Pages

Aug 9, 2011

Kaybedenler Kulübü

Dinleyici - Birinin kaybedecek bir şeyinin kalmaması őzgűrlűk galiba.
Kaan - Yıl 1917 falan Vienna ’dayız. Işte bizim Karl var.
Mete - Kral mı?
Kaan - Karl.
Mete - Eeee kral diyoruz işte biz ona
Kaan - Sakallı işte. Frederik de var. Frederik babasının fabrikalarını bırakmış. Gelmiş bizim yanımıza. Biz orda bir çatı katında űçűműz teorisyenlik yapıyoruz. Orayı hiç unutmuyorum. Kahve içiyoruz.
(....)
Kaan - Dőndűm Karl’a dedim "Daha neyimiz var kaybedecek?" dedim. Ne dedi biliyor musun bana? "Zincirlerimizden başka kaybedecek başka bir şeyimiz yok" dedi Kaan dedi. Fuck off dedim yaa! Sen dedim bu zihniyetle 100 yılı mahfedersin dedim ya. Ya bu 100 yıl altűst olur dedim ya. Yarın őbűr gűn Rusya’da devrim olur dedim yaa. Dedim ve oldu işte…
Dinleyici - Ne ?
Mete - Hadi iyi geceler sayın dinleyen. Műbarek Christmas bayramınız kutlu olsun.

Ne kadar gűzel bir filmdi o őyle. Gőrűntűler , kameranın kullanımı, műzikler, senaryo falan her şey çok başarılıydı. Onlarca sahnesini sıralayabilirim “Harika ya!” diye bağırdığım. “Gőt” diyen kız sahnesi çok iyiydi. Yukarıdaki Marx’a “fuck off” denilen doğaçlama, nerdeyse bűtűn Istanbul’la beraber toplu erken boşalma ve hep beraber orgazm sigarası içilmesi, o ne dediği anlaşılmayan çocuğun konuşmalarının alt yazılı ve anlamların değiştirilerek verilişi, falan filan…

Kuşkusuz filmin eleştirelecek yanları yok demek değil. Őncelikle film sadece belli bir kitleye seslenmis; Istanbul, Ankara ve Izmir’in belli bir kesimiydi hedef kitle. Gerçi herkese ulaşma diye zorunluluğu olmalı mı bir filmin, o da tartışılır. Ama filmin en zayıf yanı neydi biliyor musunuz? “Çok yalnızız” sőzűnűn nakarat gibi tekrarlanışı ve filmin bűtűnűne rastgele serpilişiydi. O kadar bariz ki filmdeki insanların yalnızlıkları. Hiç gerek yoktu sőylenmesine. Űstűne űstlűk filmin sonunda bile bir yalnızlık şarkısının olması ise “yeteeeeerrrr” dedirtti.

Sahi kim ulan bu Erol Egemen? :-)

5 comments:

Ebru said...

Herşeyden böylesine uzak olmak canımı sıkıyor. Bir film hakkında birkaç fikir belirtememek de aslında. Çok mu gerekli dersen galiba evet çok gerekli neresinden tutsan elinde kalır ya hani bir şeyler yaşam sanki öyle gibi film dahi izlemeyeli ne çok zaman olmuş EG:((

Eleştirel Günlük said...

Ozlemistik seni Ebru. Hosgeldin! Ben de cok nadir izliyorum film falan. Hele konser, tiyatro hak getire... Trin trin trin. Makinelesiyoruz...

Ms.KavrukSusam said...

son zamanlarda izlediğim ve hiç begenmediğim bir film oldu kaybedenler kulübu.. keske izlemeden önce yazınızı okusaydım belki severdim :)

Anonymous said...

Saygı duydum :) Lakin bir bayan olarak bu tür filmlerden haz etmiyorum hiç. İlki ıssız adamdı, şimdi kaybedenler klubü. Bir şekilde bir şeyler empoze etmeye çalışıyorlar o bahsettiğiniz kesimlerin dışına. Erkekler kullanır, kadınlar kullanılır gibi.Sonunda pişman olmaları yetmiyor kırılan kalplerimiz için :) Bahsettiğiniz 'yalnızlık' meselesi de eleştirmeye değer. Yeter yahu anladık yalnızsınız.

vidaları gevşek said...

Müzikleri özellikle çok güzeldi. Bir de şöyle bi yazı var, biraz ağır eleştirmiş ama... http://bianet.org/biamag/biamag/128882-kaybedenler-kulubunun-didaktik-hikayesi