Pages

Jul 22, 2013

Dinle Küçük Adam'dan

Wilhelm Reich
 
"Küçük adam üzerinde" güçlerini uygulamaları için iktidar sahiplerine yetki veriyorsun. Ama kendin dilsizsin; seni temsil etmeleri için güçlülerin ya da kötü niyetli güçsüzlerin daha fazla güçlenmelerine göz yumuyorsun. Her zaman aldatılanın sen olduğunu çok geç fark ediyorsun."

 
"Sana kişisel özgürlük değil ulusal özgürlük vaad ediyorlar. Sana insani özsaygı değil, ulusal büyüklük vaad ediyorlar. "Ulusal özgürlük" ve "devletin çıkarları" ifadeleri bir kemiğin bir köpeğin ağzını sulandırdığı gibi senin ağzını sulandırıyor ve sen onları alkışlıyorsun (...) Onlar seni bir sembole kurban ediyorlar ve sen onları kendi üzerinde iktidara taşıyorsun. Bütün maskeleri düştüğü halde senin efendilerin senin tarafından yükseltildiler, senin tarafından beslendiler."

"Sende gerçek büyük adamı tanıyabilecek his ve göz yok. Onun varlığı, acıları, özlemleri, kavgaları, senin için verdiği mücadeleler sana uzak ve yabancı şeylerdir."

"Büyük adam yaşamın amacını senin gibi zengin olmakta, kızlarının kurallara göre evlenmelerinde, politik kariyerde, profesör süslerinde görmüyor. Senin gibi olmadığı için onu "dahi" ya da "tuhaf" olarak adlandırıyorsun. Ama o senin boş gevezelik toplantıların yerine kendi düşünceleriyle yalnız kalmayı tercih ettiğinde onun toplumsal olmadığını söylüyorsun. Sen küçük ada, bu sıradan dürüst adamın karşısında yozlaşmışlığın içinde kendini "normalliğin" prototipi olarak çıkarıyor ve ona "anormal" diyorsun. Onu küçücük ölçülerinle ölçüyorsun ve senin normallik ölçülerine uymadığını düşünüyorsun."




"Sen "halksın", "kamu düşüncesisin", "toplumun vicdanısın". Bu kelimelerde ne büyük sorumluluk olduğunu hiç düşündün mü küçük adam? Büyük sosyal bakış açısıyla doğanın ya da büyük insani eylemlerin, örneğin bir insanın doğru ya da yanlış mı düşündüğünü kendisine hiç sordun mu? Aksine komşunun ne diyeceğini ya da dürüstlüğünün sana paraya mal olup olmayacağını sordun.
Sen büyük adamı yalnızlığa ittikten sonra ona nasıl bir kötülük yaptığını unuttun. Tekrar tekrar anlamsızlıklar, bayağılıklar yaptın ve bir kere daha onu derinden yaraladın."

"Dinle küçük adam; insanın sefaleti senin her küçük kötülüğünde gün ışığına çıkıyor."

"Bütün büyük insanlar yalnızdırlar."

"Bu dünyada benim kim olduğuma karar verecek olan yalnızca benim, başka hiç kimse değil. Ben biyolojik ve kültürel bir melezim ve bütün sınıfların, ırkların ve ulusların fiziksel ve zihinsel ürünü olmaktan, senin gibi saf ırk olmamaktan, şovenist olmamaktan ve bütün sınıfların, ırkların ve ulusların küçük bir faşisti olmamaktan dolayı gurur duyuyorum."

"Evlilikten doğmuş çocukları meşru, "evlilik dışı" çocukları gayrimeşru olarak ayıran sen değil misin? Yeni doğmuş İsa'yı yüceltiyorsun. Yeni doğmuş İsa evlilik cüzdanı olmayan bir anneden doğmuştu. Sen evlilik dışı doğmuş, evlilik dışı çocuk tanımayan İsa'yı tanrının oğlu katına yükselttin. Ve sonra kendi küçük gerçekliğin içinde gerçek sevgin ve gerçek nefretinle dinsel kanunlara dayanarak çocuklara saldırıyorsun, sen sefil bir küçük adamsın! Sen otomobilinle büyük Galile'nin tasarladığı köprülerden geçiyorsun. Bütün dünyanın küçük adamı, sen büyük Galile'nin evlilik cüzdanı olmadan üç çocuk sahibi olduğunu biliyor musun? Bunu okuldaki çocuklardan saklıyorsun ve Galile'ye bu yüzden acı çektirmiyor musun?"



