Pages

Sep 25, 2007

Şiddet Kültürü – Polis Devleti

Őnce şu videoyu izleyin.

Şu videodaki görüntülere bakıp da insanlığından, vatandaşlığından, adalet sisteminden utanç duymayan miliyonlarca Türkiyeli vardır sanıyorum. “Eeee haketmiş! Çalmasaydı!” Diyen o kadar çoktur ki…Oysaki çaldığını bile henüz bilmiyoruz. Hiç bir delil yok ortada. Çünkü sözü edilen suç görünmüyor. Yani bir tek kuyumcunun şüphesi var ortada.

Oysa ki bu videoda görütülere yansıyan suçlu bilezik çaldığı iddia edilen genç kız değil. Suçüstü yakalanan kuyumcu ve polistir. Kuyumcu kiza fiziksel saldırıda bulunduğu için suçludur, polisler işkence yaptığı için suçludur.

Polisin gorevi yargilamak değildir. Ceza vermek değildir. Hele psikozunu tatmin etmek hiç değildir. Şüpheliyi (mahkeme karar vermedikçe herkes suçsuzdur çünkü) adalete teslim etmektir görevi polisin. Hele hele kaçma girişiminde bulunmayan, bulunamayacak olan - elleri kelepçelenmiş birine böyle dayaktır suç olan.

Kimdir suçlu? Yasaları çiğneyendir. Iskence yasaya aykırıdır. Polisler işkence yapmışlardır ve suç işlemişlerdir. Bir de zanlının videoya yakalanmamak için odaya götürülüyor olması, olayin kastını da gösteriyor. Yani yasayı çigneyen bu polis hangi yasanın koruyucusu olacak?

Biliyorum safça ve salakça geliyordur bu sorularım. Bu neyi gösteriyor biliyor musunuz? Ne kadar salakça yaşadığımızı…Ne kadar zavallıyız! Ve bu sizin başınıza gelmez sanıyorsunuz. Gelecek bir gün. Bir trafik meselesinden, ya da küçük bir tartışmadan, ya da aranan birinin eşkaline benziyorsunuz diye düşecek yolunuz karakola. Ya da ya da sadece yanlış zamanda yanlış yerde tesadüfen bulundunuz diye yolunuz düşecek oraya. Size de böyle davranacaklar. Sizin bacınıza da! Kızınıza da!

Başınıza polis vahşeti geldiğinde sakın üzülmeyin onurunuz kırıldı diye. Olmayan şey kırılmaz. Isterseniz ne zamandan beri onursuz yasadığınızı kendinize sorun…

9 comments:

Anonymous said...

selam eleştirel günlük,

çalışmıyor nedense, ama anlattıklarından meselenin ne olduğu anlaşılıyor.

dediklerinde haklısın.

kızın bir yasa'ya göre sucu işlemiş olması da bir şey ifade etmez aslında. söylediklerin hiç bir durumda geçerliliğini kaybetmez. memlekette sıklıkla oluyor böyle şeyler.ne yazık ki?....

Eleştirel Günlük said...

Sagol Kacakkova! Asil mesele de o zaten. Suclu bile olsa insanin hala devletin anayasasiyla garantiledigi, guvenlik altina aldigi haklari var. Bunlardan birisi de iskencedir.

Bir de en kotusu de su ki; kaniksamisiz. Kime soylersen soyle ilk duydugun hep bir kaniksama sozu "Hep oluyor boyle seyler!". Bu kaniksamiyi nerden kirmali nasil kirmali?

Tolga said...

Efendim, kaba bir yorum olacak ama adam kendi karisina ya da kizina tokat atma "hak"kini elinden alinmasini istemezken, devlete boyle bir talepte neden bulunsun?! Yani pek sasilacak bir durum yok, bu tepkisizlikte.

Friedrich Camus said...

"Herkesin başına gelebilir." sözüne karşı "Kesin birşeyler yapmışlardır." cevabı kanıksandı; ki bence bu daha kötüdür.

Ben bu durumdaki insanların ikinci şube'de yarım saat geçirmeleri için legal/illegal eylemlilik gösteriyorum bazen. Güzel oluyor..

Eve Dönüş'te kahvede oturan gevezeler gibi kalıyorlar o zaman işte.

Eleştirel Günlük said...

FC biraz daha aciklar misin o eylemliligi nasil gosterdigini? Belki ben de bizim mahallede uygularim? Sosyal olaylara recete verilmez der kitaplar ama, denenmez diyen cikmadi henuz. Sunu receteye donusturup deneyelim. Kimbilir...

Ben Ozal doneminde kicindan psikoloji (simdilerde tersinden psikoloji deniyor) uygulamistim bayagi eglenceli vakit gecirmistim. Yoksulluktan, issizlikten sikayet edene alttan alta siz oy vermediniz mi sikayet etmeyin ve hep devletten bekliyorsunuz mesajini alayli bir bicimde kullanir karsidakini bana dolayisiyla politik gelismelere karsi kizginlik yasamasini saglardim...Hey gidi gunler...:-)

Friedrich Camus said...

Duyarsız kalan insanlar, genellikle bu olayları yakın mesafeden fazlasıyla görmüş insanlar oluyor, yani polis ile yakınlaşmaları kaçınılmaz oluyor. Eğer böyle bir imkânımız varsa; yanlarındayken sürekli polis karşıtı konuşmak; tasvip etmese dahi beynine ve daha sonra da diline pelesenk edecektir sözlerimizi. Psikoloji işte :) Bu pelesenklik hali devam ederken kazara bir polisin yanından geçmesi yeterlidir. Ama bu işi şansa bırakmaktır. Pis de olsa Tercih ettiğim yöntemler şunlardır:.

Bahsedilen insan hayvanı mesela o gün kimliğini yanına almamıştır. Gidilir, görev halindeki polise asılsız bir ispikleme yapılır (mesela "bayanları taciz ediyor, üstünde bomba olabilir, üstünde ruhsatsız silah var hırsız, demin çikolata çaldı, burnunu karıştırdı, tipi bozuk, yanında ot var,torbacı, terörist (ve en güzeli) sahte kimlik/pasaport taşıyor" gibi). Yanına giden polis, kimliksiz olmasını yeterli bir neden olarak görüp içeri alır. Sonrası malumdur.

Bu pis eylemlere daha fazla örnek vermek isterdim. Lâkin gerisini hayal gücünüze bıraktım :)

zihni örer said...

bu diyaloglar gerçekten olmuş.

Konu başlığınız ile ilgili bir anım vardı, daha sonra anlatırım.
"Polis zekası"

Eleştirel Günlük said...

FC sagol paylastigin icin. O insan-hayani da olsa o tur seyler yasamalarini istemem kimsenin. Iyi ama ne zaman ogrenecekler? Bilmiyorum...

Eleştirel Günlük said...

Zihni bey hosgeldiniz. Anininizi sabirsizlikla bekliyorum. Bilmem Ucanbalik okur mu bu yorumlari ama kendisi bu tur olaylarin muferit bir iki lokal olaylar olduguna inanlardandir. Umarim sizin siteye yolu duser de okur o diyaloglari...