Pages

Aug 25, 2009

Ramazanın Hatırlattığı!

Ramazanmış! Yahu hala nasıl insanlar dine inanıyorlar ? Sahi bunca yokluğuna dair delil varken varlığına dair delil olmayan bir güce insanlar nasıl akıllarını teslim ediyorlar? Yani hangi editor, hangi basım evi basar şu kutsal kitapları şimdi? Estetik olarak, mantık olarak, kurgu olarak, felsefe olarak hiç bir özelliği olmayan bu kitapları kim basar yahu? Onca saçma sapan hikayelerden oluşan kitaplara dayalı bir dünya ve öte dünyayaya nasıl inanıyor insanlar? Inanamıyorum aklıbaşinda birinin Tanrı’ya inanbileceğine. Onun için bu insanlar aklını yitirmişler diyorum. Zekalarını körertmişler. Nekadar ateist varsa ancak o kadar aklıbaşında adam var bu dünyada.


21 comments:

madafaka said...

"Ne kadar ateist, o kadar aklı başında adam." düşüncesi fazla Richard Dawkins olmuş. eheh.

Ben seni Ramazan'a yönelik sabote eylemlerine bekliyorum asıl. Gel katıl ya, eğlenelim. Provoke olur, küfür olur, sayamayacağım sabotajlar olur. Gel eğlenelim abi, gel.

Eleştirel Günlük said...

"Aklin yolu birdir" madafaka Dawkins ya da baskasi olmus onemli degil :-)

Sabote etmek icin de "akilli olman" yeterli, fazlasina gerek bile yok...

:-)

Tolga said...

"Estetik olarak, mantık olarak, kurgu olarak, felsefe olarak hiç bir özelliği olmayan bu kitapları kim basar yahu?"

Bence bahsettigin kitaplar, ozellikle Yeni Ahit ve ayrica Kur'an gayet estetik ve guzel kitaplar... Bunu dine inanmayan, materyalist biri olarak soyluyorum. Ayrica Dennett gibi evrimci felsefecilerinde kabul edecegi uzere bu kitaplarin sirf dinlerin evrimine bakildiginda binlercesi arasindan ayakta kalabilmesinin de sebebi de bu ayirtedici kaliteleridir.

"Inanamıyorum aklıbaşinda birinin Tanrı’ya inanbileceğine."

Bu cumle cok iddiali olmus. Akli basinda biri olmak zorunda degiliz. Insanin akli bazen basinda bazen baska yerlerinde olur :) Neysem, isin sakasi bir yana... Aklibasinda biri Tanri'ya inanabilir elbet. Descartes, Pascal gibi adamlari mi ornek versem mesela?


"Nekadar ateist varsa ancak o kadar aklıbaşında adam var bu dünyada."

Ateistler homojen degillerdir. Cok farkli ateizmler, ateizm turleri var. Ornegin Dawkins turu Anglosakson analitik dunyasindan bir adim oteye cikamamis "kati realist, pozitivist" ateistler Irak'taki savasi sadece dinlere baglayacak" kadar bagnazlasabiliyorlar. ("Aklibasinda" teorilerini savas, kan uzerine dahgi oturtabilen Hitchens, Sam Harris gibi adamlar tureyebiliyor bu yuzden. Islamofasitlerin ideolojik zihniyet dunyalarindan bile geride olduklarini dusunuyorum. ) Din'in postmodern insanin hayatinda tasidigi rolu, bu rolun uretim iliskileriyle olan ilintisini vs. atliyorlar, bunu sorgulayabilecek "akilci" bakislari, yontemleri yok. Yani ne kadar akilci gorunmek havasinda olsalar da, bayagi "akildisi" sonclara ulasabiliyorlar son kertede. Yani bu kadar basit degil, ak ve kara degil ateizm ve din meselesi.

Cornel West diye Hristiyan bir amca var mesela. Bin tane ateiste degismem ben bu guzel adami.

SentiuS said...

