Herhalde bu karikatür iyi özetliyor olup biteni... Ama sadece özetliyor...
Ben bunun bir tür pataloji olduğu üzerinde duruyorum ama bu patolojiyi DSM’nin ya da Psikoanalizin terimleriyle açıklamaktan çekiniyorum. Böyle olunca da düșündüklerimi ifade edebilecek dilim (dilsel olanaklarım) kalmıyor ortada. Belki zamana ihtiyaç var özümseyip analiz edebilmek için bu olup biteni…
Bir de Mutlak Töz’ün bu konuya ilișkin yazısı ve yorumlara ilișkin açiklamaları okunmalı.
Kürtaj hakkı yazıları – bir derleme de iyi bir derleme.
Burda kalsınlar șimdilik…
2 comments:
eyvallah elestirel abi.
cok fazla takip etmedim medyadaki haliyle bu meseleyi. yorumlarda genel bir kac sey ifade etmeye calistim. kisa bir yorumda buraya ekleyeyim.
link verdigin yerden okuyacagim bir kac yaziyi. yana ve karsi tepkileri biliyorum, tahmin etmek de zor degil zaten bu tür meselelerde. ideolojik konumlar biliniyor. o konumlar kendi icinde bütün degil elbette, politik acidan önemli olan da belki ayrimlardan gidebilmektir. ama kürtaj meselesini daha genis ve baska bir gündem baglaminda konusmak gerekiyor. uludere katliaminin uygulanma ve savunu biciminde iyice belirginlesen „savas konseptine“ karsi bulanikliga düsmemek, gündemin bulandirilmasina kapilmamak daha dogru olur simdi.
sapkadan (akas’in dedigi gibi)kanli bir tavsan kafasi cikti, ama kutuda dogranmis kizin parcalanmis cesedini unutmayalim yine de. ikincinin birinciyle iliskisi en can alici noktasi belkide konustugumuz seyin. erdogan’in “vecize”si bu yaniyla önemli göründü bana. bir kafa karisikliginin degil, yasama ve ölüme dair politik bir fütursuzlugun isareti, merkezinde her iki yöndede “beden” duruyor.
kürtaj konusunu tartismak icinse epey bir kavramsal arac gerec, yapilagelmis tartisma, alinmis yol ve belirginlesmis cikmazlar varordan devam edilebilir. siyasal islamin iktidarlasma ve bir ideoloji olarak egemenlesme sürecinin bir parcasi olarak alinirsa, ayni zamanda uluslararsi güc iliskilerinin bir parcasi olarak bunu siyasal islamin biyo-iktidarlasmasi anlaminda okuyabiliriz gibi geliyor bana.
kürtaj cikisi, bilincaltinda kendini ele verdigi noktalardan baska düz olarak okunursa, bu sürecin alametlerinden biri olarak alinabilir. Iktidar söyleminde isletilen vicdan, ahlak, insan haklari, ahlak vs. gibi terimlerin kullanim bicminie bakarsak da böyle bir eklemlenmenin tamamlanmaya dogru gittigini, gitmesi istendigini söylemek mümkün.
birazda geyik yapalim.
erdogan’in gecen günkü izmir konusmasi pek manidar görünüyor cünkü. „ferhat olduk, dedik ki; 'biz dağları deleceğiz'. cünkü, milletimiz şirin, şirin'e ulaşacağız. ulaşılamaz denilenleri allah'ın izniyle yaptık“. buradaki „milletimiz şirin“ sözünden bir kamyon dolusu geyik cikar, ki hakikat de böyle durumlarda cogukluk geyikte saklidir zaten. ama bunlara pek de gülme olanagimiz bulunmuyor. herif basindan beri bozmus niyeti ciddi ciddi, onu anliyoruz, allahin izniyle geliyorlar. eh milletin de Şirin’lige pek hevesli oldugunu biliyoruz.
bakalım nereye varacak bu aşkın ızdırabı.
Tekrar tesekkurler Kacak. Bakalim nereye varacak...
Post a Comment