Pages

Jun 23, 2013

Başbakan yargılanmalı

Bence bűtűn barolar, partiler, NGOlar ve hatta anneler ve babalar başbakan hakkında suç duyurusunda bulunmalı. Çűnkű başbakan suç işliyor. Bu polis şiddetinin tek sorumlusu kendisidir; Kendi ağzıyla itiraf etmiştir; kendisi polise emir vermiştir. Bu yűzsűzlűk őzal dőnemindeki kalpazanların, çalıp çırpanların, ve katillerin yűzsűzlűğűne benziyor. Buna kredi vermemeli susarak. Birilerinin aklına gleceği gibi değil. Yani Menderes gibi asılsın demiyorum ama yargılansın; insan hakları ihlalllerini bulunduğu konumu kullanarak, yetkilerini kőtűye kullanarak uygulatıyor ve yőnlendiriyor. Bűtűn konuşmalarında ayrımcılık ve nefret suçu işliyor. Űlkeyi ideolojik kamplara ve gruplara bőlerek kin ve dűşmanlığı kőrűklűyor. Bu őylesine űrkűtűcű ki, polis şiddeti nerdeyse hiç kalıyor bunun yanında. Çűnkű eğer insanlar birbirilerini sokaklarda boğazlamaya başlarsa işte o zaman kıyamet kopacak. Bu deliyi durdurmak için hukuktan daha iyi bir yol yok. Çűnkű bu iktidarın elinde hukuk ta kurum olarak çűrűműşlűk yaşamaktadır. Hukuk belki onurunu bu vesileyle koruyabilir…

Jun 21, 2013

Tecavüz Indirim Cumhuriyeti

  • Tecavüz ederken suçüstü yakalanan adam, henüz tecavüz gerçekleşmediği için “yarım kaldı” indirimi aldı bu memlekette… 

  • Tecavüzünü kameraya kaydeden sapık “eski sevgilisiymiş” indirimi aldı. 

  • “Tecavüzde bağırmıyorsa, rıza göstermiş sayılır” indiriminden faydalanan var. 

  • Üvey kızına tecavüz edip, “kızın ruh sağlığı bozulmadı raporu”yla indirim alan var. 

  • Ormanda saldıran, döve döve çırılçıplak soyan, ancak, astım krizi geçirerek bayılıp yakalanınca, “orası ıssız bi yer, isteseydim yapabilirdim” indirimi alan var. 

  • Tecavüz edip, hamile bırakan, sonra da “zaten bakire değildi” indirimi alan var. 

  • Tanımadığı birine saati soran eşini delik deşik ederek öldürüp “cilve yaptı” indirimi alan var.

  •  Eşini katledip, “kot giyiyordu, piercing takıyordu, çantasında doğum kontrol hapı buldum” indirimi alan var. 

  • Kadın programında, “babam bana tecavüz etti” diyen kızını öldürüp, “babasını kamuoyunda mahcup etti” indirimi alan var. 

  • Mahkemeye takım elbiseyle geldi diye “iyi hal” indirimi alan seri tecavüzcü var.


Bingõl'deki tecavüze sessiz kalma !!!

