Pages

Aug 6, 2008

Global Kapitalizm: Siz ne marka Jean giyiyorsunuz?

Daha biraz evvel bir dokümanter seyrettim. Çin’deki bir tekstil fabrikasında gizlice çekilmiş. 17 yaşında Jasmin diye bir kızın yaşamını da merkeze almış. Adı China Blue. Boğazıma düğümlenmiş bir ağlamak gelmiş izlediğimden beri. Karnımda bir ur sancısı. Etimde bir kıymık zonkluyor.

Işçiler fabrikanın yatakhanesinde kaliyorlar. Alabildiğine kalabalık. Suyu kovalarla taşıyorlar. Kira ve yemek paraları yövmiyelerinden kesiliyor; bunun için hergün 1 US dolarından az kesiliyor. Çalışanlar parça başı çalışıyor. Jasmin’in saatliği 6 US sentine geliyor. Yani 10 saatte 60 sent kazanıyor Jasmin. Hergün sabah 8’den gece yarısı 2’ye kadar çalışıyor. Yani 18 saat. Yani 1.08 cent kazanıyor Jasmin. 80 centi yemeğe ve yatakhane parasına gitse , günde Jasmin’in eline net 28 sent geçiyor. Yani haftada (7 gün çalışsa) 196 sent. Yani 2 dolar bile değil. Yani ayda 8 dolardan bile az. Her ay bu paranın ödeneceği bile garanti değil.

Işte bazı alt başlıklar:
  • Fabrikanın müşterileri: Wall-Mart, Levi Strauss , Tommy Hilfiger, Gap, Target and Lane Bryant.
  • Bu kölelik Çin’in yanısıra diğer az ve çok gelişmiş ülkelerde de görülüyor. Bunların başında Amerika ve Meksika var. Sonra Saipan (çin’e ait bir ada ki sadece fabrikalar var adada), Hindistan, Tayland, ve çeşitli Afrika ülkeleri geliyor.
  • Çin’de işçilerin sendika hakkı yok. Grev hakkı yok.
  • Fabrika sahibi eski bir polis şefi.
  • Müşteriler fabrikayı denetime gelince hangi işçilerle konuşulacağını, işçilerin ne cevaplar vereceğini fabrika sahibi ve usta başılar belirliyor (Herkes oynanan oyunun farkında ama!). Işçiler hafta sonlarının tatil olduğunu, iyi kazançlari olduğunu, ve mutlu olduklarını söylüyorlar.
  • 2001 yılı verilerine göre Saipan’deki fabrika işçileri her Levi’s kot başına 3 dolar kazanmışlar. Aynı yıl Levi’s’in CEO’su Philip Marineau 25.1 miliyon dollar kazanmış. Yani saatliği 11,971 Amerikan doları.

Istedim ki bu zulumun bir yüzü olsun diyor filimci. Yoksa insanlar rahat uykularındalar. Yüzünü görmedikleri, adını bilmedikleri insanların bu insanlık dışı koşullarda ucuza çalıştırıldığını bilip de bu zulmu durmadan üretenlerin ürünlerini almak çok zor gelmemektedir sıradan insana. Bir yüzü olsun istemiş bu zulumun ve çok güzel de bir yüz vermiş bu zuluma. Ne zaman gözlerimi kapasam Jasmin’in uykusuz yüzü gözümün önünde şimdi.

Beni uyutmadın ulan filimci. Beni uyutmadın! Umarım bu zuluma ben gibi dolaylı bulaşanların çoğuna ulaşır da bozarsın uykularını, benimkini bozduğun gibi…

Ne güzel bozdun uykularımı filimci. Eline, beynine, ve herşeyi göze alarak bunu gerçekleştirmeye çalışmış yüreğine sağlık…

16 comments:

Anonymous said...

Bütün bedenimi koskoca bir utanç kaplıyor:(((

Eleştirel Günlük said...

Sagol Ebru notun icin. Benim de... Aliskanliklarimiz ve duyarsizliklarimiz at basi gidiyor sanirim. Dun aksam yazdiydim bu yaziyi ve bugun kendimi nerde buldum biliyor musun? Bir Levi's dukkaninda...Ya da gittigim yerdeydi Levi's. Ne bileyim...

Bir kot pantlona da ihtiyacim vardi oysa. Ama almadim. Becerdim. Almadim.

Fare daga kusmus, dagin haberi olmamis...

Umurumda degil.

Anonymous said...

Uzun yıllar ben sokaktaki çocuklardan mendil almazsam onlar sokakta çalışmaya mecbur kalmaz diye düşündüm. Almıyorum ama onlar hala oradalar:(

Anonymous said...

Levis veya diğer markaları giymemenin veya almamanın bu kıza ne gibi bir faydası olabilirki. Levis in suçu ne daha doğrusu. Çinde ucuz işcilik bulması mı? Yanlış bir mantıkmı orada üretime geçmesi.Bugün Adidas veya pekçok beyaz eşya bile üretimini Çin'e yöneltti. Yada toplu bir şekilde bu malları almasak levis bunu göze alamasın ve Çinde üretimi kaldırsın. Kimler ekmeğinden olur acaba. Bence bu konuda Çinlilerin, Çinli işçilerin yapması gereken şeyler var. Kendileri çabalamalı.

