Pages

Jul 21, 2009

Ideoloji özgűrleştirir mi?


Oyun Kurdu Istanbul’da Sen başlıklı yazısında felsefi bir sorgulama değil de gűnlűk vari bir dilin içinde soruyor. “Zizek haklı mı acaba: ideoloji özgürleştirir mi?” Merak edip sordum, bunu nerde ve nasıl diyor diye. Bunu derken Zizek'in mantığı nasıl kurduğunu merak ettim. Sonra Mutlak Töz’de okuduğu bir yazıdan bu sonucu çıkardığını yazdı. Veridiği yanıt kendisinin böyle bir çıkarsamaya nasıl vardığını anlatıyordu kuşkusuz ama ben bunun felsefi tartışmasıyla ilgiliydim. Mutlak Töz’e ve Tolga’ya soralım dedim; Çűnkű onlar bizim Zizek uzmanlarımız.Zizek bunu nasıl yapılandırıyor? Sonra da kendimize soralım. Sahi ideoloji özgűrleştirir mi? Yani bir ideoloji sistematik bir biçimde bireyin gerçeklik algısında yanılsamlar, çarpıtlamalar, ve gizemler yaratıp, bireyi içerden ve dışardan kuşatırken başka bir ideoloji seni bu ideolojinin esaretinden kurtarabilir pekala ama bu kurtarıcı ideolojiyi özgűrleştirici kılar mı?

10 comments:

Tolga said...

Sevgili EG abi, ben bır süredir nete pek sIk gir(e)miyorum. "İdeoloji" filan da ne yalan söyleyeyim çok düşünemiyorum, yorum da yapamıyorum fazla. Kafamı resetledim bir süreliğine. Sadece sizleri okuyabiliyorum. Ondan şimdilik, sıcaklar geçinceye kadar beni es geçsek...

Anonymous said...

elestirel abi,

zizek uzmanligi olur mu hic, bi duyan olur ciddiye alir, ayip olur sosyete karsi uzmanlik felan....yetkili bayii somay"dir...bloglar aleminde ehil okurlarindan biri tolga abidir....ben de olsa olsa teşrifatci olurum arada....

valla ileride ya da bugünlerde zizek üzerine calisma yapanlarin haline yanarim....ancak tutarsizliklariyla kendisiyle tutarli kalarak ilerleyebilen bir makinedir zizek....

neyse, ideoloji konusunda zizek'in ropörtajindaki ifadeleriyle sinrili kalirsak bu dedigin noktayi tartismak kismen kolay olur kanimca....genel anlamda zizek'in ideoloji kavramini aciklama ve kullanma biciminin takip edilmesi, hem zihin acici hem de sikintili bir is olacaktir....o boyutta hic bulasmayayim, bulasmayalim en iyisi....
temelde ideolojinin yapisina dair önemli seyler söylüyor zizek, en bastada ideoloji "temsil sorunu" dedigimiz anlasilma biciminden uzaklastirarak....buna göre ideoloji meselesi dogru ya da yanlis temsil sorunu degildir artik.....
buradan hizlica soruya gelirsek, oyunkurdu'nun yazisindaki sorusunu, acaba zizek ideolojinin gözlükleriyle özgürlesecegimiz konusunda hakli mi? sorusunu evet diye cevaplayabiliriz saniyorum....tabi burada "ideoloji", "gerceklik", "özgürlük" kavramlarinin zizekci kullanimina dikkat etmemiz gerekiyor....ropörtajdan iligili kismi aktarayim kisaca....

"Nedir beklenen? İdeolojinin bir gözlük olması.Gerçekliği olduğu gibi görebilmek için gözlüklerinizi çıkarmanızın
gerekmesi.Burada benim hoşuma giden şeyse, bunu tersine çeviriyor olması. Kendinizi ideolojiden kurtarmak, özgürleşmek
ve gerçekliği olduğu gibi görmek için gözlüklerinizi çıkarmanız
değil, tam aksine, gözlükleri takmanız gerekir. İnsan doğası yoz
ve kirlidir; doğal hale geri dönmek diye bir şey yoktur, doğal varlıklar olarak dünyaya baktığımızda bakışımız ideolojiktir. Özgürleşmek
için gözlük takmamız gerekir.".....