Kaynak Internet

Jun 19, 2013

GEZİ PARKI İLE NELER KAZANDIK NELER , BİR GÖZLEMİN ANATOMİSİ


1- TV başından kalktık aklımız başımıza geldi. IQ yükseldi.
2- İnsanların yazma , çizme yeteneği mizah duygusu gelişti.
3- Taksim’e çıkan yolların genellikle yokuşlu, merdivenli , direnişin kaçmalı, koşmalı, çökmeli kalkmalı, ayakta durmalı, zıplamalı olmasından, ruhumuzdaki boşluğun direniş aşkıyla, heyecanıyla dolmasından pek yeme içme düşünmediğimiz için insanlar form tuttu, güçlendi.
4- Doğru haber aktarmak için gözlem yeteneğimizi geliştirdik, bilgisayar bulup yazana kadar aklımızda tutmaya çalışarak belleğimizi kuvvetlendirdik.
5- Yandaşları protesto ederken baktık paramız cebimizde kalmış.
6- İnandığımız bir amacımız oldu, can sıkıntımız geçti.
7- Dün Pazartesiydi kimse sendromdan bahsetmedi. Yaşasın Pazartesiler :)
8- Akıllı telefonlar ve sosyal medya birileri için lanet olası oldu , bizler için ise orantısız zekamızı ortaya koyduğumuz mekanlar : )
9- Facebook zihin açıcı, gurur verici yazılarla, paylaşımlarla doldu.
10- Haberleri gazetelerden okumak yerine olay yerine gitme alışkanlığını kazandık.
11- Kim yürekli , kim yüreksiz, kim satılmış, kim namuslu, kim yalaka, kim onurlu, kim parayla satın alınır, kim kendini satmaz, kim sadece konuşuyor , kim sözünün eri anladık.
12- Çoğunluk olduğumuzu gördük yabancılaşmadan kurtulduk.
13- Özgürlüğümüze özgürlük, bilgimize bilgi kattık.
14- Tencere tava çalmaktan , slogan atıp marş söylemekten müzik kulağı, ritim duygusu gelişti.
15- Direnişçilerin sürekli hatırlatmalarından, temizlemelerinden dolayı sokakları temiz tutma bilinci gelişti.
16- Direnişçilerin sürekli hatırlatmalarından dolayı, insanlar birbirlerine karşı daha nazik, saygılı, güler yüzlü oldu.
17- Direnirken Sivil savunmanın nasıl bir şey olduğunu yerinde tatbikat ve uygulamalar ile yaşadık ve de öğrendik . :)
18- Birbirimize kenetlenmeyi öğrendik. Yardımlaşmayı , paylaşmayı, fedakarlığı, arkadaşlığı, kardeşliği daha farklı gördük ve de yaşadık.
19- Gerçek Arkadaşım ve de dostum dediklerimizin bizi satmadığını gördük.
20- Annelerimizin ve de babalarımızın hep bizlerin arkasında olduğunu, bizleri desteklediklerini , gerekirse bizlerden de önlerde olabileceklerini gördük ve de yaşadık.
21- Orantısız zekamızı her zaman her yerde ortaya koyduk, baktık olmadı DURAN ADAMLARIMIZ , DURAN KADINLARIMIZ ortaya çıktı.
22- Herkesin foyası ortaya çıktı.
23- KOPYALA YAPIŞTIRI BİLMEYENLER ÖĞRENDİ, BİLENLERDE ALIŞKANLIK HALİNE GELDİ ''Şimdi bu güncellemeyi de kopyalayıp yapıştırarak paylaşın lütfen..... :) :) :)

Jun 17, 2013

Mücadeleyi bir üst düzeye tașımak


Tam çeviri değil ama özetle Tarıq Ali șunları söylüyor:
Avrupa kıtasına örnek oldunuz. Umudun fitilini ateșlediniz. Etkilerini görmek yıllar alsa da gösterdiğiniz cesaret Türkiye’deki politik yapıyı büyük bir değișime uğrattı. Șimdi sakin olun ve düșmanın size yenmesini engellemek için geçici olarak (geçici olmanın altını çizmek istiyor) yöntemi değiștirmelisiniz; Haftada bir ya da ayda bir toplanarak hala mücadeleyi sürdürebilirsiniz. Aranızda olușmuș baği ve networku güçlendirebilirsiniz ve mücadeleyi bir üst düzeye tașıyabilirsiniz.

Jun 12, 2013

CÜNEYT ÖZDEMİR'den


Mesele bu ulan, mesele bu... Ağaçlar size girsin...


... #direngezi

#ACİLDEMOKRASİ

Bir yandan Gezi Parkı’nın içine polislerle girip mütevazı mescidi yıkıp aynı dakikalarda Avrupa’nın en büyük adliyesine çevik kuvvetle baskın düzenleyip avukatları cüppeleri üzerlerindeyken yaka paça gözaltına alıyorsanız zaten diyalog miyalog istemiyorsunuz demektir.

