Bu konuda yazarken
- “Bakın nasıl da anti demokratik uygulamalar var ülkemizde!” demiyeceğim, çünkü bunu bilemeyen biri kaldığını sanmıyorum.
- “Yazıklar olsun bunu yapanlara ve yaptıranlara” da demiyeceğim çünkü zaten bütün varlıkları şiddete dayalı bir rejimin devamını sağlamak olanların ardamarlarının bu sözle çatlamaycağını biliyorum. Kalkıp seçmen ve adaylara gül atacaklarını beklemiyor kimse zaten. Ya da tam demokratik bir seçimin olması için elinden gelen yasal herşeyi yapacaklarını zaten kimse beklemiyor.
- “Hadi Kürtler ne duruyorsunuz? Daha neyi bekliyorsunuz? En temel seçme ve seçilme hakkınıza tecavüz ediliyor. Dökülün sokaklara ve hakkınızı en demokratik yollarla bu demokratik olmayan sistemden sorun” da demiyeceğim, çünkü kan dökme düşü görenlerin beklentisi de bu zaten.
Hadi gelin bir senaryo kuralım. Hadi varsayalım ki bütün Kürtleri yok ettiniz. Ya da bütün Kürtler bütün içtenlikleriyle “Ne mutlu Türküm diyene” de dediler. Hiç bir Kürt ben Kürdüm demiyecek. Herkes Türk. Inanıyor musunuz bu adamlar ve ideolojileri orda sabit duracak. Homoseksülleri, lezbiyenleri öldürmeyecek mi bu adamlar sanıyorsunuz? Bugün sizden aldığı sessiz onaydan beslediği nefretleri yerinde duracak mı bunlarin? Bu nefretleri köşedeki manavdan portakal çalan çoçuğa karakolda işkence yapmaya dönüşecek? Bir yolsuzluğu ortaya çıkarmaya çalışan aydınınıza ölüm tehditleri içeren mektuplara yansıyacak. Öldurecekler kendi gibi düşünmeyen herkesi. Öldürmeyecekler mi? Uğur Mumcu’yu, Abdi Ipekçi’yi öldürmediler mi? Sivas’ta insan yakmadılar mı? Kulağı küpeli diye, Rock müziği dinliyor diye, saçı uzun diye, dar pantlon giymiş diye sanıyor musunuz ki kızlarınıza, oğullarınıza saldırmayacak bunlar?
Ve eger birgün bunlar başınıza gelirse meselenin köklerini bugünkü suskunluğunuzda arayın. Bulacaksınız.
Güçlerini sizin suskunluğunuzdan da alıyor bunlar.
Başkasına yapılan her haksızlık ileride size yapılacak haksızlığın bir provasıdır, bunu unutmayın.
1 comment:
Bütün yıkımların ardından ki özür dileyerek medet umuyorum yıkımdan gelişmiş diğer ileri toplumlar...Gene bir geç kalmışlık var bizde.Yaşamayı geriden takip eden ülkeler olarak, sanırım payımıza düşen bu. Bilim adamları depremi önceden haber almak için çalışmalar yapıyor ama bu deprem yıllardır güle oynaya, davulla zurnayla yaklaşıyor.Söylediğiniz gibi o binalarda bir tek biz yaşamıyoruz...Daha güzel şeylerden medet ummakla ilgili düşler edinmeye başladım...Saklı tutuyorum içimde bilmem ki belki bir gün...
Murat Ka
Post a Comment