Pages

May 30, 2013

Köye geri dönmek istiyorum

Geçenlerde Bağlar tarafında minibüse bindim. Boş koltuklardan birine oturdum. Oturur oturmaz arkadan bir el dürttü beni. Geri döndüm, baktım ki yaşı altmışa dayanmış bizim köyden bir abê, zaten evleri de yıllardır bize yakın bir yerde. Genel olarak iletişim halindeyiz... Köy yakıldıktan sonra aynı dönem oradan ayrılmış beraber Amed'e göçmüştük.

Selamlaştıktan sonra hal hatırını sordum. "Valla nasıl olsun" diye söze girdi. "Hastayım. Sürekli hastayım, yıllardır hastayım" diye devam etti. Sesini biraz daha ulaştırmak ister gibi az daha eğildi benim koltuğa. Doktor bulmuş, sanki tedavi oluyordu. Bişi sormama gerek kalmadan yine devam etti... "Köye geri dönmek istiyorum. Bu şehir havası, bu şehir hayatı hepimizi yedi bitirdi. Temiz hava yok. Hiç bişi yaramıyor bana. Taşlar ve kalabalıklar arasında boğuluyorum. Sürekli hasta olmam bundan. Köyde olsam böyle mi olacaktı? En azından havası temiz"

İnsanın doğduğu yere dönüşü, öze yolculuk yapmak isteyişi evrensel bir duygu. Bugün çoğumuz bu duyguyu romantik bir "köye gittik" tadında yaşıyor olsakta gerçekten hisseden anne, baba, dede, nenelerimiz için aynı durum söz konusu değil. Hraçya Koçar, "Özlem"inde yaşlı Arakel'in bu isteğini şöyle ifade ediyordu: "... Fakat en güzeli Aras'ın çok uzak ve o kadarda yakın Ermenistan Dağlarının yaz gecelerinin ay ışığında seyredilmesiydi. O güzelliği köyde hiç kimse, rencber Arakel gibi göremiyor, hissedemiyordu"

Kurdistan, bir tahta üzerine oturup başına zar zor kıvamına getirdiği suyu dökmek için yaşayan binlerce kişinin kurduğu hayaller ile dolu. Hepsi, hepimiz yıllardır hastayız...

Özgür Amed
https://www.facebook.com/2nokta0

May 22, 2013

Koçero ve Postmodernizm

Gocunmayın güzel beyler, hanımlar
Alınıp incinmeyin
Silah silah çatmayın o güzel kaşlarınızı,
İmdatlara saldırmayın
Basmayın düğmelere, yürekleri hoplatmayın,
güzel beyler hanınmlar..
Zor ve cetin bir ağıttır Postmodernizm
Bir gelin ağlar ona ben ağlayamam
Bıyıkları çengel çengel bir kardas,
ağlar ona ben ağlayamam
Acılı bir bacı ağlar, bağrı yanık bir ana, ben ağlayamam
Bir elinde kanlı mendil, bir elinde kara mavzer
Kimse bilmez nerde, nasıl, taptaze bir, sımsıcak bir, gencecik bir ölüdür o
Bir selamdır sımsacık
Varamamış dostuna, varamamış Postmodernizm

Postmodernizm bir dağ çekirgesinin gecede irkilmesidir
Bir belirsiz karanlıktan
Bir belirsiz karanlığa
İrkilip uçmasıdır
Bir dağ çekirgesinin
Bir kurdun kaçmasıdır kendi karaltısından
Yamaçtan bir taşın yuvarlanması
Bir pınarın durup durup akması
Bir çift gözün karanlığa bakması
Şimşeklerin uzak uzak çakmasıdır dağlarda
Bir mavzerin yanlışlıkla patlamasıdır
Bir geyiktir Postmodernizm
Sekerken taştan taşa kırılmış bilekleri
Tırnakları kekik nane ve menekşe kokulu
Tırnakları rüzgarlı
Suçsuz bir geyik
Avcılar yakalarsa mezedir eti
Köpekler kovalarsa diş kirasıdır
Bir okul piyesidir Postmodernizm
Açış konuşmalıdır ve halaylı türkülüdür
Müsamere derler adına oralarda
Kaymakamlı savcılı ve çavuşludur
Biletlidir ve yoksullar yararınadır

Gocunmayın güzel beyler,hanımlar
Alınıp incinmeyin
Postmodernizm bir oyundur yazılır yazılır bitmez
Postmodernizm bir oyundur oynanır oynanır bitmez
Vurur onu Candarma, durmadan vurur ama bitmez
O hep durur orda
Bıyıkları kartallı da
Göğsü çapraz fişeklikli gözleri 5 yaşında
Bir elinde kanlı mendil,bir elinde kara mavzer
Pır pır eder bir guvercin namlusunun ucunda
O hep öyle durur orda taş arkasında rüzgarda

Muhtara sorarsanız
Bizim serseri veli
Marabaya sorarsanız
İşini bilmemiş deli
Köylüye sorarsanız
Ekmeksiz garibin teki
Çocuklara sorarsanız
Yüce dağlar aslanı
Kimsesize sorarsanız
Hükümet bilir onu
Candarmaya sorarsanız
Devletin dağlarda silah çatması
Vurguncuya sorarsanız
Yolkesici yağmacı
Soyguncuya sorarsanız
Devletin acizliği
Sağcıya sorarsanız
Siktiret pezevengi
Solcuya sorarsanız
"ferman padişahın dağlar bizimdir"
Erzurum'da kol başıdır
Erzincan'da deli daylak
Pir sultan yoldaşıdır Sivas'ta
Bir "kılıcı kanlı" Van'da
Mardin'de bir gözü kanlı kaçakçı

