Pages

Dec 8, 2008

Korkağım Ben

Teyzen Teyfik son yazısında gündelik yaşantımızda küçük ekleme çıkarmaları yaparken nasıl da yaşanası şeyleri kaçırdığımıza bir örnek veriyor.

Bunu, yani küçük hesaplar yüzünden neleri kaçırdığımızı, herkes kadar ben de biliyorum. Yine de, bütün bu bilmelerime rağmen nedir beni bu küçük hesaplamalardan vazgeçirmeyen? Kaybedeceklerimin kazanacaklarımdan daha fazla olması mı? Hem de neyin kazanç ya da neyin kayıp hanesine yazılacağına dair hiç bir garanti yokken. Yarının garantisi yokken.

Kapitalist de değilim, iyi bir cimri de çok iyi gider-gelir hesabı yapan. Bir şey kalıyor geriye: Korku. Korkağım ben. Korkak olmasaydım, küçük hesaplarda bulmasaydım göreli güvenliği ve mutlulukları durmazdım hiç. Durulmazdım, durdurulamazdım…

Hesaplamadan yaşasayadım, (hesaplamadan aklıma geldiği gibi):
  • Daha çok sevgilim olurdu.
  • Daha çok çocuğum.
  • Daha çok dostum.
  • Daha çok düşmanım.
  • Sigarayı bırakmazdım.
  • Kesin anarşist olurdum (eylemlerim, molotof kokteyllerim, kara listem, tek kişilik illegal bir örgütüm, illegal bağlantılarım)
  • Hiç evim olmazdı ama sayısını bilemeyeceğim kadar bana yardım ve yataklık yapacak hücre-evlerim olurdu.
  • Kesin katil olurdum bir de.
  • Leşlerim olurdu (ulan bi tane leşim bile yok!). ve
  • Kısa ama öz bir yaşamım olurdu…
Duydunuz mu Yunanistan’ı ateşe vermiş çoçuklar, Tolga Orhan Veli’yi hatırlatarak demiş ki artık ne su ne have bedava ama arzulayıp komşudaki o gűzel ateşin dörtbiryana sıçramasını dilemek bedava.

Hesap kitap da gerektirmiyor, bari bunu dileyelim…


Dűnyanın bűtűn korkakları birleşin ve ateş hırsızı çocukları destekleyin!

11 comments:

cüneyt uzunlar said...

Tüm kalbimle destekliyorum...

Anonymous said...

Abi ben en cok su Fatih Altayli'ycinsel taciz yapilmasini isterdim. hani o ilk olarak essekle cinsel iliskiye giren asker cocuklar var ya onlara duzdurmek isterdim su Altayli'yi... tercih ettigim cins olsa once ben bi taciz etmek isterdim ya neyse...

Eleştirel Günlük said...

Hic gulecegim yoktu yahu. Sagol Apo..

AluminyumFolyo said...

birleşelim evet!..
ayrıca ilk iki yoruma da yürekten katılıyorum...

E.A.Şeran said...

yürekten destekliyorum ben de... kalbim atinayla birlikte atıyor günlerdir...

E.A.Şeran said...

ateş hırsızı çocuklar

zihni örer said...

Sevgili Dost,
yaramıza tuz basıyorsun bazen...
"bilginin kara deliği" konusuna bir yorum hazırlıyorken, yarım bırakmak zorunda kalmıştım.

"Korkaklık" konusu da öyle "yara-tuz" meselesi.

Bir insanın korkaklığını dışavuran nedenler sadece kendi benliğinin altyapısı değil değil;
Örnek: evli, evli çocuklu ve bekar insanın korku algısı aynı benlik üzerinde farklıdır. Kendiniz ölmeyi göze alırsınız ama, çocuğunuzun ve sevgilinizin canının yanmasına katlanamzsınız.
Bu durum önemli faktörlerden biridir bana göre.
İkincisi, düşünceleriniz ve duygularınızla "önemli" olduğunuzu düşündüğünüz an, öncelikle "ölme" güdüsü değil, daha fazla "yaşama" güdüsü ve mantığı önde olmalıdır.
Çünkü, yaşarken daha verimli olacağınız kesindir.
Mücadelede asıl olan sayfayı kapatmak değil, az da olsa yol almaktır. Zira aldığınız her yol, bir sonraki neslin başladığı nokta olacaktır.
Bunları derken, pragmatizmi öne çıkarıyor değilim.
Çiviyi ittirerek ya da tek darbeyle çakmak yerine, belli tempoda ilerletmeinin daha anlamlı ve yararlı olduğunu düşündüğümdendir.
Öfke olmadan elbette hız yapılabileceğini düşünmüyorum. Öfke de coşku gibi, ilerlemenin mayası olacaktır. Öfkenin özünde (gerisinde) risk alma güdüsü vardır tabi ki. Bu riskin ölçüsünü her zaman kestiremezsiniz. Yeri geldiğinde o riske doğru yol alınmaktan kaçınılırsa, inandırıcılığınız olmayacaktır elbette. Ama, öfkenin akordunda yan faktörler dikkate alınmalıdır.

Eleştirel Günlük said...

AluminyumFolyo hosgeldin ve sagol destegin icin.

Eleştirel Günlük said...

Selam Oza selam. Kendi blogundaki toplumun yuzune indirdigin tokat guzel olmus. Buraya aynisini almama kizmassin umarim: http://selamoza.blogspot.com/

"bizler güvenli evlerimizde otururken, Engin Çeber'i, Uğur Kaymaz'ı, Baran Tursun'u ve nicelerini unuturken, hatta bilmez, görmez, duymaz, konuşmazken Atina'da polis kurşunu neler yarattı, yaratıyor... Gör,duy ve bil artık!!!"

Eleştirel Günlük said...

Zihni hocam, guzel yazmissin. Sagolasin.

Bazan aci siniri asinca tuza mi ihtiyac duyuyoruz ne! Aciyan yanlarimiz uyusmasin diye...

Eeee ben simdi "bilginin kara deligi" konusunda yazmaya baslayip bitirmediginiz yorumu da merak ettim. O konu kapanmis degil. Hala cevabi verilmemis bir konu.

Bora Karayel said...

ateş mateş güzel olmuş diyorlar gidenler.