* Bir yandan sanatçılara veryansın edip, işi tehdit noktasına kadar getirip, ‘hesap soracağız’ diye cadı kazanlarının altını yakıp diğer yandan Gezi Parkı eylemcileri gözünde sıfır sözü dinlenecek Hülya Avşar’ı Tarabya’daki Kıyı lokantasından Ankara’ya diyalog için çağırıyorsanız sizin amacınız zaten diyalog miyalog değilmiş demektir.

* Camiyi yaralı insanlara açan imamı görevden alıp, göstericiye kurşun gibi gaz bombasını sıkan, kör eden polisi korumakta ısrar ediyorsanız bu işi başka türlü çözmeyi kafanıza çoktan koymuşsunuz demektir.

* “Bazı gazeteler özgür, bazı gazeteler sansürlü olacak” diyorsanız basın özgürlüğünü çoktan rafa kaldırmışsınız demektir.

* Kordon’da oturan zavallı kızları saçından çekip coplayan polisin ceza olarak görev yerini değiştiriyorken bu anın fotoğrafını sosyal medyada paylaşan kızların evini basıp kollarından tuttuğunuz gibi savcının karşısına çıkarıyorsanız niyetiniz baştan farklıdır demektir.

* Yakılan araç sayılarını, tahrip edilen kamu mallarını alt alta sayıp rakamlarını açıklarken binlerce yaralanan insanın sayısı bilançonuzda yer almıyorsa zaten vicdan balatalarını sıyırmışsınız, haberiniz yok demektir.

* Bir hiç uğruna şehit olan gencecik polise üzüldüğünüz kadar, bir hiç uğruna ölen göstericiye de canınız yanmıyorsa konuşacak zaten çok da bir şey kalmamış demektir.

* Bütün dünyanın gözlerini diktiği, canlı yayın kameralarının 24 saat çalıştığı bir meydandaki gerilimi diyalogla çözmek yerine TOMA’yla, suyla, gazla çözmekte kararlıysanız sonrasında direnen kimseye de kızmaya hakkınız yok demektir.

* İlk cümlede Gezi Parkı’ndakilere “Gelin benimle konuşun çocuklar” derken ikinci cümleye ‘bunlar biracı’, ‘zaten kokuyorlar’ deyip yine bildiğimiz ezbere geçiyorsanız ilk cümlenizin de zaten bir kıymet-i harbiyesi yoktur demektir.

* Eğer bir meydandaki protestoya başka bir meydanda miting ile karşılık vermeye kararlıysanız bir ülkeyi birleştirmiyor, bölüyorsunuz demektir.

* Benim komedyenim iyi, sizin komedyeniniz kötü olmuşsa ortada gülünecek bir şey kalmamış demektir.

* Karşınızdakinin demokrasi istemesini ‘darbe girişimi’ diye tercüme ediyorsanız farklı dilleri konuşuyorsunuz, anlaşmanız çok zor demektir.

* Siyasetin tartışıldığı yer Meclis’ten çıkıp parka dönüştüyse siyasi sisteminde ciddi bir tıkanma var demektir.

* Ağaç isteyene başörtü mağduriyetini anlatmaya girişiyorsanız asıl meselenin çok uzağına düşmüşsünüz demektir.

* Mizah gerçeği yenmeye başladıysa biber gazı yiyen kitleler korku eşiğini aşıp “Bu gaz şahane dostum” demeye başlamışsa artık iş trajediye dayanmış demektir.

* Şehrin orta yerine barikatlar kuruluyorsa, bütün bu olan biteni “İşte demokrasimizin zenginliği” olarak tanımlama eşiğini geride bırakmışsınız demektir.

* Kendi meydanını doldururken, otobüs kaldırırken diğer meydan dolmasın diye vapur seferlerini iptal ediyorsan içine düştüğün durum bayağı zor demektir.