"Senin ve senin topluluklarının bütün zorbalıklarından kurtulması gerekiyor, bu gerçek. Ama büyük adam seni eğitirken küçük bir hata yaptı. O senin özgürlük arzuna ve yeteneğine güveniyordu. O özgürlüğü bir kez ele geçirdiğinde onu güvence altına alacağından şüphe etmiyordu. Ve senin proleterye diktatörü olmana rıza gösterme hatasını da yaptı.
Sana gösterilenlerin içinde yalnızca bir kelime kaldı: diktatör!Bütün diğer şeyleri güverteden aşağı attın; özgürlük, gerçek şeylerdeki temizlik, ekonomik köleliğin çözümü, ileriyi düşünme yöntemleri, bütün bunlar güverteden aşağı uçtu. Bilge adamın bu küçük hatasından sen, yalanlardan, kovuşturmadan, işkenceden, zindandan, cellatlardan, gizli polisten, mareşallereden ve madalyalardan oluşan bir sistem inşa ettin..."

"Sen ya 'yaşasın' diye bağırır, ya kağıt oynarsın, ya da bir büroda istemeyerek çalışırsın. Ve hiçbir zaman yardım edenin yardımına koşmazsın."

"Sen mutluluğun için gereken ekonomik koşulları, "mekanizmayla" karıştırdın. Devletin büyüklüğünü insanlığın kurtuluşu; katı, aptal parti disiplinini büyük amaçlar için duyulan fedakarlık arzusu; tankların geçit törenini milyonların uyanışı sandın. Aşkın özgürleşmesini tüm kadınların ırzına geçmekle, yoksulluğun yok edilmesini bütün yoksulları, zayıfları ve yardıma muhtaç olanları yok etmekle, memeye gereksinim duyan bebeleri vatansever yetiştirmekle, doğum kontrolünü on çocuk annesine madalya vermekle karıştırdın."

"Senin yakınında küçük adam, mutluluğu yiyip bitirmek kolaydır, ama mutluluğu elde tutmak zordur."

"Deha senin satmak için pazara getirdiğin ticari bir markadır. Ancak kaşif bir dahi olursa, onun dünyaya getirdiği mutluluğu daha iyi yiyip bitirebilirsin. Evet onu iştahla yiyebilirsin; çünkü sonra küçük adam gelip seninle birlikte, "dahi, dahi" diye haykıracaktır. Ve insanlar kitle halinde gelip elindeki ürünü yiyip tüketecektir."

"Yaşayanın izinde olan herkesi onurun ya da akademik unvanın, dinin, para cüzdanın ya da tankın uğruna suçladın, lekeledin, yalanladın, mahkum ettin ya da sakatladın."

"İşte sen busun küçük adam, sen çok iyi boşaltabilir, tüketebilir, kaşıklayabilir ve yiyip bitirebilirsin ama yaratamazsın. Sen hiçbir gelişme göstermezsin, yeni düşünceler için hiçbir şansın yok. Çünkü sen hiçbir zaman vermedin, yalnızca başkalarının senin önüne hazırca sunduklarını kaşıkladın."

"Dönüp de senin vatansever dediklerine bak bir kere. Onlar adım atmıyor, hücum ediyorlar. Onlar düşmanlarından nefret etmiyorlar, onlar ezeli düşmanlarını on yılda bir değiştirdikleri ezeli düşman yapmak için ebedi arkadaş yapıyorlar. Şarkı söylemiyorlar, yürüyüş marşları söylüyorlar. Onlar kız arkadaşlarını kucaklamıyorlar, sadece onları becerip bir gecede kaç kez iş bitirdiklerini hesaplıyorlar."

