O Diyarbakır zindanından çıkıp da geldi. O insanın insan olduğuna utandığı yerde insandan umudunu kesmeden, hiç kimseye nefert duymadan, yüreğini sevgiyle besleyerek, yaralarını sevgiyle sararak durdu karşısında zulmun. Bir iki yumrukla ne yapabileceğinizi sandınız? Ondaki cesareti mi kıracaktınız? Ondaki sevgiyi mi yaralayacaktınız? Onu korkutacak mıydınız? Yoksa kendinizi mi rahatlatacaktanız?Zavallısınız. Bilmezsiniz ki nefret kendi sahibini de yiyen doymak bilmez bir canavardır. Ve nefretten daha büyük bir cehennem yoktur aslında. Ve size söylenebilecek hiç bir şey bulamıyorum. Belki de buna ihtiyaç da yok, çünkü içinizdeki nefret sizin cezanızdır aslında. Cehenneminiz! Içinizdeki nefrettir sizin en büyük cezanız.
14 comments:
Provokasyon
Dün arabada iki kişi birbirine 'oh olsun!' der gibi keyifle anlatıyorlardı.
'siz, sizin gibi düşünen hepiniz birer zavallısınız' dedim içimden.
haykırmak isterdim oysaki. yapamadım.
"ya sev ya terket" "tek dil,tek bayrak,tek devlet" vb.söylemlerle ırkcı faşist bir nesil yaratılması,farklı inanç ve halklara karşı düşmanca tutum ve davranışları, hatta katilleri cesaretlendirmiştir.Ahmet Türk'e yapılan saldırıyı kınıyorum.Herşey hesaplı ayrıca...Muş'taki bir davayı Samsun'a aktaran hangi zihniyet??
üzüntü ve utançtan dişlerimi sıktım. daha fazla bakamayıp gözlerimi kapadım. bu öfke, bu kinden beslenen, faydalanan, zevk alan insanları içlerindeki karanlığa havale etmek lazım. ve kendi cehennemlerine. haklısın.
bu olay da aslinda biraz Ahmet Turk'ede kizdim!.
ha bire "kardeslik, kardeslik..."diyordu. bu samsunda ki adamin zihniyetinin aynisi turklerin yuzde 70 sinde var. sen hangi kardeslikten bahsediyon kek Ahmet!?
Yapma Jupiter gozunu seveyim.... Kardeslikten baska umut yok... Herhalde cok kizginsin ama yok yok kardesligi basarmaliyiz...
Siyasayı sevmem.
Ne kendine bundan yol çıkaranları, ne de bununla ilgili tespitler yapanları sürekli. Acıyarak bakarım civarımda politika konuşanlara, küçümserim. Yüzümü buruştururum. Ne fikriyatta olursa olsun, hangi kanatta; oh! olsun derim başlarına bir şey gelince. İnsan tabiatında olmayan bir şey, bir kurum yarattınız binlerce yıl önce. Hak ettiniz; hanginizin başına ne geldiyse.
Fakat dünden beri birileriyle konuşmak, birilerinden özür dilemek ihtiyacı hissediyorum ve fakat kimseye bir cümle kuramadım henüz.
Yazınızı görünce sizden özür dilemek istedim; özür diliyorum sizden.
Sana yumruk attığım için özür dilerim.
Sevgili Eleştirel,
Yazına, tepkine ve Jüpiter'e cevabına katılıyorum.
Karşısındakini dinlemeyen, anlamaya çalışmayan nereye kadar gidecek ki?
ekmekçi kiz;
yaşım 32 ve ben 32 yıldır bu olayın öznesiyim. sizler ise izleyiciler ya da hergün haber bültenlerinde muhatap olan ötekilersiniz.
tüm kürdler ise bizzat öznedir.
-ilkokulda sana hiç cocuklar "pis kürd" dedi mi?...
-annen veliler toplantısana gelmesinden utanıyormuydun?, çünkü annenin salvarına cocuklar asılıp "kuyruklu kuyruklu" dıyorlardı..!
-babası polis olan okulun en güzel kızına karsı gelişen platonik aşka rağmen onun sana pis köpek misalı bakışları hiç üzerinde hissattin mi..?
bunlar sadece ilkokul sendromlarım ötesine gerek yok. aslında kardeş gibi içinizde yaşadık ama gerçekte her şeyi sineye çeken ailenin üvey çocuklarıydık.
Bu da benim yorumum:(
http://srpl.info/wp-content/uploads/2010/04/oysa.jpg
Ahmet türk kürt halkı tarafından çok sevilen bir insan...yalnızca kür deil aynı zamanda sağduyusu olan türk insanlarında sewdiği biri ve ona yapılan bu saldırı ile ne Sayın Ahmet Türk korkup geriye çekilecektir ne de eşitlik ve hak arayan Kürt halkı isteklerinden vazgeçecektir...Bunlar yalnızca cahil,zavallı faşizm ruhlu mahlukların aptallıklarından başka bişi değildir...Ahmet Türk bir Kürt'tür ve aynı zamanda çok iyi bi siyasetçi,baba,kardeş,yoldaştır...Nokta...
Bana nerelisin diye sorsalar hiç düşünmeden Samsunluyum diyorum, Türklerle kardeşçe yaşamaksa ben en kardeşçe Samsun'da yaşadım. Kardeşlik duygularımı pekiştiren Kavaklı oduncu Mustafa'ydı, ev sahibim teyzeydi, minübüsçü Orhan'dı, öğrenci Meryem'di. Hayatımda bir kere aşık olmuşluğumla yıllarca o şehrin her sokağını cennet köşesi diye yutturan sevgilim Şule'ydi. Her şeye rağmen, bu güzel insana yapılan bu akılsız güruh saldırılarına rağmen birlikte yaşamayı öğrenen, öğreten Samsunluların kendilerine öğretilmiş faşist korkuların, faşist paranoyaların, faşist öğretilerin esir alıcılığına karşı yumruklarını sıkacakları günü dört gözle bekliyorum. Bunu Vedat Türkali amcanın o bilincinden biliyorum. O alçakgönüllülüğünden biliyorum.
"İyilerle kötlerin savaşı" demiştim!
Yumruk atan lağım faresini besleyen kanalizasyon ilaçlanmadıkça, tekrarlanacak bu ısırmalar. Kınamak yetmiyor,
dezenfekte ilacını kullanacak irade arayışındaki bulanıklık asıl sorun!
çok doğru söyledin be zihni..Yıllar önce kanalizasyonu temizleyecek bir irade olsaydı bugün,ülkenin her bir tarafı pis kokmazdı...!!! ve ne yazık ki halen de o irade yok...
Post a Comment