* Gazetecilerin susması değil soru sorması haber olmaya başlamışsa zaten çoktaaaaan ‘yandı gülüm keten helva’ demektir.

* BDP’li ile ulusalcı ellerindeki bayrakları bırakmadan el ele tutuşup polisten kaçıyorsa ve tam o sırada yanlarından geçtikleri adam ülkücü işareti yaparken aynı fotoğraf karesinin içine sık sık sığmaya başlamışsa farkında olmadan kendi % 50’nin karşısındaki % 50’yi birleştirmişsin demektir.

* Bir ülkenin sinirleri gerilmeye başladıysa, halkı tencere tava çalmaya başladıysa, başörtülüsü sokak ortasında taciz edilecek kadar baskı altındaysa emin ol bu inadın kazananı yok demektir.

* Düne kadar İstanbul’un varoşlarında tutabildiğin marjinal gruplar Taksim’in ortasında barikat kurup canlı yayınlarda polisle çatışacak noktaya geldiyse uyguladığın güvenlik politikalarında, stratejinde ciddi bir hata var demektir.

* Karşındakine kulaklarını tıkadıysan, senden farklı düşünen kim olursa olsun düşman bellediysen, mücadele çıtasını ‘ümüğünü sıkma’ noktasına getirdiysen haklı davanda bile haksız olacaksın demektir.

Tüm bu saydıklarımız ve daha fazlası eğer aynı ülkede olmaya başlamışsa çok #ACİLDEMOKRASİ’ye ihtiyaç var demektir.

CÜNEYT ÖZDEMİR / Radikal

BİR DİRENİŞÇİDEN

"Merhaba Direnenler,

Özetle pasif bir direniş sergilediğimizi ve bunun yorucu bir süreç olduğunu unutmayın, başınızı dik tutun ve iyi durumda olduğumuzu unutmayın.

1-) Moralinizi bozmayın.
Bunu sadece sizleri motive etmek ve yorulan ruhlarınızı rahatlatmak için söylemiyorum.
Amacım bir durum tespitinde bulunmak. Direniş başarılı; park bizim, dünya sesimizi duydu ve AKP içinde bile süreç uzadıkça aklı selim sesler yükselmeye başladı.

2-) Bir arada durduğumuz sürece bir şey yapmaları mümkün değil!
Unutmayın polis de sizden korkuyor. Biliyorum kulağa komik geliyor ama bu kadar bomba atmalarının asıl sebebi bu. Biz onların olduğu tarafa baktığımız zaman
300-500 polis görüyoruz; onlar ise bizi sayamıyorlar :-D

3-) Ellerindeki tek silah, korku. Vali, Emniyet Müdürü vb. bütün makamlar sizleri korkutacak açıklamalar yapacaklar. Amaç sizleri Gezi'den uzak tutmak ve direnişçileri ötekileştirmek. Kolay olmadığını biliyorum ancak galeyana gelmeyin ve sakın olun. Kalabalığın üzerine ateş filan açamazlar ancak sadece bunun korkusunu yaymaya çalışabilirler.

4-) Direnişin ana merkezinin Gezi Parkı olduğunu unutmayın.
Harbiye, İstiklâl vb. lokasyonlar yerine direkt, polisle de çatışmadan, Gezi'ye gelin.
Sadece Divan tarafında kalmayın; Gezi'nin içerisinde AKM tarafına ilerleyin. Hepiniz yürürseniz yapabilecekleri pek fazla birşey yok. Burası kalabalık olduğu sürece Vali daha çok tweet atar.

5-) Gezi'de insanlar kötü durumda değil :)

6-) Gaz bombası atıldığı zaman panik yapmayın.
Gazdan değil ancak izdihamdan çok daha fazla görebilirsiniz. İnsanları sakinleştirin, birbirinizin üzerine koşmayın.

7-) Deprem çantanız gibi direniş çantanız da tabiki hazır olsun; akşam için bir sandiviç, su, telefon şarjı, belki bir kazak, fener, vb. -gaz maskesi zaten zorunlu gibi..