"Senin cinsel açlık içinde olduğunu, diğer cinsten insanlara nasıl şehvetle baktığını, dostlarınla aşk meseleleri üzerine pis şakalar yaptığını, pis pornografik fantezilerin olduğunu sen biliyorsun, ben biliyorum, herkes biliyor (...) Senin kafanda her türlü ahlaksızlık marifeti oluşuyor. Benim sevgiyle kucaklayışım senin yaşamında pornografik bir sahne haline geliyor. Benim neden söz ettiğimi bilmiyorsun küçük adam.
Bu yüzden hep geride kaldın küçük adam."

"Sen bir kartal olmak istemiyorsun küçük adam ve bu yüzden de akbabalar tarafından yenileceksin. Sen kartallardan korkuyorsun, bu yüzden de sürü içinde yaşıyorsun ve büyük sürülerin ve kitlelerin yemi olacaksın.Şimdi sen büyük kitleler arasında açlık çekiyorsun, büyük kitleler içinde ölüyorsun ve senin civcivlerini kuluçkalayan kartaldan hala korkuyorsun."

"Sen Hitler yanlılarını ancak milyonlarca insanı öldürdükten sonra asıyorsun. Bu milyonlar öldürülmeden önce nerdeydin ve ne düşünüyordun? Doğru düşünmen için bir düzine ceset yetmez mi? İnsanlığın ancak milyonlarca ceset gördüğünde mi ortaya çıkıyor? Senin bu tek tek küçüklüklerin, insan-hayvandaki büyük sefaleti ortaya çıkarıyor."

"Evin hala kum üstünde duruyor, çatı başına yıkılıyor ama senin 'proleter' ya da 'ulusal namus'un var. Su borun patlıyor ve çocuğun boğuluyor; ama sen yine çocukların sopayla ödüllendirildiği eğitim ve düzenden yanasın."

"Boks maçı yerine kitapçıya git, eğlence merkezlerine gitmek yerine uzak ülkelere seyahat et.Doğayı düzetlmeye çalışma, onu kavramayı ve korumayı öğren..."

"Daha yüzyıllar boyunca dostlarını öldüreceksin ve bütün halkların, proleterlerin önderlerini efendilerin olarak ödüllendireceksin. Bir efendinin ardından diğerini yücelteceksin. Sen yüzyıllar boyunca yaşamı korumak yerine kan dökeceksin, celladının yardımıyla özgürlüğünü temellendirdiğine inanacaksın..."

"Sen gerçekler konuşulduğu zaman dinlemiyorsun; sen yalnızca gürültüyü dinliyorsun. Ve sonra 'yaşasın' diye bağırıyorsun."

"Biliyorum küçük adam bir gerçek işine gelmediğinde hemen deli damgası vuruyorsun. Ve sen kendini normal insan kabul ediyorsun. Delileri içeri tıktın ve bu dünyayı normal insanlar idare ediyor..."

"Senin kamuoyu dediğin şey küçük adam, bütün küçük adamların ve kadınların düşüncelerinin ürünüdür. Her küçük adamın, her küçük kadının içinde bir doğru ama aslında tamamen yanlış bir düşünce vardır.Diğer küçük adamların ve kadınların yanlış düşüncelerinden korktukları için yanlış düşüncelere sahiptirler. Bu yüzden doğru düşünceler ön plana çıkamıyor."


Burda da 2007'de alintiladigim bir seyler var. http://elestirelmedyagunlugu.blogspot.com/2007/11/dinle-kk-adam.html

Jul 13, 2013

Yalınayak şiirdir

I.
biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük kardeşim

emrazı zühreviye hastanesi'ne kapatıldı anamız
adıyla çalışan ermiş sirkeci kadınlarındandır

şeker atar hâlâ mazgallardan cankurtaran'da
acı bacı'nın acı bilmez uçurtma çocuklarına

yıl sonu müsamerelerine kimler çıkarılmaz?

II.
velhasıl onlar vurdu biz büyüdük kardeşim

babamız dövüldü güllabici odunlarla tımarhanede
acaba halk nedir diye düşünür arada işittiği

dudullu'dan tâ salacak'a koşarak alkışlayalım
fazla babalarıyla dondurma yiyen çocukları

hangi çocukların neye imrenmesi yalınayak şiirdir?

ece ayhan -1970

Jul 11, 2013

Hatırlıyor musun?

On yıllarca "Susma, sustukça sıra sana gelecek" dendiydi, hatırlıyor musun? Sıra șimdi sana geldi. Hazır mısın?

