Pages

Aug 27, 2009

Askerlik

6 ay yaptım askerliği. Her dakikasına küfür ede ede. Askerlik onuru, namusu, vatanı falan korumak içindi. Oysa ilk iki günde dahi duyduğum küfürler, gőrdüğüm ișkenceler erlerde ne ar bırakıyordu, ne namus, ne șeref. Daha ilk elden bütün kișilikleri kırılıyordu, direngenlikleri (onun için alınıp anasının ocağından yapayalnız bırakılmamıșlar mıydi? Ne kadar yalnızlarsa o kadar zavallılardır çünkü). Daha ilk elden șerefsizleștiriliyorlardı askerler. Ilk elden ispiyoncu, ilk elden kaypak, ilk elden ișkenceci hani zayıfı ve alttakini ezmeyi gőrev bilen. Sonrası bir tür akıl hastalığı zaten. Insan uyum sağlayan hayvan.

Ah be çocuk kimseler yok muydu sana bi pim bulacak?

6 ay yaptım askerliği. Kıçım yemedi “gelmiyorum ulan!” deyip hapisi, ișkenceyi gőze almaya. 6 ay yaptım askerliği. Her dakikasına küfür ede ede. O yașanmayası 6 içinde iște ilk aklıma gelen tanıklıklıklarım.

Tanıklık 1: Karnını içe çekip gőğüslerini șőyle horoz gibi șișirerek kendinden oldukça emin bir edayla “Barıșta ter dőkmeyen savașta kan dőker” demiști. Oysa ben barıșta niye kan dőküldüğünü sormuștum. Onun adı da “eğitim zaiatı”dır sayın düdüğüm demistim kendi kendime. Eğitim zaiyatı; yani birine bir șeyi őğretirken ișlenen cinayetin adı.

Tanıklık 2: Asker dővülmez. Eğer dővecekseniz, dizkapakları ve dirsekleri parçalanana kadar süründürün oruspu çocuğunu ya da bilemedin bi damın tepesine çıkartın sonra da atın așağıya.

Tanıklık 3: Erin birine őyle iki destekli çakmıștım ki çenesi kırılmıștı. Yıllar sonra bir gün bir çarșıda bi baktım ki orta yașlı biri eğilip elimi őpmeye çalıșıyor. Dur bi dakka falan demeye kalmadan, kendini tanıttı: ben șu șu komutanım, bana iki tane vurmuștunuz, o vurduklarınız beni uslandırdı ve ben onların sayesinde bugün müdür yardımcısıyım.

Üç tane vurmuș olsaydı simdi müdür yardımcısı degil aslan gibi müdürdü o…

Tanıklık 4: Asker eșșeğin siki gibidir okșarsan kalkar. Onun için ta en bașından o siki kıracaksın…



Soyle diyor:

...Bunu yapan, “pim”i çeken kişi bir “canavar” mı? İzlediğim mesafeden bir şey söylememe imkân yok. Ama hiç canavar filan olmayabilir. Bugünlerde karşılaştığımız birçok olayla ilgili olarak bende ilkin bu tepki oluşuyor. Hayır, bu olaylarda “aktör” konumunda olan “Ahmet”, “Mehmet” değil canavar olan. Bugüne kadar özenle yarattığımız sistem, değerler skalası, düşünme biçimi canavar. O sistem, bu bireylere canavarlık yaptırıyor. O sistem, kimsenin kendi dışına adım atmasına izin vermiyor.

Bu çocukcağız o bombayı elinde patlatmasaydı (hani beş dakika sonra pim takılsaydı, ne bileyim) o teğmen bu anısını kıvançla torunlarına anlatabilirdi. Sistem o günlere de devam etse, “Verdim eline bombayı... Sonra bir daha nöbette uyumadı” diye anlatırdı. Sistem aynen devam ediyorsa kimse de çıkıp “Böyle şey yapılır mı? Ya patlasaydı?” demezdi. Hayır, sistem bize bu durumda, “Ne yaman subaymış, yahu! Keşke ben de onun yanında askerlik öğrenseymişim” demeyi öğretiyor.

Aug 26, 2009

Cinnet Yazıları

Cinnet yazısı diye bir yazım türü var mı literatürde? Eğer varsa hiç duymadım varlığını. Şurda Futuriska’nın bir yazısı var. Bi solukda okudum. Yer yer duraksadım. Katılmadım. Ama yazıyı çok sevdim. Sonra sorguladım niye sevdim diye. Katılmadığım yerlere geldiğimde siktir çekip bırakmadım okumayı yani. Beni herşeye rağmen okumaya devam ettiren neydi? Içten içe akan birşeyler vardı yazıda? Cinnet gibi engellenmesi güç. Cinnet kadar haklı. Cinnet kadar suçdan, cezadan, ayıpdan, yasakdan muhaf…

