Ankara’yı hiç sevemedim. Ama Ankara’da karın yağışını çok sevdim. Kirlenmedenki halini...Izmir’de güneşli yağmurlar altında şiirler okumayı severken, Ankara’da kar altında şiirler okumayı sevmiştim.
Eğer Ankara’da yaşayabildiysem, tutunabildiysem biraz, Őzdemir Ince’nin aşağıdaki siiri, kavgam, arkadaşlarım, őğrencilerim, ve sevgililerimin yüzü suyu hürmetinedir…
Şubat Ayında Ankara'da Yazılan Bir Şiir
Bu yıl erken bastırdı kış!
Yağmur yağıyor, yağmur yağdıkça seviyorum seni.
kar yağıyor, kar yağdıkça seviyorum seni.
karaya vurdukça, sular dondukça
üsüdükçe, bir şeyler yitirdikçe, umudum kırıldıkça
çıkmaza girdikçe yaşam, yüreğim sıkıştıkça,
sen değiştikçe daha çok seviyorum seni.
Donmus suda çelik tadı var
ağzımda eski tütün ve buruk çay tadı
her sabah yaya geçiyorum bütün Ankara’yı
kömür ve kükürt kokuları arasında
her akşam yaya geçiyorum bütün Ankara’yi
okuyarak bildirilerini direnen öğrencilerin
bakarak yırtık afişlere, şarkıcı resimlerine,
nereye gitsem içimde bir geç kalmışlık duygusu
bu yüzden bir saat erken gidiyorum gideceğim yere
ne zaman, nerede ve nasıl bilmiyorum, ama birden
yaşamın korkunç bir hızla değiştiğini düşünüyorum
ve ikimizin aynı kişiler olmayacağımızı yarın.
Bu yıl erken bastıran kışı yaşıyoruz
Sanki őlümlü kahramanlarıyız kőtü bir romanın
yeni bir dilin sözdizimine çalışıyoruz
gökyüzünü verip yüzünü alıyorum
görüntünü verip acıları siliyorum
yüzünü koyuyorum umutsuzluğun yerine
Usumda sesinin ve gövdenin
usumda sesinin ve gövdenin görkemli atlası .
Özdemir Ince
3 comments:
Ankara karla güzel zaten...
şiiri çağırıyor beyazken.
Ankara'yi siirsizken karsizken guzellemek mumkun mu peki?
Herhangi biri:Bence camileri, genelevini ve milletmeclisini sehir disina tasirlarsa soyle orta Anadolunun bozkirlarindan birinin orta yerine mesela...Kimbilir sevilir belki Ankara...
Sagol anonim arkadas! Cok tuttum fikrini...Belki bir gun bunu proje haline getirir birileri...
Post a Comment