bu sözlerin birinci kismi fazlasiyla totolojik görünmesine ragmen bence oldukca önemli..."kendinizi ideolojiden kurtarmak" icin, ki devamina bakarsak "özgürlesmek" bu anlamda kastediliyor, ideoloji güzlüklerini cikarmaniz degil takmaniz gerekir....ideolojiden kurtulamayi ideoloji-disinda olmakla eslestiren, solun en geleneksel yanilgilarindan biri tersyüzediliyor burada..."gerceklik" gördüldügü ve anlasildigi haliyle verili bir gercekliktir, öyle verilmis olmasinin nedeni de belirli bir ideoloji tarafindan sekilendirilmis olmasidir...biz o yapinin icine doguyor ve konumlaniyoruz....artik ciplak, gercek'i saf bir dogrudanlikla görebilecegimiz bakisimiz kalmiyor haliyle....genel-anlamda-ideoloji'nin disarisi yok, muhtemelen dil gibi, "doğal varlıklar olarak dünyaya baktığımızda bakışımız ideolojiktir"....bu durumda verili gercekligi, verili olusunun sinirlarini ihlal edecek sekilde yeniden görmek, o görmeyle birlikte her seyi yeniden kurgulamak icin ciplak bakisa degil zizek'in gözlük dedigi seylere ihtiyac var demek ki....bu durumda "özgürlesmek" herhalde gercekligin belirli bir belirlenimini olusturan ideolojiden özgürlesmektir.....zizek'in paradokslariyla ugrasmadan en genel anlamda ben böyle anliyorum sözkonsu ropörtajdaki yaklasimi....

öte yandan ideolojinin, daha dogrusu ideoloji elestirisinin ise yararliligi foucault'tan sonra tartismalidir....foucault "soykütügü" ve "söylem analizi" gibi seylere yönelerek ideoloji kavraminin ise yaramadigini söylüyor, ama ideoloji düsüncesi o tarihten sonra epey bi degisime ugradi, temsil sorunundan cikarildi, isin icine lacan vs. isimler girdi....zizek bizzat "ideolojinin yüce nesnesi" yazdi....

zizekte ideolojinin kullaniminin cesitli karisikliklari oldugunu düsündügüm oldu yazdiklarini okurken....buraya not edeyim ilerde laf edersem hesabi sorula bunun....ama temelde bir bakima foucault sonrasinin ideoloji üzerine en önemli acilimlari saglayan kisilerden biri oldugunu da teslim etmek lazim....bir diger isim herhalde, ideoloji üzerine calismasina yillarini veren eagleton'dur....

cok uzattim sanki, durayim.....

Eleştirel Günlük said...

Tolga valla simdi sensiz eksik olacak bu is yav. Abi klimali bi yere gitsen; alisveris merkezi ya da bi banka falan?

Eleştirel Günlük said...

Kacak cok tesekur ederim. Oldukca net, acik ve bilgilendirici yazmissin. Ellerine ve beynine saglik.

Su sozunu ettigin soylesiini adresi nedir. Ben bulamadim.

Bu arada "cok uzattim" falan deme boyle uzatmaya can kurban.. Ben de ilk firsatta bi tartismana katki sunmaya calisacagim...

kkakoz said...

Mahzuru yoksa firsattan istifade ben de bir iki kafa karisikligimi ifade edeyim:

Foucault'nun hakikat rejimi kavramini resmi ideoloji kavramiyla beraber dusununce ideoloji ve gerceklik kavramlari arasindaki sinirlarin muglaklastigini hissediyorum. Ideolojinin temsilindeki dogru ve yablisin kalkmasi bundan mi acaba?

Gerceklik, toplumdaki guc odaklarinin toplumsal iliskiler icinde birbiriyle devamli iletisim halinde olan ve donusen ideolojilerinin bir tur toplami oluyor galiba. Bu durumda kendimizi gerceklik uretme araclarini kullanmaktan cekinmeyen propagandacilardan korumak icin guclulerin sahip olmadigi bir ideolojiye teslim etmemiz gerekiyor. Bu durumda ozgurlesmek de goreli oluyor. Guclulerin gercekliginden kurtulmak ya da bunu kirmak, dolayisiyla ozgurlesmek icin karsit propaganda yapmak zorunda kaliyoruz.

Acaba elestirel kuram kavrami da bu tartismayla baglantili mi? Madem bilim de ideolojilerden kopuk olamiyor o zaman pozitif bilim utopyasindan vazgecelim, guclulerin etkiledigi gerceklik rejimini yikacak bilimin pesine duselim?

Sevilerle

Eleştirel Günlük said...

Estagfurullah Oyunkuran ne mahzuru olacak. Hosgeldin.

Kendinde bir (sosyal) gercekligin varliginin sorgusu kacinilmaz kuskusuz. Ama ben "pozitif bilim utopyasindan" yani duygusal, moral, ve ideolojik yoruma mumkun oldugunca kapali bir metodtan vazgecmenin alabildigine katastrofik sonuclara yol acacagi kaygisini yasiyorum.

EKMEKÇİKIZ said...

Eleştirel Bey,
Hazır kendimi yaz mevsimi feylosofu ilan etmişken, bu sorunuza da el atayım dedim.
Madem ki, "bir ideoloji sistematik bir biçimde bireyin gerçeklik algısında yanılsamlar, çarpıtlamalar ve gizemler yaratıp, bireyi içerden ve dışardan kuşatıyor"sa (kuşatabiliyorsa), başka bir ideoloji de tamamen aynısını yapar/yapabilir.

Peki, her kurtarıcı (ideoloji) özgürleştirici (ideoloji) midir?
Bu soru bana nedense, Afganistan'ı hatırlattı.
Hani, krallıktan kurtarılan(!), Sovyetlerden kurtarılan(!) ve Taliban'a takılan uzak ülkeyi...
:((

zihni örer said...