Amannnnnnn, allaha şükür benim de aklım başımda...
Korktum biran... :)

Anonymous said...

elestirel abi,
bence durum dediginin tersidir....
akli basinda olmayan birinin tanriyla isi olmaz....inanmak icin "akil" gereklidir, konu tanri olunca da bir sey degismez....dini, bir inanma inanmama sorunundan ayirmamiz mümkün bu cercevede...fakat ayirsak da ayirmasak da insanlarin hala dine inaniyor olmalarinin sasilasi bir tarafi yoktur....din tam da özelligi olmadigini söyledigin özelliklere bir sekilde sahip olmasindan dolayi varligini sürdürüyor olabilir....mantik düzeyinde tanrinin varligini kanitlamakla yoklugunu kanitlamak arasinda kategorik bir ayricalik yoktur....
bunlari tanriya inanmayan akli basinda biri olarak söylüyorum, bu da ayri bir konu tabii....

zihni örer said...

iman akla gereksinim duymuyor; akıl da imana ahmak gözüyle bakıyor. iki bağımsız kavram ve ardında iki başka dünyalı...

bir de realite denilen (türkçe) gerçekler var ki, politikada ilk adım akıl ile atılıyor, daha sonra iman tezgahına düşürülüyor. öncesiz devam olmadığından-olamayacağından, akıl ile avını vuruyorlar, iman ile pişirip yiyorlar.
Yani anlayacağımız olay şu:maliyeti en düşük getiri sektörü... hangi uyanık teper bunu?
ha akılsızların tedavisi şu aşamada mümkün görülmüyor.

Eleştirel Günlük said...

Tolga

Bence bahsettigin kitaplar, ozellikle Yeni Ahit ve ayrica Kur'an gayet estetik ve guzel kitaplar... Hem fikir degilim seninle. Ustalikla kitlesine ve zamanina gore yazilmislar dersen belki katilabilirim sana. Gecenlerde su 60 minute programinin yonetmeni Don Hewitt'in yasami ve medya hakkindaki gorusleri konusuluyordu da soyle bir sey dendi. Hewitt diyor ki basarisinin ardinda halkin (insanlarin) neyi bilmesi gerektigini bilmesinden geliyormus. Tam hatirlamiyorum ama soyle bir seydi: I know what they ought to know... Herhalde bu kitaplari yazarken yazanlarin bunca insani en ilkel duzeyde nasil inanir kilmayi bilmek iyi bir yetenek oldugunu kabul ederim. Yoksa sahi cok iyi bir kopyasini bunlarin kutsal kitaplar oldugunu bilmeyen birilerine gotursen gulerler sana...

Inanamıyorum aklıbaşinda birinin Tanrı’ya inanbileceğine." Bu cumle cok iddiali olmus. Dogru iddiali. Ozellikle iddiali ki reason ve aklin altini cizsin. Dinlerin altyapisini olusturan hic bir iddia akla uygun degil. Kelimlerle oynak istemem ama akli basinda deyimini de sosyal anlamiyla kullanmak istemistim. Yani adam akillidir da sosyal bir yani zayiftir ondan dini kabul eder. Yani bir mental bozukluk degil de sosyal bozukluk gibi bakiyorum. Mahalle baskisi, egemen soylem karsisinda zayiflik meselesi...

Ateisti nasil tanimladigina gore degisir ateislerin homojenligi heterojenligi meselesine gelindiginde. Ben ateisti ya da ateismi (sanirim Sam Harris de buna benzer seyler soyluyor)bir karsi inanc sistemi gibi gormuyorum. Ateism sadece dinin desteksiz dogmalarina inanamama tavridir. Sahi ateism diye bir din yoktur, bir felsefe yoktur. Ateism bir tavirdir. Bu anlamda da homojendirler bence hatta agnostikleri bile ben bunun icine dahil edebilirim.

Din'in postmodern insanin hayatinda tasidigi rolu, bu rolun uretim iliskileriyle olan ilintisini vs. atliyor ya da ikincil kiliyor olabilirler. Bu dinin akil disiligiyla ilgili bir sorun degil onlarin yontemsel ya da epistemolojik hatta ideolojik sorunlaridir.

Saygiyla...

Eleştirel Günlük said...