Ama biliyor musun sen sustukça onlar gazda, tazyikli suda, yargısız infazda, mahalle çetelerinin örgütlenmesinde, gerçekliği çarpıtmada, hukuğun terazisinin ayarıyla oynamada, delillerin karartılmasında uzmanlaștılar.

Daha bir çok șeyde uzmanlaștılar: Yüzsüzlükte, yalan atmakta, aptal rolü oynamakta, elde görsel, ișitsel, ve digger bilcümle kanıtın olduğu durumlarda dahi sonuna kadar inkar etmekte uzmanlaștılar. Göryorum yepyeni bir dil, zeka ve enerjiyle çıkıyorsun karșılarına. Hiç böylesi bir kavgaya girmemiș çocuklarınla karnavala gider gibi gidiyorsun alanlara, dökülüyorsun sokaklara. Umut veriyorsun bu halinle. Gurur veriyorsun.

Ama "keșke susmasaydın daha önce" diye düșünmekten de kendimi alamıyorum doğrusu. Ama umarım bu yașanılanlardan bir ders çıkarırsın ve bir daha susmazssın haksızlığa ve zuluma… Hani şu, “biz ilk başta bağcının ermeniyi dövmesine izin vermeyecektik” hikayesi vardı ya, iște onun gibi bir ders.

Cinayetleri ve Canileri Gizlemenin On Altın Kuralı

Gün Zileli
11 Temmuz 2013  


Birincisi, cinayetlerinizi mümkün olduğu kadar, kimsenin göremeyeceği, karanlık ara sokaklarda işleyin. Polisiniz, göstericileri buralara sürerek sizlere yardımcı olmalıdır. Mobese kameralarına yakalanmamaya dikkat edin.

İkincisi, mobese kameraları faaliyet halindeyken cinayet işleniyorsa bunların yönünü mümkünse olaydan uzak yerlere çevirmeye çalışın. Eğer mobese kameralarından tespit edilen görüntüler varsa polisiniz kendisine teslim edilen görüntüleri bozmalı ve delilleri karartmalıdır.

Üçüncüsü, cinayet ortalık yerde işlenmiş ve bütün çabalara rağmen mobese kameralarıyla tespit edilmiş, silme ve montajlar da yetersiz kalmışsa cinayeti işleyen kişiyi ya da polisinizi kurtarmak için bazı izahlar bulun. Örneğin, polisinizin silahıyla kendini savunmaya çalışırken saldırganların attığı taşın eline çarpması sonucu silahın ateş aldığını söyleyin.

Dördüncüsü, sopalı, palalı ve tabancalı adamlarınız gündüz gözüyle, polisimizin himayesi altında açıktan açığa saldırılar düzenlemek zorunda kalmışlarsa onlara hemen ortalıktan toz olmalarını söyleyin. Eğer durum görüntülerle falan iyice ayyuka çıkmışsa adamlarınızı bir yerde korumaya alın ve sanığın gözaltında olduğunu söyleyerek kamuoyunun tepkisini yatıştırmaya bakın. Pala, tabanca, sopa gibi suç aletlerini yok ettikten sonra adamlarınızın savcıya ifade vermesini sağlayın. Adamlarınızın, gösteriler yüzünden işi bozulmuş masum esnaf görünümüne bürünmesini sağlayın.

Beşincisi, canilerin yargıdan sıyırmalarına karşı kamuoyu tepkisi çok fazlaysa bakanlarınızdan en ağzı laf yapanının açıklamalar yapmasını sağlayın. Bakan, “bu durumu ben de tuhaf karşıladım” diyerek kamuoyunun gazını almaya çalışsın. Kamuoyu, bazen gaz verilen, bazen gaz atılan, bazen de gazı alınan bir alandır.

Altıncısı, cinayet ortaya çıktığı zaman valileriniz ya da emniyet müdürleriniz, daha olmadı İçişleri Bakanınız, “olay tetkik safhasındadır, durum araştırılmaktadır, araştırmaların adli ve idari safhada olduğu bir durumda daha fazla açıklama yapmak adil yargıya müdahale anlamına gelir” gibi klişelerle oyalamaca yoluna gitsin. Olayı zamana yayın. Delilleri karartmanın ve adamlarınızı korumanın en iyi yolu adli araştırmaya saygı gösteriyormuş ve adalete müdahale etmekten kaçınıyormuş gibi yapmaktır.