Kendinize iyi bakın
Not: Paylaşmak isterseniz kopyala/ yapıştır ile ilerleyin lütfen."

Not: Photo'yu ben ekledim

Jun 3, 2013

Taksim Dayanismasi Basin aciklamasi


Sokakta birleştik, sokakta kazanacağız!
Gezi Parkı’na, emeğimize, yaşamımıza, doğamıza dokundurtmayacağız!

5 gün önce İstanbul Taksim Gezi Parkı’nda kıvılcımı çakılan ve dalga dalga mahallelerden meydanlara tüm Türkiye’ye ve dünyaya yayılan direnişimiz milyonların ortak iradesini ortaya çıkardı. Halk kararını verdi! Gezi Parkı’na dokundurtmayacağız! Artık, Gezi Parkı, Taksim’dir, Reyhanlı’dır, Roboski’dir, 1 Mayıs’tır, emektir, doğadır, yaşamdır, özgürlüktür, faşist saldırılara ve devletin tüm baskılarına karşı demokratik bir ülkede yaşama iradesidir.
Bundan sonra bilinsin ki bu Park, Taksim Meydanı ve bu ülkenin bütün diğer meydanları; bu kent, bu memleket emeğe, emekçilere, halka emanettir. AKP’ye ve sermayeye teslim etmeyeceğiz.

5 gündür tüm baskı ve şiddete, yalana, manipülasyona, medya sansürüne rağmen direnişi dalga dalga büyütenlere, sokak sokak direnenlere selam olsun! Meydanları özgürleştirenlere, köprüleri aşanlara, evini, okulunu direnişçilere açanlara selam olsun!

Bir kez daha ilan ediyoruz; mücadelemizin ve dayanışmanın belleği olan Taksim'e sahip çıkıyoruz.

5 gündür süren direnişimiz iktidarın otoriter eğilimleri yükselterek, baskıyla, şiddetle, zorla, ülkeyi cezaevine dönüştürerek toplumun üzerinde yaratmaya çalıştığı korku atmosferinin sökmediği gösterdi. Direniş meydanlarından seslendiğimiz gibi: Bu daha başlangıç, mücadeleye devam edeceğiz.

Direnişimizin acil talepleri şunlardır;

• Gezi Parkı, Park olarak kalacaktır. Ne Taksim’de Topçu Kışlası’na ne de tüm doğa ve yaşam alanlarımızın talanına izin vermeyeceğiz.

• Gezi Parkı’ndaki direnişten başlayarak halkın demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan, yüzlerce insanın yaralanmasına neden olan sorumlular, başta İstanbul Valisi, Emniyet Genel Müdürü olmak üzere derhal istifa etmelidir. Gaz bombası kullanılması yasaklanmalıdır.

• Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, haklarında hiçbir soruşturma açılmamalıdır.

• Taksim başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarında, kamusal alanlarda toplantı, eylem yasaklarına son verilmelidir.

Bu ses sokağın, direnişin, halkın iktidardan talepleri değil şartlarıdır. Sokakta birleştik, gücümüzü gördük, gücümüzü gördünüz, biliyoruz sokakta kazanacağız.
Taksim Dayanışması

Jun 2, 2013

Gezi Park'ı Direniş Notları

Metin Solmaz'dan:

1. Çok haklıyız. 

O kadar doğru bir yerde duruyoruz ki, Başbakanın konu üzerine yerleşik alaycılığı, gevrek gülüşü örselendi. Birkaç gün önceye kadarki o özgüven abidesi şimdi olayı zavallı CHP'ye maletmeye çalışıyor. Nasılsa (yıllardır yaptığı gibi) kolay başa çıkarım diyerek. Yemezler. Direnişimiz hiç bir partiye, gruba, din yahut mezhebe yahut siyasete ait değildir.

