Pages

Nov 23, 2010

Ülkemin Güzel Őgretmenlerine!

Duyduk ki Nevzat hocaya birisi yumruk atmış. Şok olmuştuk. Őylesi iyi bir őğretmene bőyle bir şeyi kim, nasıl yapardı? Liseli serseliğimizle kendi kendimize yüklediğimiz asayişi ve adaleti sağlama gőrevi gereği çocuğu dővecektik. Nevzat hoca duymuş çocuğu aradığımızı. Geldi konuştu bizimle. “Ulan oğlum bunlar őğrencidir çocuktur, anasına kızar, babasına kizar gelir bize yumruk atar. Sevdiği kız onu sevmez o gelir bize sataşır. Üstünüze vazife değil. Kimseye karışmayın” diyip gitmişti. Başka bir şok yaşıyorduk. Disipline bile vermedi çocuğu. Duyduk ki çocuğu kantine gőtürmüş bir çay ısmarlamış ve konuşmuş…

Fizik őğretmenimiz HK vardı. Laboratuvarda deney malzemesi yoktu. Deney yapamıyorduk. Yandaki zengin lisesinden biriyle arkadaşlık kurmuştu. Arkadaşlığını kullanarak arada bir deney malzemesi çalar getirirdi ki deney yapabilelim. Hocam hırsızlık yanlış değil mi dediğimizde őğretmek için yaparsan değil derdi gülümseyerek. Okuldan çıkmış evine giderken yolda őnünü kesin bir soru sorun isterseniz. Bırakır elindeki James Bond çantayı yere, ağır paltosunu omuzunu silkerek düzeltir, sonra da size problem anlatmaya çalışırdı. Otobüsü kaçırır. Eve geç gider ama size anlatırdı. Ha kendi sınıfındaki bir őğrenci olmanız da gerekmezdi haaaa…

Yeni bir edebiyatçı gelmişti. Faşisttir diye duymuştuk. Derste yapmadık şey bırakmadık. Provoke etmeye çalışıyorduk resmen. Her zaman yumuşak ses tonuyla ve saygıyla konuşurdu. Őğrenci kimliğimize ilk defa saygı gősterildiğini yaşıyorduk. Alıştığımız bir şey değildi. Ve őyle güzel divan şiiri okurdu ki, hepimize divan edebiyatını sevdirmişti. Gerçekten faşist miydi? Tanıdığım hiç bir faşiste benzemiyordu valla…

Ve ilk őğretmenlik yaptığım kasabada őğretmenler tenefüslerde elerinde sopalarla dolaşırlarken ben gül dalı taşıyordum. Lise son sınıftaki őğrencilerden birinin dikkatini çekmişti de geldi sordu. Yukarıdaki őrnekleri anlattım. Beni bőyle őğretmenler yetiştirdi ben nasıl eli sopalı őğretmen olurum demiştim…

24 Kasım’ı 12 Eylül faşizmi faşistleşen őğretmenlere armağan etmişti. Çok uğraştık bu günün gelenekselleşmemesi için ama őyle gőrünyorki bir çok kişi kanıksamış bu tarihi. Yeni őğretmenler bunun ardındaki faşist ve militarist oluşumdan bile habersizler sanki.

24 Kasım’ı kutlayacak değilim kuşkusuz. Yine de őğretmenliği yüreğiyle yapan bütün őğretmenlere ; ülkemin güzel őğretmenlerine selam olsun demek geldi içimden.

8 comments:

SentiuS said...

Okulun basketbol takımında oyun kurucu oynayan öğrencisinin sol kolu gelişsin diye sal kolunu bedenine bağlayan bir Felsefe öğretmenim vardı... :)))

Eleştirel Günlük said...

Ha ha ha :-)

cüneyt uzunlar said...

valla öğretmenleri sevemedim bi türlü... sevdiğim öğretmenlerimse mutlaka arkadaşım oldu... onlar kıdemli öğrencilerdi...

Eleştirel Günlük said...

Ne guzel soylemissin Cuneyt! Cok sagol.

ceren said...

''24 Kasım’ı 12 Eylül faşizmi faşistleşen őğretmenlere armağan etmişti. Çok uğraştık bu günün gelenekselleşmemesi için ama őyle gőrünyorki bir çok kişi kanıksamış bu tarihi. Yeni őğretmenler bunun ardındaki faşist ve militarist oluşumdan bile habersizler sanki.''

burdaki göndermeyi tam idrak edemedim. cahilliğime verin... bilgilendirirseniz (link vs ) sevinirim...

Eleştirel Günlük said...

crnydn merhaba. Sagolun sordugunuz icin. Bu onemli bir konu aslinda. Burada gecistirmek yerine ben yeni bir baslik altinda bu konuda yazayim olmaz mi?

ceren said...

güzel olur... sevinirim.teşekkürler...

ceren said...
This comment has been removed by the author.