Yedincisi, yetkili makamlar ve valiler olarak TV’lere çıkmaktan kaçınmayın. TV sunucularının sorularına makul ve mantıklı cevaplar verin ama bir yandan da otoriter bir ses tonuyla onları “sorumluluğa davet ederek” paylamaktan ve korkutmaya çalışmaktan geri kalmayın. İyice sıkıştırıldığınız bir noktada iftiralar savurarak işin içinden sıyrılmaya çalışın. Karanlık sokaklarda dövülerek öldürülen birini kimin öldürdüğü ne malumdur. Belki de polisi suçlamak için göstericinin arkadaşları dövmüştür onu. Böyle bir ihtimalden, hatta “olgu”dan hiç çekinmeden söz edin. Belirsizlik ortamında kafaları karıştırmak cinayetleri gizlemenin en iyi yoludur.

Sekizincisi, olayların kızıştığı anlarda polislerinizin kasklarındaki numaraları çıkartmalarını sağlayın. Bu, polislerinizin daha da cesur hareket etmesini sağlayacaktır. En iyi polis yargılanmayacağını bilen polistir.

Dokuzuncusu, adamlarınız göstericilere polisinizle birlikte saldırırken polisiniz onları önlüyormuş gibi yapsın ama aslında “sen devam et” arkandayım sinyali versin. Adamınız göstericilerden birine satır, balta, pala veya sopayla saldırıp yere yıktığında diğer göstericiler savunma amacıyla karşı atağa geçerlerse polisiniz siviller arasında bir kavgayı önlüyormuş pozunda ellerini kaldırarak adamınızı korusun ve kaçmasını sağlasın.

Onuncusu, polisiniz ve adamlarınız cinayet işlerken Başbaşkanınız bütün kanallarda aynı anda verilen konuşmalarla polisin işlediği cinayetleri destan olarak sunsun. Bu arada bir kısmı eski solculardan, eski solcu gazetecilerden, eski solcu tarihçilerden, bir kısmı eski bakanlık ya da başbakanlık danışmalarından, bir kısmı yeni başbakan danışmanı adaylarından oluşan bir kalabalık, başbakanın konuşmalarını alkışlasın ve göstericileri kışkırtan bazı dayanışma oluşumlarını topa tutsun. Maddi cinayetler ancak manevi cinayetlerle, vicdanların katledilmesiyle gerçek anlamını bulur.


www.gunzileli.com

Read more: http://www.gunzileli.com/2013/07/11/cinayetleri-ve-canileri-gizlemenin-on-altin-kurali/#ixzz2YjtLUjYT

Jul 10, 2013

#aliismailkorkmaz Katilimi Tanıyorsunuz


Polis şiddetinden kaçarken sokakta kimliği belirsiz kişiler tarafından sıkıştırılarak odunlarla dövüldü.

Yere yıkılana kadar dayak yedi olaya şahit olan bir kişi korktuğu için müdahale etmedi.

Dövülmesinden bir süre sonra ayağa kalktı polisten korktuğu için hastaneye gidemedi.

Arkadaşları zorla ikna ederek kendisini hastaneye götürdü.Ancak doktor eylemden gelenlere bakmıyordu.

Hastaneden tomografi çekip "bir şeyin yok, git ifadeni ver" diye hastaneden yollandı.

Sabah uyandığında konuşma zorluğu çekiyordu arkadaşları ailesine haber vererek başka hastaneye götürdü.

İkinci hastane beyin kanaması geçirdiğini ve vücudunda pek çok kırık olduğunu söyledi.

Alındığı ameliyatın ardından geç müdahale sonucu solunumunu ve bilincini kaybetti, yoğun bakıma alındı.

Ailesi ve arkadaşları haftalardır tedirginlikle hem yaşamı hem ölümü bekliyorlardı. Ali bugün öldü.

Ölümüne devlet, emniyet ve ilk hastanedeki görevliler yardım etti asıl katiller bulunamadı.