Pardon unuttum Tolga,

Cornel West'i ben de cok severim. Ama niyeyse dindar diye dusunmem onu. Haddime degil derim. Niye biliyor musun cunku AMerika'da zenci olmayi bilmek lazim. Ve bir yerlerde duymustum Gospel'in hep gizli sadece kolelerce bilinen anlam tasiyan mealinin oldugunu. Ornegin Jesus (isa) pekala kuzeye kacmaya calisan kolenin kendisi olabilip digerlerine gizli gecitler, gizli haritalar, gizli "yardim ve yatakcilari" soyledigi iddia edilir.

Eleştirel Günlük said...

SentiuS dikkat etmeli. O kadar ihtiyac var ki akila....

Eleştirel Günlük said...

Kacak inanmak icin akil gerekli derken tam neyi kastetigini anlamdim. En basit akil yurutme icin dahi akil gereklidir ki ben de onu diyorum. Inanmak icin de akil gerekli kuskusuz. Tolga’ya yazarken de soyledim “akli basindalik” sosyal anlamiyla kullanilmistir orda. Yani birinin gelip abi bi hatun hic bir cinsel iliski yasamadan, ya da yapay dollenme olmadan nur gibi cocuk dogurdu dediginde ki akli basinda tavirdan soz ediyorum. Birinci tavir “Kurban oldugum allah!” tepkisidir ki akli basinda bir tepki degildir digeri de “arastirmali bakmali?” diyen ogrenmeye acik tepkidir.

Insanlarin dine hala inanmalarina niye sasiyorum biliyor musun; siradan insanin sigindigi Tanriya dair nitelikler hergun curutuldugu halde hala insanlarin inanmaya devam etmelerine sasiyorum. Allah buyuktur herseye kadirdir, herseyi gorur, herseyi duyar derken cocuklarinin Amerikali parali askerlerin elinde iskence gorduklerini tecavuz edildiklerini seyreden ve hicbir sey yapmayan Tanri’ya nasil inaniyorlar onu anlamiyorum. Cevabi belli tabi: Dunya islerine Tanri karismaz. Iyi ama o zaman gunah diye siralanan kutsal kitaplari dolduran seyler ne; dunya isleri degil mi?

Mantik düzeyinde tanrinin varligini kanitlamakla yoklugunu kanitlamak arasinda kategorik bir ayricalik yoktur diyorsun. Ben bunun tersi bir sey mi ima ettim biryerlerde? Varligin kaniti mantik ya da matematigin totolojik alaninda aranmamali kuskusuz. Gerceklikle (5 duyumla algiladigim) oruntulenebilirliginde aranmali.

Eleştirel Günlük said...

Zihni hocam ben imanin sinsi bir koy imami gibi aklin dusmani olduguna inaniyorum valla... :-)

Anonymous said...