Ha şu var. Çin malları almayalım kabul. Bunu sonuna kadar destekliyorum. Benim esnafım onlar yüzünden kepenk indirirken onların ucuz işciliği yüzünden üretim yapamaz haline geliyorken Çin üretimli malları sonuna kadar protesto ediyorum. Kendi ülkem için.

Anonymous said...

aynısını ben de size söylemek zorundayım elestirel günlük, 'Eline, beynine, ve herşeyi göze alarak bunu gerçekleştirmeye çalışmış yüreğine sağlık… '

üzerimde levi's kotla bu yazıyı okurken huzurumu bozduğun için.. İyi ki yaptın, farkında bile değildim..

Anonymous said...

bunlar kötü zamanlar...
insanin giydiginden, yediginden, kullandigindan, ictiginden utanmamasi, biraz düsününce uykularinin kacmamasi, icinin bulanmamasi mümkün degil...

Eleştirel Günlük said...

Ucanbalik sagolasin duyarliligin icin.

Evet kotu zamanlar Kacak. Hani bu cirkeflige bulasmadan yasamak icin cabalara girsek pantlonsuz kalmayi birakalim aclikdan dahi olmek olasi...

Mavi_Elmas filimi izlerken Cin'deki sistemin, Parti'nin, devriminin, ve bilcumle kurumunun anasina avradina duz gittim. Ama o yoksullugu, o yozlasmayi, o namussuzlugu, o rusvetciligi, o lackalasmayi sonuna kadar kullanip kazancina kazanc katan Levi's ve global liberalisme de pay bicmeden olmaz bu isler.

Mavi_Elmas ulkendeki esnafin Cindeki iscilerin sefaletinden bagimsiz bir hali yok bence. Ulkende esnafin kepenk indirmesinde o Cinli iscilerin sucu degil o esnafla o iscileri somuren sistemde ve o sistemin de ulusu yok.

Eleştirel Günlük said...

Ebru dag ve fare ornegini verirken demek istedigim de oydu zaten. Cozume yonelik guclu bir stratejim yok. O kotlari almamanin cozum olduguna da inanmiyorum. Benimkisi kendimi mumkun oldugunca, gucum yettigince arik tutmak ve bundan bireysel bir doyum bulmak, hepsi bu.

90'li yillarda nerdeyse herkese disardan lise bitirmesi icin bir kampanya baslatmisti MEB (resmi ve kagit userinde degildi tabii bu). Oylesine lackaydi ki okuma yazmayi beceremeyen bir suru adam bir gunde hem ortaokul hem de lise diplomasi alir olmustu.

Devrimci ogretmenler yahu "halk" maasini (derecesini) yukseltsin diye bu cirkefe canak tutmuslardi, fasistler (kendi adamlarini iyi yere getiriyorlardi zaten. Tarafsizlar da akintiya uymus sessiz sedasiz gidiyorlardi. Midem bulanir olmustu.

Gozlemci oldugum sinav salonuna girdim. Soru kagitlari dagitildi, islemler yapildi ve nihayet cevap kagitlari dagitildi. Sinav baslamisti. Bir baktim sinifin % 90 kopya cekiyor. %10'unu da kopya bile cekemeyecek durumda nerdeyse mudur ve mudur muavinini bekliyor ki cevaplari getirsinler. Topladim butun kitap ve defterleri. Muduru de sinav salununa almadim.

Bir kac kisi tehdit etti beni: "Sen mi kaldin ulan kurtaracak bu memleketi!". Memleketin ta icine ulan...Hi derdim degil memleketi kurtarmak dedim. Ben kendimi kurtar maya calisiyorum. Ben bu camura bulasmayacagim dedim...

Yapmaktan gurur duydugum seylerin basinda gelir bu olay. Bir seyi degistirdi mi? Hayir! Ama ben bulasmadim o camura...

Anonymous said...

Cin WTO (Dunya Ticaret Organizasyonu)nun uyelige kabul etmedigi nadir ulkelerden biri.
Sebep: pek cok insani kriterlerde hassasiyet gostermemesidir. Bunlardan biri cocuk calistirma ve sartlari.
***

WTO nun direksiyonu kimin elinde?
ABD nin.
Peki Cin in urettigi mallarin en buyuk pazari nere?
ABD.

Bi dakka madem Cin devleti suc isliyorsa neden alisveris yapiyorsun?
"Mirin kirin... bu konuda iyilestirmeyi tesvik etmek icin ticaret yapiyoruz"

Yani "bekareti korumak icin tecavuz ediyoruz" savunmasi.

