Yaklaşık bir buçuk ya da iki saattir birşeyler yazıyorum ve siliyorum.
Yok, vallahi yok. Sőzün anlamı kalmamış.
Hukuk diye başlıyorum sonra siliyorum.
Adalet diye başlıyorum sonra siliyorum.
“Allahınız var mı ulan!” diyorum “Kitabınız var mı ulan!” Vicdanınız, vicdanınız var mı ulan? Aklınız ulan aklınız var mı?” diyorum siliyorum.
Birileri toplanıp, kaldırım taşlarını sőküp bir konvoya saldırıyor. Polis yok. Yani nerdeyse yok. 50 -60 kişiyi hadi bilemedin 200 kişiyi kontrol edemiyor koca Izmir şehrinin polisi. Oysa ki 1 Mayıs olsaydı ya da Newroz, gőrürdük Türk polisinin gücünü; Gőrürdük kazara hedef seçilerek ateş etmeleri, gaz bombalarını, ve őldürülen çocukları. Gőrürdük yüzlerce katılımcının tutuklandıklarını, tutuklananıp da karakolda kazayla düşüp beyin kanaması geçirdiklerini. “Ulan bőyle güvenlik gücü mü olur?” diyorum. Sonra “yahu 10 yıllardır bunu söylemiyor muyuz ki ?” diyorum ve siliyorum.
Anadolu Ajansı saldırganı namuslu, duyarlı, adil vatandaş diye nitelerken, kurbanı suçlu gősteriyor. Ben hukukçu değilim, hukukçu olmak da gerekmiyor bu hukuksuzluğu gőrmek için. Asıl halkı kin ve nefret duygularıyla birbirine düşman etmek bu değil midir? Nerde bu ülkenin avukatları, savcıları, hakimleri? Bu kurum ve kişiler bütün bu olanlara sessiz kalarak kendilerinin güvenirliliklerini ve geçerliliklerini inkar etmiş olmuyorlar mı? Kendi varoluş sebeplerini dahi ortadan kaldırmıyorlar mı? Sonra siz nasıl hangi adalet ölçüsüne göre insanları yargılayacaksınız? Diyorum. Sonra “yahu 10 yıllardır bunu söylemiyor muyuz ki ?” diyorum ve siliyorum.
Bu olup bitenler korkunç absürd bir sinama sahnesi gibi. Gerçek olduğuna inanamıyorum. Inanmak istemiyorum. Bir ülkede insanlar bu denli aptallaştırılabilir mi? Aptallıkları ile şiddete eğilimleri arasında böylesi bire-bir bir orantı olabilir mi? Insanlar bu denli körleştirilebilir mi? Bir ülke bu denli hukuksuz olabilir mi? Bu denli adaletsiz olabilir mi? Sonra “yahu 10 yıllardır bu soruları sormuyor muyuz ki ?” diyorum ve siliyorum.
Kıyamet kopsun istiyorum. Sadece Türkiye’de kıyamet kopsun istiyorum. Bu ülke yıkılsın istiyorum. O yalan tarihi ile birlikte haritadan silinsin istiyorum. Dudaklarımı sağ yanağıma doğru umarsızca büzüp “Sanki yıkılmamış da!” diyorum, ve siliyorum…
6 comments:
televizyon haberleri aslında şiddete karşı duyarlıydı. Tepkili, duyarlı, canciğer vatandaşlarımızın üzerine araba süren bebek katili sürüsüne ağzının payını verdi yaptığı haberlerle.
Hatta birkaçı yurttaşlarımıza yapılan saldırılarla olayların başladığını söyleyerek bizi aydınlattı... Çok demokratik başbakan da açıklamalarıyla zihnimizi açtı...
daha fazla ne bekliyoruz ki?
ne denir ki böyle bir durum için sevgili eleştirel abi.
söylenecek her şeyi diyememeni çok iyi anlıyorum. Yazıp yazıp silmeni, bir türlü mana verememeni çok iyi anlıyorum. aynı duygudayız. ve dehşetle yaratılan bu etnik kaos ortamının bu noktaya çekilmesiyle bizlerin bu oyuna piyon olmamızın süreğen ve tekrarlı hallerinden artık bizim bi bok olamayacağımız düşüncesindeyim.
Böyle bir olayın, bir kahramanlık, bir haklı tepki olduğunu söyleyen faşist zihniyet, zamanında bu ülkede maraş katliamının da haklı bir tarafı olduğunu, sivas katliamında da bir tahrikin olduğunu söyleyerek, bu katliamları haklı çıkmaya çalışmadılar mı?
Artık olayların bu faşizanlıkla,bu tartışmalar ile ari ırk yaratmaya kadar gideceği düşüncesindeyim. Çok acınacak haldeyiz(!)
elestirel abi, yazip yazip silecegiz, izi kalacak yazdiklarimizin, bir izi olacak....
siz yazarken silmişsiniz iki gündür yorumlamaya çalışırken de biz siliyoruz sanırım.
Eleştirel Bey,
Sizin yazıp silmeniz gibi, ben de gidip gelip okudum da birşey diyemedim.
Kaçak Bey yazmış en doğrusunu, yazınca izi kalacak. Başka çare yok.
:)
Kacak guzel soyledi gercekten. izi kalcak. Aslinda iste asil bu nedenle de yaziyorum. En azindan izi kalacak. Artik herseyleri Milli Kutuphaneye koyarak saklamak pek mumkun degil. Cocuklar ulasacak tanikliklarimiza ve soracaklar, ya da suoheye dusecekler resmi ideoloji yalanlarla bicimlemeye calisirken kafalarini... Siz de yazin... Izi kalacak...
Post a Comment