Pages

Feb 3, 2012

Kansız bir ihtilal

Birilerinin hali hazırda sőylemiş olabileceği riskini gőze alarak sőylemek istiyorum aklımdan geçenleri. Tűrkiye’de olup bitenler (őzellikle de AKP iktidarı ve yaptıkları ve yapacakları) uzun soluklu kansız bir ihtilalin resimli őykűsű gibi geliyor bana. Her ne kadar ihtilal genelde “ordu” ya da “militan bir grubu” çağrıştırsa da, bu defa karşımızda seçimle başa gelmiş bir iktidarın ihtilali var.

Normalde seçimle başa gelmiş hűkűmetlerin / iktidarların egemen statukoyu karşısına alması beklenmez. Iktidar olmuş hűkűmet daha çok statukonun devamını sağlamaya devam eder. Çűnkű bu hűkűmet herşeyin başında egemen sistemin partisidir. Sistemin içinde yeşermiş, bűyűműş ve gűven almıştır. Hele hele Tűrkiye gibi resmi ideolojisinin ve statűkosunun ardında çok kőkleşmiş hukuk gibi, ordu gibi, őrgűn bir biçimde koordine edilmiş kurum ve kuruluşları varken kalkıp bu statűkonun temellerini içten sarsıp kontrolű ve yőnetimi ele geçirmek kolay őngőrlebilecek bir şey değildir. Evet bence AKP’nin yaptığı ya da becerdiği budur. Bűtűn kurumları ele geçirmiş durumdadır AKP. En őnemlisi Tűrkiye’deki kutsal sayılan, űlkenin gerçek sahibi ve koruyucusu konumundaki o bőbűrlűlűklerinden ve sűneppeliklerinden yanına yanaşılamayan silahlı kuvvetleri etkisiz hale getirmekten őte kendine kapı kulu eylemiştir. Bunu da o denli oyunu kuralına gőre oynayarak yapmıştır ki paşalar bile liseli bir kızın kapris ve kibirliliği içinde istifa tehditleri triplerine girmişlerdir. Sonunda da pes etmişlerdir. Tabi bunu yaparken adalet sisteminin ve hukuğun içindeki gűce ve erke tapan kokuşmayı çok iyi manipűle edişinin de hakkını vermek gerekir. Işte hapishaneler tıklım tıklım fikir suçlarıyla dolmaktadır. Űniversite őğrencisinden gazetecisine, őgretim gőrevlisinden, sokaktaki gazeteci çocuğa kadar herkes gőz altına alınma tehdidiyle ve olasılığıyla karşı karşıyadır.

Evet AKP alabildiğine bűtűn kurumları ve yőnetimlerini ele geçirmiş, popular desteği de arkasına almıştır ve kansız ihtilalini gerçekleştirmiştir. Bunun karşısında da direnecek ya da karşı duracak ipe sapa gelir bir şey yoktur. Yoktur, çűnkű aslına bakarsanız AKP’nin başarısının altında asıl Kemalizm’in ya da egemen TC ideolojisinin doğmalığı, beceriksizliği, kısırlığı, ve faşizan yanları yatmaktadır. Yani Kemalizm o denli kısır, o denli tepeden inmeci, o denli insanların varoluş koşullarını yok sayıcı olmasaydı AKP’nin işi bu kadar kolay olmazdı. Őylesine ki, AKP’nin statűkoyu sarsan çabaları (őrneğin Atatűrk’ű ve Kemalizmi eleştirileri, 19 Mayıs’ı, 23 Nisan’ı, ve andımızı kaldırma ya da yeniden yapılandırma girişimleri) AKP karşıtı insanlardan bile destek almaktadır çűnkű kőhneleşmiş, 1930ların faşist ruhunu bugűne taşımaya çalışmak olsa olsa AKP gibi kendince benzer hesapları olanlara yaramaktadır. Hatta bunun için bir bakıma bugűn gelinen nokta Demokratik Parti’nin başlatıp bitiremediği projenin devamı gibi de gőrűnebilir ki bunun da ardında Kemalizm adına savunulan şeyin alabildiğine elitist, ayrımcı, anti-demokratik vb. Oluşudur,

Bir tek BDP ve kűrtler var AKP’nin karşısında durabilen; durabilecek olan. AKP’nin polemiklerine, retoriklerine, ayak oyunlarına, insan hakları maskeli insan hakları dűşmanlığına (çűnkű AKP’nin asıl kaygısı insan hakları değil AKP yanlısı műslűman hakkıdır. ) en haklı ve en akıllı açıyla yaklaşan Kűrtlerdir ama gel gőr ki Kűrtlerin adı da terőrle bir anıla anıla urettikleri politiklar kolayca gőz ardı edilebilmekte, hatta kale alınmamaktadır. Bir de şu var ki őnemle altını çizmek gerekr. O da Kűrt probleminin AKP’nin can yeleği oluşudur. Kűrt meselesi olmasa belki AKP orduyu bu denli kolay da altedemeyecekti. Işte onun içindir ki AKP Kűrtlerin katliamına ses çıkarmamakta da, belki katliamın planına bile katılabilmektedir. Yoksa bir Filistin’linin (Filistinli műslűmanın tabiii – Hristiyan Filistininlinin AKP nin pek umurunda olacağını sanmıyorum), bir Afrikalı műslűmanın bűtűn acılarını yűreklerinde hisseden AKP bir Kűrt (műslűman bile olsa) katlımı karşısında ki kılının kıpırdamamazlığı nasıl açıklanır?