Eleştirici Bey:)

"ideoloji özgürleştirir mi"
sorusu başka soruların cevabını açmaya zorladığı için somut bir cevap verilemiyor.

örneğin,
"ide":fikir düşünce
"loji":bilim, yol, mantık.
..
Özgürlük (öz-ü-gürlük)’ü de tepsiye koymalıyız.
Burada ideoloji bilinç birikimi ve eylemiyse,
ilk soruyu dönüştürelim:düşünce bilimi kişiyi (toplumu) özgürleştirir mi?

göreceli bir soru oldu.

Marx ve Engels hocalar neden terslemişti ideolojiyi? “yanlış bilinç”ten kasıtları,

çünkü, egemen sınıflar proleteryaya "benim kölem olmak ayrıcalıktır" gibi bir inancı ikna aracı olarak kullanılabildiği için.

Maddi üretim araçlarını elinde bulunduran sınıf, zihinsel üretim araçlarına da sahiptir (Marks ve Engels

insan değeri matematiksel olarak ifade edildiğinde,
19. yy 1+1=2 ettiği dönem olarak bilinir. (ondan önceki dönemler 1+1=1 imiş, günümüzde 1+1=3 olarak istendiği bir dönem)

Çıkar ilişkilerinin çelişkiler yumağında çelişkiyi fark eden bilinç, onu ortadan kaldırmayı düşünür. Ya fark etmiyor (farkettirlimiyor) ise?

Köle efendiye karşı mücadele etmek istemez. Yani, şüpheci varoluşun bu çelişkisini yani özgürlük fikri ya da ideali ile köleliğin gerçekliği arasında Stoacı, yani Kölece çelişkiyi, yeni bir ideolojiyle haklı çıkarmaya çalışır. (Hegel Felsefesine Giriş s:61)

Maddi üretim araçlarını elinde bulunduran sınıf, zihinsel üretim araçlarına da sahiptir (Marks ve Engels

Çok derinlere inmenin mevsimi olmadığını Tolga söylemiş, katılıyorum. Kısa ip uçlarıyla ben de buradayım demek istedim

Ayrıca mrksın "meta fetişizimi" ve "idealizmin" gerçekliği yanıltmadaki kıvarkılına bakışı" başlı başına konu idi.....

Eleştirel Günlük said...

Arkadaslar yorum ve katkilariniz icin tesekurler. Ideoloji kavrami kolay bir kavram degil kuskusuz. Hele bunu (Zihni hoca'nin isaret ettigi gibi) ozgurlukle iliskinlendirip tartismak durumu daha da cetrefillestiriyor. Ben bu arada tartismada sozu gecen filimi (They live) YouTube'da buldum - evet butun filimi hem de - ve gozluklerin anoloji olarak kullanildigi sahneler (30 - 35inci dakikalar) de gercekten cok basarili ve etkili.

Kacak'in yorumuna katiliyorum; ideoloji- dil gibi- bizi kapsayan bi alan ve onun disi yok aslinda. Ideolojiyi bence daha karmasik yapan su Zizek'in ya da digerlerinin kullaniminda ortaya cikan totolojik kullanim. Ben meseleyi tek genel - soyut - BIR ideoloji olarak alip oylece analize baslamak yerine egemen ideoloji ve diger ideolojiler olarak anlamayi daha kolaylastirici buluyorum. Egemen ideolijinin "egemen" olmaktan kaynakli baskici ve hegemonik yapisi muhalefet ideolojilerini "kurtarici" olmaya zorunlu kiliyor. Yani egemen ideolojiye karsi cikmak icin karsici ideolojiler egemen ideolojinin "kendini objektif ve evrensel -herzaman ve heryerde tartismasiz dogru ve yanilmaz - oldugunun yadsinmasini (negation) yapmak ve egemen ideolijinin ozgurSUZlestirdigi yasam alanlarinin ozgurlestirilmesini iddia etmek zorundadir. Bu nedenle de evet (muhallif) ideoloji ozgurlestirici olarak karsimiza cikmaktadir. Ama onun ozgurlestiriciligi kendisinin egemen ideoloji olmasina kadar surecektir.

Asiri genellenmis ya da kutsal kitaplardan cikarsanmis gibi olacak ama sanki egemenlesenin egemenlestikce ozgurSUZlestiren olmaktan baska bir varolusu da yokmus gibi geliyor bana.

Kisaca ideoloji degil muhallif ideoloji ozgurlestiricidir diyesim geliyor.

Bi daha okudum da yorumumun bazi anarsist varsayimlarin etkisini barindirdigini hissetim. Siz soylemeden ben diyeyim dedim.

Anonymous said...

I agree with many points. But in some areas, I feel we need to be more aggressive. Just my opinion. Love ya. bridal jackets Battery Louboutin Shoes Christian Louboutin Pumps Lace Wedding Dresses