Araştırmalara göre 12 Eylül Askeri Darbesi'nin toplumsal ve siyasal bilançosu şöyle:
1 milyon 683 bin kişi 'fiş'lendi.
650 bin kişi gözaltına alındı.
Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
7 bin kişi idam istemiyle yargılandı.
517 kişiye idam cezası verildi.
259 kişinin idam dosyası Yargıtayca onandı.
49 kişi idam edildi.
71 bin kişi 141, 142 ve 163'den yargılandı.
98 bin 404 kişi 'örgüt üyesi' olmak suçundan yargılandı.
388 bin kişiye pasaport verilmedi.
14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı.
30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.
300 kişi 'kuşkulu bir şekilde' öldü.
171 kişinin 'işkenceden öldüğü belgelerle kanıtlandı.
14 kişi cezaevindeki uygulamaları protesto etmek için yaptıkları 'açlık grevi' sonucu yaşamını yitirdi.
30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı.
1402 sayılı yasa nedeni ile 3 bin 854 öğretmenin ve 120 öğretim görevlisinin işine son verildi.
1402 sayılı yasa nedeniyle 9 bin 400 kişi kamu görevinden atıldı ya da sürüldü.
47 yargıç görevden atıldı.
7 bin 233 devlet görevlisi bölgeleri dışına sürüldü.
937 film 'sakıncalı' bulunduğu için yasaklandı.
23 bin 667 derneğin faaliyeti durduruldu .
İstanbul'da gazeteler toplam 300 gün yayımlanmadı.
13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
31 gazeteci cezaevine konuldu.
Gazeteciler hakkında toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
Gazetecilere toplam 3 bin 715 yıl hapis cezası verildi.
300 gazeteci saldırıya uğradı.
3 gazeteci öldürüldü.
49 ton gazete, dergi ve kitap, sakıncalı olduğu için imha edildi.
8 comments:
Pek bilinen bir Zeki Müren hikayesi yazacağım. Hatırlatmak babından:
"Bodrum'da Zeki Müren'in sahne aldığı bir pavyona o gece Kenan Evren geliyor. Sahne performansı bitiyor. Zeki Müren rakı masasına oturuyor. İki masa arkasında da Kenan Paşa oturuyor. Gazeteciler Zeki Müren'le röportaj yapıyorlar.
- Sayın Müren, size neden Bodrum paşası diyorlar?
Zeki Müren arka tarafta oturan Kenan Evren'e bakıyor ve cevap veriyor:
- Bizim halk ibne diyemediğine paşa der!"
O gün bugündür sadece bodrum paşasını dinliyoruz. Lafını söyleyen, kendi kalıplarıyla dahi dalga geçebilen hoş bir insan tabii.
rakamlarla bile korkunc olan bu tablo, elbette rakamlarin gösterebileceginden daha büyük kayiplar, acilar, ve yikimlardan meydana geliyor....
FC sagolasin, guldurdun beni. Yine de huzunlu anilari cagrisitiriyor gulumselemeler bile; hatirliyorum fikralari fisiltiyla birbirimeze soyler rahatca gulemezdik bile...Aslinda bu fikralari bir yere toplamali diye gecmisti icimden. Balki en iyisi bir baslik atmak 12 Eylul Fikralari diye ha...
Sevgili Kacakova rakamlar diyince en guzel ve guclu soylemi Arjantililer soylemis sanirim. Turkce de bilmiyorum o denli guzlu olacak mi ama, Ingilizcesi cok gucluydu. "Even one is too many!" "Bir tane bile cok".
Ben bunların hesabı ne zaman sorulacak diye merak ediyorum en çok. Şili'de Pinochet yargılandı örneğin.
Hayır, ben o kadar umutlu değilim.
Ben de sevgili Gunlerin Tortusu. Ve onlar yargilanmadikca, toplumsal olarak yapilanlarin yanlisligi kabul edilip, bir daha boyle seylerin yasanmamasi icin toplumsal duzenlemeler yapilmadikca 12 Eylul (ler) bitmeyecek. Eminim hala yuzbinlerce insan "iyi oldu" "haketmislerdi" "bana niye kimse bir sey yapmadi" "Allah devlete ve orduya zeval vermesin" diyordur. Yurekten diyordur hemde...
Onun icin 12 eylul bitmiyor hic...
Bizde faşizm içselleştirilmiş bir olgudur. Onun için 12 Eylül zorbalarının yargılanmasını ben bu ülkede bir hamhayal olarak görüyorum ne yazık ki.
Sevgili Metin, Hosgeldin.
Hic suphe yok fasizmin iliklerimize damarlarimiza kadar islemis ve icsellestirilmis olmasindan. Zaten derdimiz de varolani donusturmek degil mi ki. Mesel bu fasist kulturu degistirebilmekte. Iste asil o zaman daha onemli oluyor bu 12 Eylulculeri, iskencecileri yargilamak.
Mutlaka bir gun!
Post a Comment