizi yazarken kendi araştırmalarınızdan yola çıkmanız, sağdan soldan etkilenmek yerine kendi başınıza fikir üretmeniz. Bazı yayınlarınıza göz atabildim ama çıkarımım şu an da budur. Ben 1. sınıfa henüz başlamış bir üniversite öğrencisi olarak en önemli eksiğimin etrafımda ki düşüncelerden kolay etkilenmek, bana mantıklı gelen her fikrin hemen üzerine atlamak olduğunu görüyorum ve anladığım kadarı ile sizde bu durumun tam tersi olduğundan dolayı size bir soru yöneltmek istiyorum : Eleştirel düşünebilmenin ilk adımı sürekli okumak ve konu hakkında her açıdan bakan kaynaklardan bilgi edinmek olduğunu düşünüyorum. Peki her daim eleştirel bakabilmenin 2. adımı sizce nedir? Yanıtınızı tcansizoglu@gmail.com ' a iletirseniz sevinirim.
Teşekkür ederim.

Eleştirel Günlük said...

Teksen hosgeldin. Valla bu sordugun sey icin bir recete vermek imkansiz gibi. Bir de ben kendimi oyle bu isin uzmani falan da saymam/sayamam. Aslinda bunu istersen bloga koyalim ve diger blog yazarlariyla konusalim. Eminim daha guzel seyler cikar ortaya. (gerci eskisi gibi trafigi yogun degil bloglarin ama belli de olmaz.)