Cinnet yazılarını güzel kılan biraz da onların ince elekli filitreded geçmeden yazılmalarıdır. Ağızdan çıktığı gibi yazılmalarıdır. Hani aşk mektupları vardır ya, okunurken gramer hatası nerde yapılmış diye okursanız sıçmış olursunuz içine mektubun da aşkın da. Öyle bir şey işte. Yani cinnet yazısı mükemmel değildir. Mükemmel olması aranmamalıdır. Bir sürü aşırı genellemeler, yaygın önyargılar, ve hatta gündelik cinsiyetçi söylemler içerebilirler. Küfür etmek gibi bir şeydir. Amacı cinsel kimlikler üzerinde bir yargı değil küfür edenin küfür edilen tarafından açilmış yaranın o en insane dışı vurumudur. Yani sürçi lisan edilme olasılığı çok yüksek ama özünde cinneti ve öfkesi haklı olan bir yazıdır. Bunun için de söylediği her söz alehinde delil olarak kullanılmamlıdır. Yazının geneli bir bütün olarak ele alınıp, yazıldığı tarihsel, sosyal, ekonomik koşulları, bunlar arsındaki dinamik ilişkileri, ve bütün bunların bireyin en öznel duygusal, heyecansal, ve bilişsel yanları üzerindeki etkisiyle değerledirilmelidir. “Topunuzun anasını avradını sikeyim” derken kalkıp bunun alabildiğine genelleyici, erkek egemen ve cinsiyetçi bir söylem olduğu eleştirisi cinnet yazısını fazla bağlamamalıdır. Mesele cinnetin haklılığıdır.

Aug 25, 2009

Ramazanın Hatırlattığı!

Ramazanmış! Yahu hala nasıl insanlar dine inanıyorlar ? Sahi bunca yokluğuna dair delil varken varlığına dair delil olmayan bir güce insanlar nasıl akıllarını teslim ediyorlar? Yani hangi editor, hangi basım evi basar şu kutsal kitapları şimdi? Estetik olarak, mantık olarak, kurgu olarak, felsefe olarak hiç bir özelliği olmayan bu kitapları kim basar yahu? Onca saçma sapan hikayelerden oluşan kitaplara dayalı bir dünya ve öte dünyayaya nasıl inanıyor insanlar? Inanamıyorum aklıbaşinda birinin Tanrı’ya inanbileceğine. Onun için bu insanlar aklını yitirmişler diyorum. Zekalarını körertmişler. Nekadar ateist varsa ancak o kadar aklıbaşında adam var bu dünyada.


Aug 21, 2009

Fıtık

Dunyanın bütün dertlerine yüregim ve beynim yetiyor da belim yetmedi taşımaya. Fıtık oldum. Bugün ameliyat oluyorum. Iyileşip tekrar yazmaya başlayana kadar şu yeni keşfettiğim siteleri tavsiye ederim.

http://hafifabim.wordpress.com/

http://blogyaziyorum.blogspot.com/
http://milli-tarih.blogspot.com/
http://www.seviyesizsiyaset.com/

Sağlıcakla kalın.

Aug 15, 2009

Her Telden

Tam iki hafta oluyor uzak kalalı bloglar dünyasından. Ne yalan söyleyeyim özledim doğrusu. Blog dünyasından uzak kaldığım süre içinde de bir sürü şey geldi aklıma yazma konusu yapmak için, sonra da yoğunlukları solup gitti. En sonunda da rastgele bir listeye dönüşüverdiler.

  • Bu Kürt açılımı nedir? “Hepimiz Türküz” ün “Hepimiz müslümanız” versiyonu mudur bu? Ama yine de hiç yoktan iyidir. En azından şöyle ya da böyle bir dialog çabasıdır. Engel olunmamalı… Ahmet Türk’ün açılım karşısındaki olgun, sabırlı ve akıllı duruşuna da kredi vermeli.

  • Sahi şu Baykal kadar mide bulandıran başka bir şey (insan, hayvan, eşya, falan) daha var mı şu evrende?

  • O… çocukları” filimini izledim - beğendim. Özellikle yaşama ilişkin analojiler çarpıcıydı. Akvaryumdaki balıkların suyunun değiştirilince ölmeleri ile sokakta büyüyen çocukların sosyal, duygusal, ve çevresel koşullarının kalıcı olmayan bir değişimle allak bullak olacakları vurgusu bunlardan biriydi. Hatırladığım kadarıyla şöyle deniyordu “bunlar her ölen balığa ağlarlarsa, anaları daha çook sikilir bunların!”

  • Ilk defa “çimlere basmayınız!” işaretinin antitezini Kanada Toronto’da gördüm: “ Lütfen çimlerde yürüyünüz” diyordu.

  • Esmerin bütün renk aralıklarını karşı cinsteki çekiciliğiyle görmek istiyorsanız Toronto’ya gitmenizi öneririm.

  • Islamcılar Toronto’da oldukça iyi çalışıyorlar. Iktidarı ellerine geçirene kadar; usulca çok kültürlülük, dinsel özgürlük gibi değerleri sonuna kadar kullanıp Batı’nin ağzına bi güzel sıçacaklar gibi geliyor bana. Ya da Batı bunların masum dindar olmadıklarını anlayacak. Kacak şu Benselma İslam’ın Psikanalizi’nde, hic müslüman fobisinden sözediyor muydu? Bende öyle bir fobi var sanki. Valla korkirem balam