Pages

Feb 26, 2011

Zorunlu Hayat - Belgesel

TRT1 DE CIKMISTIR VE BAZI BÖLUMLERI TRT TARAFINDAN SILINMISTIR. Kürt Halkinin Devlet Zoruyla Köyleri Bosaltilan Hikayesi

Feb 25, 2011

Hakkını Aramak

Ofiste kot pantlon giymek yasak. Bari sadece Cuma gűnleri kot pantlon giyebilelim diye toplu dilekçe hazırladım. Millet korkuyor imza atmaya… Ve burasi bir universite. Ve burasi başka űlkelere demokrasi gőtűreceğim diye tankla, uçakla, bombayla giren bir űlke..

Selam olsun size Cumartesi anneleri.

Selam olsun dűnyanın bűtűn dağdakileri, şehirdekilerine... Selam olsun size bűtűn direnenler. Kűrtler, Tunuslular, Mısırlılar, Libyalılar...

Feb 20, 2011

Zamane Cocukları

Kızıma (orta ikide, 1.70cm) alt sınıftan bir çocuk (~1.55cm) yaklaşmış ve sormuş
- Erkek arkadaşın var mı?
- Yoo!
- Bi tane ister misin?
- Yooo!
- Teşekkür ederim.

:-)

Feb 12, 2011

Sevmek Sorunsalı

"Eğer aşktan söz edildiğini duymamış olsalar
hiçbir zaman sevemeyecek olan insanlar vardır"
demiş La Rochefoucauld
benimse hep böylelerini severek başladı vurgunum"

Murathan Mungan 


Sahi sevmeyi biliyor musunuz? sevebiliyor musunuz? Sakın sevmeyi ve aşkı sadece kulaktan dolma bilgilerle, masallarla biliyor olmayasanız? Bu kaynaklardan bilmenin nesi var demeyin. Bunun şusu var; bu kaynaklardan beslenmiş sevme bilgisi sadece ve sadece “sevilme arzusuna” ilişkin bir bir ihtiyacı ön plana çıkarıyor. Bu nedenle biz sevmeyi bilmeden sadece sevilmeyi istiyoruz. Sevildigimizi hissettirecek nesneler ariyoruz. Nesneler diyorum çünkü o bizi sevenin özne olması hiç mi hiç önemli ya da ilgili olmuyor ilişkide. O sadece bizim sevilme arzumuzu doyuran dangalağın biri ya da aptal sarışın oluveriyor. Yani nesne: Daha da somutlarsak o kişi
  • ele güne karşı bizi yalnız görünmekten kurtaran bir süs ya da kurt köpeği
  • kendi bireysel açmazlarımıza ve sakatlıklarımıza karşı bir koltuk değeneği
  • ekonomik güvensizliğimize karşı bir mantıklı evlilik güvencesi, ve
  • az masraflı, örf ve adetlerce kabul gören cinsel ihtiyaç giderici oluyor. 
Yani nesne. Nesne… Siz buna da aşk mı diyorsunuz? Bazıları da sahip olmayla sevmeyi karıştırır. Onlar da çok sevdiği için sevdiğini öldüren grubuna girer ki onlar başka bir yazının konusudur.
Sahi bırakın düdüklüğü de kendinize bir sorun; siz ne kadar seviyorsunuz?

Sevmek içgüdüsel olmalı aslında; dürtüsel degil ha. Öğrenmeden, içimizden geldiği gibi, korkmadan, hesaplamadan, spontane sevebilmeli… Eğer bu imkansızsa, ki öyle görünüyor, o zaman oturup sorgulamalı aşk kavramını.

Siz ne kadar seviyorsunuz?

Peki gerçekten sevdiğinizi nerden anlayacaksınız biliyor musunuz? Sevdiğinizi sandığınız insandan anlayacaksanız. Sevdiğinizi sandığınız insana sorun sevildiğini hissediyor mu diye? Eğer sevildiğini hissediyorsa kayda değer birseyler var demktir…

Feb 10, 2011

Sanat


Sanat gelir elde etmek için bir araç değildir. Sanat yasamı katlanılır kılan biricik yoldur. Sanat ile uğraşmak, ne kadar kötü ya da iyi olmanız önemli değil, ruhunuzu zenginleştirir. Duşdayken sarkı söyleyin aansını satayım. Radyoda ki şarkı eşliğinde dans edin. Hikayeler anlatın. Şiir yazın bir arkadaşınıza; sıradan da olsa önemli değil. Sadece elinizden geldiğinin en iyisini yapın. Göreceksiniz bunları yapmak size büyük şeyler kazandıracaktır. Bir şeyler üretmiş olacaksınız.
– Kurt Vonnegut, A Man Without a Country, 2005

Feb 6, 2011

Ulusal Güvenlik

Hiç farkettiniz mi bilmem! Ulusal güvenlik adına çalışan bütün kurumlar ve ögeler en önce bireysel güvenliğinizi sarsacak şeyler yaparlar. Bireysel olarak sizin kendinizi güvende hissetmemeniz ulusal güvenlik için bir ön-koşuldur.

Feb 4, 2011

Bir Dostu Olmalı İnsanın


Bir Dostu Olmalı İnsanın... Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın... "Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; "Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı... Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin. Kucaklamalı seni güvenli kolları, ...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı... En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz... Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli. Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli. Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin. Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi... Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş... Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş...

CAN YÜCEL