Çok merak ediyorum daha neler olacak diye. Gőrecğiz!

Tabi bir de bűtűn bunların ortasında olup bitten Ortadoğu’nun yeniden yapılandırılma katakullileri-savaşları var. Sıra Iran’a ve Suriye'ye geliyor gibi gőrűnűyor. Belki Erdoğan ve ekibi tam içine etmeden Ortadoğu projesinin bir parçası olarak içine edilecek Tűrkiye’nin. Edilse de kurtulsak. Bunu bazan gerçekten inanarak sőylűyorum çűnkű Tűrkiye kendi çocuklarını çiğ çig yiyen bir mitolojik canavar bir anaya dőnűşműştűr çoktan. Kanla beslenmektedir. Iyileşeceği de yok gibi gőrűnűyor…

Ama siz yine de umudu kesmeyin olur mu? Benim serzenişlerimi aklın kőtűlűğű gibi gőrűn…

4 comments:

Yeraltından Notlar (¡) said...

EG, daha düne kadar demokrasi çığlıkları atıp, Obama'yı tenin renginden dolayı seçildiği için ayrı bir köşeye koyuyordun(uz) gibi anımsıyorum, Erdoğan'ıda bütün reformların uygulanması açısından 'Yetmez ama evetçi' bir tavrınız vardı, güya Erdoğan ilericiydi, bugünse kaygılısınız gibi bir izlenim edindim...

Timur'un Nasrettin Hoca'nın köyüne gönderdiği fil hikayesi gibi durum, ne diyeyim 'Yetmez ama evet!'

Siz derken de, diğer yorumcuları katıyorum buraya, genelleme yapmam bu yüzden...

Neyse... Kahrolsun kişiselleştirmenin, liberalizmin ve uzlaşmanın tarafları:)))

Eleştirel Günlük said...

Valla sen olup biteni dilaktik acidan degerlendirmelere uzlasma diyorsan seninle burada tartismanin da pek bir anlami oldugunu sanmiyorum. yine de cok kisaca soyleyeyim. Obama'nin alabildigine irkci olan bir toplumda secilebilmesi toplumsal ve kulturel bir ilerlemedir. Hala irkciligin her gozeneginde soluk oldugu bir toplumda kolay bir sey degildir bu. Kemalizmin cagdisi uygulamalarini ve fasist devlet yapisini ne yazik ki bu ulkenin ilerici gucleri degistoremedi. Islamcilar mi degistiriyor? Iyi yapiyorlar. Ben bir yanlisa karsi cikmak icin diger bir yanlisi destekleyecek kadar ne korum ne da bagnaz. Yetmez ama evet dedigimi hatirlamiyorum. Ama sunu biliyorum 1923'lerden beri suregiden yanlislarla yuzlesmek zorundaydi soyle ya da boyle. Islamci yaniyla da yuzlesmek zorunda. Bu nedenle de tarihsel acidan bir ilerlemedir ulkenin bugun yasadigi bu curcuna. Kemalist ideoloji ve kemalizme yaltaklanmis sol bugunun gerici ideolijisidir. Hele hele sol Marxizmin yuz karasidir. Ha su AKPnin basini cektigi sey ilericidir de demiyorum cunku onlarin ilericiliginin bagnazliklarinin basladigi yerde bitecegi asikar (Ki orneklerini gostermeye de basladilar). Ama bence inkar edilir gibi degildir yapilanlardan bazilari tarihsel anlamda Turkiye icin ilericidir diyorum. Hepsi bu...

Yeraltından Notlar (¡) said...

Öncelikle diyalektik derken diyalektikten ne anladığına ve ne çıkardığına bakmak lazım? İkincisi de (anladığım kadarıyla uzlaşmamadan söz ediyorsun ama AKP iktidarının uygulaya geldiği reformlardan [belki de bazılarını kasıt ediyorsun] zaten uzlaşıyorsun) zira Obama’nın alabildiğince ırkçı olan bir toplumda (ki sadece -ırkçı- buna katılıyorum) seçilmesi ilerici bir ilerleme değildir, şöyle ki: emperyalist bir ülkenin yüzyıllık stratejisini tenin renginden dolayı bir adam yüzünden değiştireceğine inanmak biraz safdillik olur.