elestirel abi,
biraz sabretseydim tolga'nin yorumuna katildigimi söylerdim hic kendi yorumumu eklemeden....
akil ve akli basindalik tek bir bicime indirgenemeyecegi icin, tanriya inanmanin akildisi oldugunu söylemek olanakli degil, en basta bu anlamda söyledim...
insanligin düsünce gelisimini din sonra felsefe sonra bilim seklinde aciklayan bir yaklasim var,ona göre dinsel önermeler bilimsel olarak cürütülebilirdir ve bu nedenle de dinsel düsünce bilimsel düsünceye göre gecersizdir....
hal böyle olunca, nasil oluyorda insanlar hala tanriya inanabiliyorlar diye sasiriliyor...din akildisi, fantastik, bilgiye kapali, ampirik olarak gecersiz ya da sacma olarak görülüyor cünkü....oysa, "kurban oldugum allah" tavrinin, gayet sosyal bir aklibasindalik hali oldugunu düsünüyorum....ama dedigin sey eger dinin rasyonel olmayan,empirik olmayan ögeleri iceriyor olmasi ise, bu baska bir sey....irrasyonel ve askin ögeleri icermesi, bir yaniyla bir sorun olarak görülebilir, ama insanin varolusu rasyonellige ve ampirik düzeye indirgenemedigi belkide bu sorun ayni zamanda dinin kendini sürdürmedeki en önemli gücüdür....elbette dinin getirdigi cözümlerin mükemmel ve kabul edilmesi zorunlu seyler oldugunu düsünmüyorum, ama kapsamini öyle almak gerekiyor....mesela sen bunlarin eksik oldugunu söylüyorsun, ama din aslinda mantigi, estetigi, bilgiyi, kurguyu ve felsefeyi kapsar, bunlara dair bir özgül tavir sunar, ya da insanlar o din icinde bunlara dair özgül bir tavir gelistirirler....
tanrinin varligi yoklugu meselesini ise, "varligina dair delil yokken yokluguna dair bunca delil olmasina ragmen" diye giden sözlerinden dolayi belirttim....dini, eger insanlarin yoklugu apacik belli olan bir güce akillarini teslim etmesi olarak alirsak, bu belirli tarihsel kosullarda ise yarar ve hatta aciklayici bir önerme olabilir, mesela aydinlanmacilikta din bu sekilde anlasilir ve kendi kosullarinda kabul edilir bir tarafi da vardir bunun, ama din nihayetinde bundan ibaret degildir....
bes duyumla algiladigim "gerceklik", tanrinin varligini ya da yoklugunu kanitlayabilecegim bir düzey olusturmaz....


simdilik böyle olsun,

muhabbetle

sockrates said...

şaşmamak gerekir insanlara. sonuçta, onlar düşünebilen ve sorgulayabilen bir beyne sahipler. fakat; herhangi bir dine inanan insanın sorgulayabilme sistematiği ne kadar gelişmiştir? büyük olasılıkla gelişmemiştir. sorgu sistematiğinin gelişmemesinin sebebi ise, toplumun bireylere bir takım tabulaşmış olguları aşılamasıdır ki bu aşılamadan geri dönülmesi çok zordur. o yüzden tanrı ya da bir evrensel gücün olmadığını ne kadar anlatırsak anlatalım onlar anlamazlar. çünkü; beyinlerinde tanrının yokluğuna ilişkin herhangi bir kodlama yoktur ve dışarıdan gelecek yeni farklı bilgilere o beyin kapatılmıştır ki dolayısıyla sonucun sizin yaptığınız tespitle aynı olmasını, doğduğu andan itibaren dini öğretilerle yetiştirilen ve de bireylikten çıkarılarak dindar insan formuna sokulan kişinin sorgulayabilme yetisi -ki bu sorgulayıcılık evrenle ilişkilidir- köreldiği için dinsizliğin ne olduğunu kavrayamayacak kadar akılsızlaştığı için, dinsizliği kabul edemeyeceği ortaya çıkar.

özet olarak, insan aklını kullanamadığı için bir dine mensup değildir. dışarıdan gelen tepiklerden (yönlendirilme, baskı, şiddet,..)korunabilme işlevini sahte bir güce taparak yerine getirebileceğini sandığı için kendi akılsızlığının kölesi olur.

Eleştirel Günlük said...

Sockrates hosgeldin ve tesekurler katkin icin.

Ebru said...

okuduğum romanda inanmakla inanmamak arası sallantıda olan kahraman 'gerçek dine aykırıdır' diyordu. Aklıma geldi:)

Faruk Ahmet said...

@socrates
"ve dışarıdan gelecek yeni farklı bilgilere o beyin kapatılmıştır ki dolayısıyla.."
Beynini "kapatmıştır" değil de "kapatılmıştır" kelimesini seçmiş olmanız bana Kur'an'da sık sık geçen "Onlar inanmazlar, çünkü kalpleri bizce mühürlenmiştir" gibi ayetleri getirdi. "Ulan adamın hem kalbini ben mühürledim diyorsun, hem de bundan dolayı cezalandıracağım diyorsun. Bu ne iş?" sorusunu hep duymayı beklerim ateistlerden vs. Ama genelde okumadıkları için tabi Kuranmış, İncilmiş, bu soruyu sormak akıllarına gelmez. Bu yüzden zaten sıkı din eleştirisi birçok zaman eskiden inanan birilerinden gelir (ve hayır, Turan Dursun'u kastetmiyorum), Richard Dawkins gibi hödüklerden değil.