Anonymous said...

bu documentary'i ben de izlemistim bir kac ay once. insanin gercekten icini acitiyor, utandiriyor bir cok sey icin.

ailelerinden kopup gelen bir cogu genc kiz olan iscilerin 'slave' misali calistirilmalari, bu cuzzi miktar karsiliginda uykusuz olduklari kadar huzursuz bir yasamlari olmasi, ailelerini gidip gormeyi afford edemedikleri icin uzguntuleri ve bunlari yasayanlarin henuz 'hayat'in baharinda' olan gencler olmasi insani tekrar tekrar uzuyor.

malesef ki bir cok buyuk sirketlerin preferred yontemi bu artik, save etmek adina bir cok is yeri kapatilip, bu ulkelere devrediliyor. bir uzucu yani daha ise bu iscilerin bu 'slave' derecesinde calisiyor olmalarina ragmen onlar icin bir opportunity olarak bakilmasi.

tam bir kisir dongu.

belki de en buyuk utanc bunlari bilip de 'jeanlarimizdan' vazgecmeyisimizdir..

Anonymous said...

Bu konu Çagataycada işlendiğinde de aynı yorumu yapmıştım.Bu sömürüyü çok uzakta aramaya gerek yok.Ülkemizde de mikro ölçekte değişik versiyonlarını da gözlemleyebiliriz.Kayıtsız uygunsuz koşullarda karın tokluğuna çalışan milyonlarca insan var.Neticede arz-talep meselesi daha iyi alternatifleri olsa bu işlerde çalışmak zorunda kalmazlar.Çözüm ise uzun vadeli ve ülke kalkınmışlığı ile doğru orantılı.

Anonymous said...

küresel kapitalizm insan kanıyla besleniyor...
Ama bu koşullar sadece bahsedilen ülkelerde değil. Ülkemizdeki kot taşlama işçilerinin yakalandıkları hastalık nedeniyle birer birer öldüklerini belki duymuşsunuzdur.
Tabii ki levis ve ilgili marka kotları giymemek çözüm değil. "Tüketimden gelen güç" kavramına pek güvenmiyorum. Sonuçta açlıktan ölmemesi için insanların çalışması gerekiyor.İnsanların iş alanlarını daraltarak onlara iyilik yapmış olmayız..
Çözüm için daha radikal ekonomik değişimler gerekiyor...

Eleştirel Günlük said...

Orpen ve mamalak hosgeldiniz. Meselenin kolay cozumu yok. Hemen hemen butun cozum cabalari nerdeyse polemige donme yatkinligini icinde barindiriyor. Benim derdim duyarliligini durtmek insanlarin. Benim ucundan tuttugum nokta bu... Siz ve digerleri de baska yerlerinden tutabilrse tutsun ve bu utanci yuz akimiz gibi tasimayalim....

Anonymous said...

çinde komünizm yok muydu ya.suçlu komünizmdir.yok komünizm yoksa çinde ben çok yanlış biliyorum hayatı.devlet ekonomiye müdahale ediyor mu etmiyor mu?

Eleştirel Günlük said...

Anonim arkadas mesele o kadar basit degil. Ama yine de senin mantiginla cevap vererek mantiginin yeterli olmadigini gostereyim.

Turkiye'de de demokrasi var!

Amerika'da da demokrasi var!

ultrasArtiglio said...

Tek dişi kalmış canavarın dişleri Endüstriyel Devrimle yenileniyor.Muasır medeniyetlerin bu sömürünün en büyük müşterileri olduğunu düşününce bu girdaptan çıkmak hayli zor oluyor göbeğini kaşıyan adam kadar bizlerinde.Mao'nun Çini bu sömürüde baş aktörse ideolojilerin soldan yana darmadağın olduğunu görmek açıkçası üzüyor beni.
Levis almayalım giymeyelim demekte pek bir yararlı sonuçlar doğurmayacaktır akabinde;tamam tamamen kabulleniyorum bireysel olarak bu tepkiyi bende verebilirim bu içsel başkaldırıyla Benler biz olabiliriz;bu Levis gibi sömürüden kar paylarını dahada büyüten vampirlerin ancak cirolarında etki yapar.Sorunun temeli Globalizm politilarındadır diye bir kanı var içimde ki sanırım bu genel bir kanı.Meşhur akp iktidarının ilk yıllarındada ülkemizi yabancı sermaye cenneti yapmak için erdoğanın attığı taklaları hatırlamayanımızda yoktur sunulan imkanlar ucuz iş gücü,arazi tahsili,ucuz elektirik,yerli yatırımcıdan daha avantajlı vergi sistemi vs vs vs Kapital ekonomiyi nasıl sömürtürüz hesapları.Sonuç borsa ve bankacılık sektörünün yabancıların elinde olduğu bir milli ekonomi.Çinden memlekete topraklarına hızlı bir uçuş yaptık ama işte görülen oki bu sömürüye çanak tutanda basiretsiz ülke liderleri.Ekonomist değilim ama cebime girenle çıkanın keratını yapabilecek kadarda matematiğim var.Belki o masum yüzlü Çinli kardeşimizden daha rahat bir hayatımız var ama sömürünün adı dünyanın heryerinde aynı Kapitalizm..