2. DİKKAT:

a) İçkiciler: Çok basit. İçkiliyken nasıl araba kullanılmaz, sivil direnilmez de. İçki eğlence için içilir. Bu bir eğlence değil. Sizin bu şekilde eğlenebiliyor olmanız bu şekilde eğlenme hakkınız olduğu anlamına gelmiyor. Gidin evinizde için. Her hareketiniz zarar oluyor sonra. Hem itici görünüyorsunuz. Hem çevreye zarar verme, hem zarar görme potansiyeliniz artıyor. Hem de çok çirkin görünüyorsunuz. Bir elde Gaviscon, bir elde bira, ne bu?

b) Sağı solu tekmeleyen, taş atanlar: Bunlara tek kâr edecek şey civarı tarafından uyarılmaktır. Her kalabalıkta çok Die Hard seyretmiş birileri çıkacaktır. Bu ezik saldırganları uyarın. Direnişimize en çok zarar verenler bunlar. Polisin attığı gazı geri atmak kutsal bir harekettir. Ama taş ne iş? Dün Beşiktaş'ta onlarca arabanın camı kırıldı bu heyecanlı zibidiler yüzünden.

c) Nezaket, temizlik gibi sıradan insan özelliklerinin direniş esnasında da korunması gerekir. Biz insanlığımızı korursak bu direniş yükselir. Söylemesi bile ayıp ama: Yerlere çöp atmayın.

3. Sevgili kemalistler: 

Heyecanınızı, bezginliğinizi anlıyoruz. Olayı kemalizme maletmeye çalışmayın. Siz de takdir edersiniz ki Atatürk bir sivil direniş önderi, bir muhalefet sembolü değil. O yüzden "Mustafa Kemalin askerleriyiz" gibi zırvalara kaptırmayın kendinizi. AKP'den kurtulup asker mi olmak istiyorsunuz? Demokrasi isteyen insanlarız. Hem bu iş cumhuriyet mitingleri gibi piknik fasilitesi değil.

4. Sevgili kürtler: 

Sizi gayet iyi anlıyoruz. 30 yıldır "orada" olan üç beş gün "burada" oldu. Hem de düşük şiddetle. Yer yerinden oynadı. Ne yapalım ki İstanbul'a bulut gelmeden Türkiye yağış almaz. Yanımıza gelin. Sırrı Süreyya başta olmak üzere BDP'nin şimdiye kadar verdiği destekten memnunuz. Dahasını istiyoruz.

5. Sevgili dindarlar: 

Sizin vicdanınıza ne oldu? Neden bu kadar azsınız? Daha fazla mütedeyyin arıyor gözlerimiz.

6. Sevgili AKP seçmeni: 

Şu ana kadarki medeni davranışınızın devamını dileriz. Aramızda sizden epey insan olduğunu mutluluk içerisinde biliyoruz.

7. Polis: 

Elinizdeki o gaz bombalarını TOMA hortumlarını kullanırken kime karşı kullandığınızı iyi düşünün. Şiddet göstermeyen birisine şiddet göstermek dünyanın en haysiyetli hareketi sayılmaz.

8. Asker: 

Harbiye ve Gümüşsuyu'ndaki iyilikleriniz için teşekkürler. Ama daha fazlasını istemiyoruz. Askerin bugüne kadar ne getirdiğini çok iyi biliyoruz. Sizden gelecek yardım yardımcı olmayacaktır.

9. Sosyal medyacılar: 

Hep sosyal medya başında olun. Sokaktakiler genellikle rahat kullanamıyor, sokaktakilerin haberleşmesine yardım edin. Amman her topa girmeyin. Zaten ortalık gaz dolu gaza gelmeyin. Teyit almadıkça ciddi haber vermeyin.

10. Medya: 

Allah belanızı versin. Sizden bir bok olmaz.

Jun 1, 2013

Durun size bir şiir okuyiiim, ne olur!

biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
anamız çay demliyor ya güzel günlere
sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
bu, böyle gidecek demek değil bu işler
biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz
ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
işte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz.

Cemal Süreya