Gocunmayın güzel beyler,hanımlar
Alınıp incinmeyin
Patron gazetelerınde yüksek bir tirajdır Postmodernizm
Hükümet programında nakliyekun..
Kapitalist dış basında Nobellik roman
POLİTİK SÜRTÜŞMELERDE Bİ YILAN HİKAYESİ

Diplomata sorarsanız
Turistik bir serüven
Kaymakama sorarsanız
"ahval-i adiye"den
Sosyeteye sorarsanız
Eğlenceli bir briç
Sorarsanız bezirgan filimciye
Gişelik bir senaryo
Sorarsanız bürokrata
Atatürk'ün gardrobuna
Tükürmüş biri
Hümaniste sorarsanız
Fransızca bilmeyen
Montenyi'den anlamıyan
Mitologya tragedya
Hümanizma helenizma
Hiçbirinden çakmayan
Bir yörüktür Postmodernizm
Ne anlar rönesanstan
Ne anlar restorasyondan

Bir bazlama, bir uçkur ,
Üç telli bır zımbırtıdır Postmodernizm
Müfrezeler yürümüş dağ dağ ve dere dere
Kesmiş gecitleri korkunun silahları
Bir tükenmez sermayedir Postmodernizm haksız yönetimlere
Paralar girsin diyedır kalantor kasalara
Topraklar sömürülsün diyedir orta çağlarda
Işıksız kalsın diyedir bir koca ülke
Karanlıkta boğazlaşsın diyedir güzel yüzlü ınsanlar
Fabrikalar işçi yesin ,para kussun diyedir
Kıyılar yağmalansın, ormanlar çiflikleşsin
Bankalar yağ bağlasın, tekeller et bağlansın
Holdingler palazlansın, ortaklıklar göbeklensin
Bu rüzgar böyle essin
Bu değirmen böyle dönsün
Bu çuvallar böyle dolsun diyedir
Postmodernizmnun daglarda medetsiz yalnızlığı
Gocunmayın güzel beyler, hanımlar
Alınıp incinmeyin
Yeni değil bu hikaye, bu oyun eski oyun

Bir sürekli çıplaklıktır Postmodernizm,
Bır sürekli açlıktır,
Bir sürekli haksızlıktır Postmodernizm,
Bir sürekli itilmişlik,
Postmodernizm bir VAZGEÇİŞTİR,
Postmodernizm bir İLGİSİZLİK,
Bin yıllık yoldan gelır,
Üstü başı kan içinde,
Upuzun bir eyvahtır,
Upuzun bir pişmanlık,
Bir ünlemdir Postmodernizm,
Sığmaz okul kitaplarına,
Erzurum Yaylasından, Erzincan Çukuruna,
Ve Tecer Dağlarından, Harran cenderesine,
Bir uzun masaldır ki Postmodernizm,
Dağların dağlara yaslandığı,
Geçitlerın geçitlere küstüğü,
Koyaklarda anlatılır,
Bıçak bıçak, kurşun kurşun ve türkü türkü anlatılır

Yatar türkülerde upuzun
Ağıtlarda fidan fidan Postmodernizm
Gocunmayın güzel beyler,hanımlar
Alınıp incnmeyin
Postmodernizm bir vatandır yaşanır boydan boya
Postmodernizm bir VATANSIZLIK
Bır dağlaşmış YALNIZLIKTIR
Mavzerleşmiş bir haksızlık
Yanıtsız bir dilekçe.

H.Hüseyin KORKMAZGİL

Ahlak Polisliği


Ankaray'ın Kurtuluş istasyonundaki görevlilerin sesli uyarı sistemi üzerinden “Sayın yolcularımız lütfen ahlâk kurallarına uygun hareket ediniz” anonsu yaptıkları iddiası, Ankara Milletvekili Levent Gök tarafından İçişleri Bakanı Muammer Güler'e soruldu.

CHP Ankara Milletvekili Levent Gök'ün İçişleri Bakanı Muammer Güler'in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkantlığı'na verdiği yazılı soru önergesinde şu ifadelere yer verildi:

"Ankara Kurtuluş metrosunda “Sayın yolcularımız lütfen ahlâk kurallarına uygun hareket ediniz” anonsu yapılmış ve yurttaşın tepkilerine yol açılmıştır. Metro yetkilileri, “Metronun kameralarında uygunsuz şekilde görülen gençler için uyarı yapılıyor” biçiminde açıklamada bulunmuşlardır. Bu bağlamda;

1-Metro kameralarının asıl işlevi nedir? Güvenlik midir, yoksa ahlâk ölçümü müdür?

2-Güvenlikle ilgili bir sorun görüntülendiğinde ne yapılmaktadır? Güveni ihlal eden davranışın sonlandırılması anonsa konu olmakta mıdır?

3-İstasyonda araç bekleyen, oturan yurttaşların ahlâka uygun davranıp davranmadıklarını kim kararlaştırıyor? Böyle bir yetki ve görev var mıdır?

4-Böylesi durumlarda anons yapılması talimatını kim vermektedir?

Metro görevlilerine verilmiş bir ‘ahlâk ölçüsü alma’ talimatı var mıdır?

5-Bu tutumun yurttaşları izleyerek fişleyen ve sindiren bir uygulamaya dönüşmesi olasılığına ve bunun doğuracağı tehlikelere karşı ne önlem almayı düşünüyorsunuz?"