Pages

Jul 13, 2007

Kabahatin Çoğu Senin, Canım Kardeşim!

Bianet’in haberine göre DTP’nin bağımsız adaylarının seçim calışmaları engelleniyor. Şu cümlelerle özetleniyor: “Bin Umut Adayları seçim kampanyası çalışmaları sırasında jandarma ve polisin engellemeleriyle karşılaşıyor. Özellikle Güneydoğu'da afiş asmaları, seçim bürosu açmaları engellenen adaylar var. Kars adayı Alınak hakkında Genelkurmay suç duyurusunda bulundu.” Tek tek kimlere nelerin yapıldığını görmek için Bianet’in haberini okuyun.

Bu konuda yazarken
  • “Bakın nasıl da anti demokratik uygulamalar var ülkemizde!” demiyeceğim, çünkü bunu bilemeyen biri kaldığını sanmıyorum.
  • “Yazıklar olsun bunu yapanlara ve yaptıranlara” da demiyeceğim çünkü zaten bütün varlıkları şiddete dayalı bir rejimin devamını sağlamak olanların ardamarlarının bu sözle çatlamaycağını biliyorum. Kalkıp seçmen ve adaylara gül atacaklarını beklemiyor kimse zaten. Ya da tam demokratik bir seçimin olması için elinden gelen yasal herşeyi yapacaklarını zaten kimse beklemiyor.
  • “Hadi Kürtler ne duruyorsunuz? Daha neyi bekliyorsunuz? En temel seçme ve seçilme hakkınıza tecavüz ediliyor. Dökülün sokaklara ve hakkınızı en demokratik yollarla bu demokratik olmayan sistemden sorun” da demiyeceğim, çünkü kan dökme düşü görenlerin beklentisi de bu zaten.
Ben “Hadi Türkler ne duruyorsunuz!” demek istiyorum. Cunku siz çoğunluğu temsil ediyorsunuz. Çunku sizin Türk olmaktan gelen bir ayrıcalığınız, gücünüz, ya da göreli de olsa güvenliğiniz var. Topluca katledilme olasılığınız daha az olası. Bir de en önemlisi bu işi yapanlar sizin iradeniz adına yapıyor bütün bunları. Sanki siz bu işleri yapmaları için onları görevlendirmişsiniz . Kusura bakmayın ama bu ülkede huzur, barış, ve özgürlük olması için sizin de bir sorumluluk yüklenmeniz gerekiyor. Bir tek Kürtlerin sorunu değil bu. Siz yüzünüzü öteye çevirdikçe bu kansevicilere onay veriyorsunuz. Hadi dürüst olalım. Kabul edin bunlar güçlerini sizden alıyorlar. Siz korku ve kaygılarınızdan dolayi sessiz kaldıkça bu canavar daha çok kan isteyecek. Sizin paralarınız, vergilerinizin yanı sıra çocuklarınızın yarınları da güvende olmayacak.


Hadi gelin bir senaryo kuralım. Hadi varsayalım ki bütün Kürtleri yok ettiniz. Ya da bütün Kürtler bütün içtenlikleriyle “Ne mutlu Türküm diyene” de dediler. Hiç bir Kürt ben Kürdüm demiyecek. Herkes Türk. Inanıyor musunuz bu adamlar ve ideolojileri orda sabit duracak. Homoseksülleri, lezbiyenleri öldürmeyecek mi bu adamlar sanıyorsunuz? Bugün sizden aldığı sessiz onaydan beslediği nefretleri yerinde duracak mı bunlarin? Bu nefretleri köşedeki manavdan portakal çalan çoçuğa karakolda işkence yapmaya dönüşecek? Bir yolsuzluğu ortaya çıkarmaya çalışan aydınınıza ölüm tehditleri içeren mektuplara yansıyacak. Öldurecekler kendi gibi düşünmeyen herkesi. Öldürmeyecekler mi? Uğur Mumcu’yu, Abdi Ipekçi’yi öldürmediler mi? Sivas’ta insan yakmadılar mı? Kulağı küpeli diye, Rock müziği dinliyor diye, saçı uzun diye, dar pantlon giymiş diye sanıyor musunuz ki kızlarınıza, oğullarınıza saldırmayacak bunlar?

Ve eger birgün bunlar başınıza gelirse meselenin köklerini bugünkü suskunluğunuzda arayın. Bulacaksınız.


Güçlerini sizin suskunluğunuzdan da alıyor bunlar.

Başkasına yapılan her haksızlık ileride size yapılacak haksızlığın bir provasıdır, bunu unutmayın.




1 comment:

Anonymous said...

Bütün yıkımların ardından ki özür dileyerek medet umuyorum yıkımdan gelişmiş diğer ileri toplumlar...Gene bir geç kalmışlık var bizde.Yaşamayı geriden takip eden ülkeler olarak, sanırım payımıza düşen bu. Bilim adamları depremi önceden haber almak için çalışmalar yapıyor ama bu deprem yıllardır güle oynaya, davulla zurnayla yaklaşıyor.Söylediğiniz gibi o binalarda bir tek biz yaşamıyoruz...Daha güzel şeylerden medet ummakla ilgili düşler edinmeye başladım...Saklı tutuyorum içimde bilmem ki belki bir gün...

Murat Ka