Sevgili Eleştirel abi, daha da yazmak isterim ama hem vaktim yok, hem de yazıya bakılacak olursa pek akıllı sayılamayacağımdan söyleyeceklerimin bir ehemmiyeti olmayacak. Ama bu kadar açık açık düşüncenizi yazmanızı çok sevdiğimi/önemsediğimi belirtmek isterim.

Saygılar, öpücükler.

Eleştirel Günlük said...

Ama bu kadar açık açık düşüncenizi yazmanızı çok sevdiğimi/önemsediğimi belirtmek isterim.

Sevgili Farukahmet bilirim senin bir inanan oldugunu. Hem de "akilli ve zeki" inananlardan oldugunu. (Yazdiklarimla celisik gibi gelebilir ama degil. Uzatmamak icin aciklamiyorum.) Acik acik dusuncelerimi yazmami onemsedigin daha cok hosuma gider gogsumu kabartabilirdi eger Hawkins'e hoduk demeseydin. Cunku o da ozunde benim yaptigimdan farkli birsey yapmiyor. yani inancsiz, imansiz, akilsiz, kalpsiz deseydin de hoduk demeseydin keske...

sockrates said...

@elestirel
hoşbulduk.

richard dawkins isimli evrimsel biyoloji uzmanı ve bunun getirisiyle birlikte -ki bu getiri tanrının yokluğunun ispatıdır.- ateist tutum içerisinde olan değerli bilim adamının karalanmasının tek sebebi vardır sanırım. o da çok koyu bir ateist oluşudur ki bu ''çok koyu'' kavramı ''dar kalıplar'' olarak anlaşılmasın. ''çok koyu''luktan kasıt, sayın dawkins biraz popülisttir. eline geçen her fırsatta insanlara tanrının yokluğunun gerçek olduğunu anlatmaya, dolayısıyla da reklam yapmaya çalışır ki dawkinsi'i çoğu kişinin sevmemesi o'nun fazla reklam yapmasıdır.

Eleştirel Günlük said...

Sagol sockrates ek bilgi icin!

Kinanmak yigit basina !

Faruk Ahmet said...

Eleştirel abi,
neden? Ben senin hödük olduğunu düşünmüyorum. Her inanmayana hödük dediğimi düşünmüyorsun herhalde? Dennett da ateist. Onu ne kadar dikkatle ve saygıyla dinliyorsam Dawkins'i o kadar küçümsüyorum. Socrates haksız. Başkaları beni ilgilendirmez: en azından benim Dawkins'i "karalamam"ın ateist olmasıyla uzaktan yakından ilgisi yok. Neden olsun? Nasıl düşünüp taşınıp müslüman olduysam dün, yarın ikna olup ateist olma ihtimalim de var. Tanrı'ya inanmak baştan şüpheyi gerektirir. Var olduğunu kesin olarak bilmediğim için inanıyorum zaten O'na. Her inananda, bu bilginin getirdiği bir tevazu olmalıdır, derim hep. Aptallığımda kaybolmuş, ne dediğimi, ne düşündüğümü bilmez değilim inanın. Tanrı'nın olmadığına dair argümanların da farkındayım elbette. İnancımdan şüphe duymadığım tek gün de geçmiyor. Evrimsel biyolojinin tek başına Tanrı'nın varlığını hem de "ispatladığını" düşünen Socrates için de geçerli midir acaba bu?

Dawkins son derece sığ, dar görüşlü, alanı olmayan bu konularda gayet aceleci kararlara varan, siyasal olarak neo-liberal... kısaca bence hödüğün teki. Lütfen rahat rahat göğsünüz kabarsın. Dawkins'le aynı seviyeye sizi ben koymuyorum. Kendinize niye bu haksızlığı siz edesiniz?

Eleştirel Günlük said...

FarukAhmet sapka cikariyorum sunu dedikten sonra: İnancımdan şüphe duymadığım tek gün de geçmiyor.

Sana saygi dost...