Kemalizm’in çağ dışılığına gelince, bence AKP’nin reformları ve şu uygulamalarına karşı daha ilerici gibi duruyor… En azından her ne kadar yüzünü Batı’ya da dönmüş olsa bile anti-emperyalist bir tavrı var. AKP’nin değişiminden tıpkı Obama’nın ‘Change’siymiş gibi söz eder haldesin… Oysa diyalektik felsefe her değişimin ilerici ve doğru olmadığından söz eder. Bunu çözümleyen tek olgu – sorgulayan tek dalda felsefenin kendisidir.

AKP’nin uygulaya geldiği tek ilerici bi’şeyi bana göster desem, ne gösterirsin inan şimdiden bunu merak etmeye başladım(?) işte yanıldığınız tek şey bu, AKP Bülent Arınç’a suikast derken bu zatçık üzerinden çeşitli Kozmik Oda’lara girerken göremediğiniz tek şey AKP’nin oralarda kendi Kozmik Oda’larını yaratmış olması ve kendi derin ilişkiler ağını 50 yıllık bir tarihe sığdırmaya çalışıyor olmasıydı… Sizde buna alkış tutuyordunuz: AKP askere dokundu vs. vs.! Pekâlâ: yüzleşmek derken gericiliğin yedeğine düşmek mi gerekir sizce?

Bu yüzden (DSİP gibi) Marksizm’den söz ederken AKP’nin kırıntı da olsa yedeğine düşmemek gerekirdi, şu son 9 ya da 10 yıllık AKP iktidarında savunulacak hiçbir ilerici yan yok, AKP Ergenekon davası üzerinden ulusalcıları, Devrimci Karargâh Örgütü üzerinden devrimci ve sosyalistleri ve de KCK üzerinden Kürtleri tasfiye ederken ileri demokrasinin kendisine inanları kustuğunun farkında bile değilsiniz…

Şükür ki, ülkenin hakikaten bütün bu gerici uygulamalarına karşı yiğit sosyalist solcuları ve Marksistleri var, en azından bu gericilik olgusundan ve Tayyip’in argümanlarıyla hiçbir şeyin savunulamayacağını öğrenmek gerekirdi. Emperyalizmin tahakkümüne, işgalci politikalarına karşı eğer ayakların buraya -yani toprağa- basıyorsa emperyalizme karşı cumhuriyet olgusunu savunmak gerekir, bunu bilmem Kemalizm’in totaliterliğine ve gericiliğine bağlıyorsan bağla… Sorun yok, çünkü bizim açımızdan Batı emperyalizminin goygoyculuğundan dem vurup, emperyal politikaları kendine referans alanlara karşı savunduğumuz tez ve temel slogan, ‘Cumhuriyeti savunmak emperyalizme karşı durmaktır!’ bunun adı ‘Bağımsızlık’tır ve bundan öte de savunulacak bir tez yok…

Eleştirel Günlük said...

Inanilir gibi degil nasil olur TC'nin yuzunu batiya donse de anti emperyalist olusuna inanabiliyorsun. Hic bir zaman anti emperyalist olmamistir. Dilimi nagisla ama yuzunu da batiya donmemistir. kicini donmustur batiya. Ve dunyada esi benzeri gorulmemis bir gonullu kolonizasyonluk yapmistir Turkiye. her zaman Bati'ya kapitalizme ve yarattigi isbirlikci milli sermayaye bagimli olmustur. Bunu yaparken de cogunlugu ve dahi azinliklari ezmis ve somurmustur. Nerdeyse beni AKP li bile yaptin, ayiptir yav. Ama sunu gormek gerekiyor, AKP ya da her bok ise Turkiye'nin onunde engel gibi duran bazi tabulari sarsti. En azindan yahu pasalar da yargilanabilir'i ulkenin tarhine gecirmesi bile korkunc bir basaridir ki bu ulkede pasalar kraldan bile daha dokunulmazdi. AKP'nin yaptigi kotuluklere gelince de valla ben yeni din disinda bir kotuluk gormuyorum. Diger butun kotulukler zaten Turkiye'nin anayasasinda ve babayasasinda vardi ve her daim butun hukumetlerce ve darbelerce uygulanan seylerdi. Seni rahatsiz eden bunu sizin yapamayisiniz olmasin sakin? Dialektik meselesine de sadece dar bir sinifci perpectiften bakarsan o dialektik olmaz. Irkciligin, sinifciligin, cinsiyetciligin, butun dinamiklerini toplumdaki kulturel olgularin karsilikli celismesiyle aciklamak gerekir ki sadece ekonomik ve sinif temelli yaklasim cok yetersiz kalir. Kultrun ust yaoisindaki ilerlemenin bazan alt yapisindaki ilerlemelerin dinamosu oldugunu unutmamak gerekir.. Bu nedenle Obama'nin ne kadar beyaz adamin ekonomik politikalarinin piyonu oldugunu gormek baskadir, yuzyillardir suregelen irkciligin cemberinde bir gedik acmak baskadir. Umarim anlatabilmisimdir.