Türk Silahlı Kuvvetlerinin beklentisi; bu tür terör olaylarına karşı, yüce Türk milletinin kitlesel karşı koyma refleksini göstermesidir.
Daha önce bir yerlerde söylemiş miydim bu TSK'nın hali beni korkutuyor diye? Hem de çok korkutuyor. Zaten doğduktan sonra ilk bana öğretilen şeylerden biriydi bu. Önce Allah’tan kork. Sonra da devletten yani askerden, yani polisten… Bu defaki korkum başka valla.
Kendine güveni olmayan bütün insanlardan, guruplardan, ve kurumlardan hep korkmuşumdur zaten, çünkü bunlar her şeyi yapabilirler. Ve ne yapacaklarını kestiremezsiniz de… TSK’nin hali beni bu vesileyle korkutuyor çünkü kendine güveni yok sanki. Özgüven diye bir şeyi kalmamış. Benlik saygısı paramparça. Iyiye işaret değil bu.. Hiç değil...
Darbe yapacağım deyip deyip durdu. Darbe yapılacaksa bir gece yapılır siz sabah uyanır bakarsınız ki aaa darbe olmuş. Böyle benim anamın ben çocukkken bana çok sık bir şekilde dediği gibi “Bak bi kalkarsam seni çok kötü döverim” diyerek darbe yapılmaz. Kendi içindeki kafatasçı çetelerin ihanetinden mi korkuyor bu TSK? Kendi içinde örgütlenmiş islamcılardan mı? Yoksa OYAK’ın artiürün kaygıları mı var işin içinde? Yoksa bütün bu olası kaygıların toplamından oluşmuş birşey mi var ?
Şimdi de kalkmış kalabalığın refleksinden medet umuyor. Iyiye işaret değil bu, hiç değil. Refleks bilinç dışı yapılan bir edimdir. Ve kalabalığın refleksinin bilinçdışı olmasından öte patolojik olma olasılığı daha da yüksektir. Özel Harb Dairesi gibi bir bölümü olan bir kurumun kalabalığın refleksinin ne tür onanmaz yaralara ve sonuçlara yolaçabileğini tahmin edemiyor olması inanılası gibi gelmiyor bana…
Iki şey geliyor aklıma. 1) Istenen bu korkunç ve onanmaz sonuçlar zaten 2) Bu da “bi kalkarsam darbe yaparim ha!” gibi tehdit . Umarım bunların hiçbiri değildir. Ve ben yanılıyorumdur.
Semih geçen günkü yazısında diyordu “Sorunumuz demokrasi eksikliği, sorunumuz adaletsiz gelir dağılımı, sorunumuz sağlık sistemi, sorunumuz eğitim sistemi, sorunumuz ırkçılık, sorunumuz milliyetçilik, sorunumuz doğa katliamı, sorunumuz barış, sorunumuz azınlık hakları, sorunumuz düşünce özgürlüğü, sorunumuz ifade özgürlüğü, sorunumuz ayrımcılık, sorunumuz açlık, ..”
Anlamıyor musunuz? Lütfen linçlere davetiye çıkarmayın. Lütfen toplumsal cinneti uyandırmayın. Unutmayin hiç kimse güvende olmaz o çılgınlıkta. Toplumsal cinnet kendi babasını da yer, kendi çocuklarını da...
2 comments:
FAKÜLTENİN ÖNÜ
Fakültenin yanı demirden köprü
Fakültenin önü bir sıra kavaktı
Biz bir garip yiğit kişiydik
Bütün hürriyetler bizden uzaktı
Faşistler camlara yürüdüler
Kürsüleri kırdılar, höykürdüler
Tığ teber şahı merdan
“Tanrı Dağı kadar Türktü bunlar
Hıra Dağı kadar müslüman.”
Ve de kanlı bıçaklı düşman
........................
........................
Gökler ışıyordu yer yer
Ortalık ala şafaktı.
Enver GÖKÇE
murat....
Bu ülkede korku siyaseti hep başattır zaten. Amma alenen yapılmaya başlanıyor ki bu da durumun nereye geldiğine bir işaret olsa gerektir.
Post a Comment