Bugün öldü, ölüm süreci 11 tweete sığdı ama hikayesi bitmedi! Onun hikayesini biz devraldık!
#aliismailkorkmaz

Zambak dur, sana da bulaştı kan.

Ah niye biraz daha direnmedin be çocuk! #aliismailkorkmaz




Zehirli Zambak

onu vurdular, gözümle gördüm onu
ak bir zambağa binmiş
gidiyordu

zambak dur, sana da bulaştı kan.

bir damla gözyaşından
doğurmuştu anası onu,

bir avuç sevinçle
büyüttü.

bir avuç hüzünle
nice zorluklar

nice ayrılıklar
ve saçlarına beyazlar
düşürerek.

onsekizindeydi
bir sevgilisi vardı,

aynı mahalleden
eyüpten.

henüz öpmemişti bile

konfeksiyonda
çalışırdı.
onu vurdular
gözümle gördüm onu

bir güvercin havalandı.

eyüpte, o basma
perdeli evde,

kurudu saksıdaki sardunya

birdenbire

çatladı
bir fotoğrafın camı.

tel çerçeveli

düştü
radyonun üzerinden

yere.

dağıldı kitapları

dağıldı şiirler
ve roma hukuku

güvercin
konamadı.

onu vurdular, gözümle gördüm onu
ak bir zambağa binmiş
gidiyordu

zambak dur, sana da bulaştı kan.

Behçet AYSAN

Jul 8, 2013

The Never-Never Girl - Kelly Girl.

Așağıda reklam Amerika’da 1971’de yayınlanmıș. Bugünlerde de bu tür saatlik ișçilerin kullanımı yeniden artmaya bașlamıș. Bugün resmi rakamlara göre (ki bu aslnda çok daha yüksektir) 2.7 milyondan fazla gündelik, saatlik, ișçi var Amerika’da.


Kapitalizmin insanı neye dönüștürebileceğinin küçük bir örneği bu.


The Never-Never Girl.
Kelly Girl.
Asla Asla-Kız - 
Kezban Kız


Never takes a vacation or holiday.
Asla tatil yapmaz.

Never asks for a raise.
Asla zam istemez


Never costs you a dime for slack time. (When the workload drops, you drop her.)
Ișler azaldığında size fazladan bir tek kurușa bile mal olmaz. Ișler mi azaldı, kovun gitsin.


Never has a cold, slipped disc or loose tooth. (Not on your time anyway!)
Asla nezle olmaz, üșütmez, diski kaymaz, diș çektirmez (Yani en azından sizing șirketin zamanında bunları yapmaz)



Never costs you for unemployment taxes and social security payments. (None of the paperwork, either!)
 Asla size ișsizlik vergisi ya da SSK ödemeleri gibi masraflar çıkarmaz. (Hiç bir kağıt kalem iși de çıkarmaz)



Never costs you for fringe benefits. (They add up to 30% of every payroll dollar.)
Size asla maaș harici masraf çıkarmaz



Never fails to please. (If our Kelly Girl employee doesn't work out, you don't pay. We're that sure of all our girls.)
Asla size memnun etmemezlik etmez. Eğer bizim Kelly kızdan memnun kalmadıysanız para ödemek zorunda değilsiniz. Biz Kızlarımıza güveniyoruz.



Kelly Girl(R)
A DIVISION KELLV SERVICES
499 of last year's FORTUNE 500 use Kelly Services. (Number 500, we want you!)


Jul 5, 2013

Türkiye’nin Demokrasi Düșmanları

Türkiye’de demokrasinin düșmanı olabilecek gruplar (Aklıma geldiği sırayla)
  • Israil’in Filistinlilere yaptığını group TC’nin Kürtlere yaptığını görmeyenler 
  • Mursi’nin ve Erdoğan’ın birer diktatöre dönüștüğünü görmeyenler 
  • Askeri darbelerden medet umanlar 
  • Bu vatan bizim deyip üstüne yatanlar ve kendinden bașkasına yașama hakkı tanımayanlar 
  • Penise tapanlar ve bütün namusu kadının bacak arasından yola çikarak yapılandıranlar 
  • Ișkenceci ve katilleri koruyup kollayanlar 
  • Sana mı kaldı’cılar 
  • Diğer unuttuklarım