Pages

Jul 9, 2011

Dinginlik

Dinginim. Fırtına őncesi sessizlik gibi. Ya da fırtına sonrası. Nicedir bir fırtına, bir kasırga zaten soluduğum.

Çok yorgunum oysa. Bir sűrű şeyin altında kalmışım. Kıpırdayamıyorum. Boğuluyorum. Beynim yorgun. Ellerim yorgun. Homo Habilis(*) amcanın bűtűn yorgunluğu sanki benim űzerime çőkműş.

Biri sőylűyordu insan başarı ve becerisinde “artık ortalama diye bir şey yok!”. Sadece iyi ve en iyiler var artık. Kapitalist rekabet ortalamayı da tedavűlden kaldırıyor anlaşılan. Yetenekli ve zeki olmayanları toplu bir eleminasyon mı geçirecek birileri? Emeklilik yaşını olmadı 70’e çıkarsınlar (Amerika’da 65). Sonra insanlar emekli olana kadar őlmemişse, emekli olunca őldűrsűn çűnkű kapitalistin artı-űrűnűne katkısı olmayan hiç bir şey yaşamayı hakketmiyor nasılsa. Aslında bu emeklilikle birlikte őldűrűlme insanları emekli olmadan daha motivasyonlu bir biçimde çalışmaya iter mi? Ne dersiniz? Mikro-ya da makro (ya da her ne zıkkımın kőkű ise) ekonomi okuyan biri bunun hesap kitabını yapıp bir sűrű bonus bile alabilir.

Ne gűzel! Farkında mısınız uygarlaştıkça (!), teknolojide ilerledikçe daha mutlu, huzurlu, ve herkesi kapsayan bir sosyal ve ekonomik yaşam yerine git gide azgınlaşan, git gide bűyűk balığın-kűçűk balığı yuttuğunun geçerli ve haklı sayıldığı bir dűnya ile karşı karşıyayız. En kőtűsű ne biliyor musunuz, muhalif olacak ne bir gençlik var, ne bir sınıf, ne de bir-iki çılgın.

Kahramanlardan umudu keseli ne kadar oldu sahi?

*Taştan alet yapıp kullanan ilk insan.

No comments: