Pages

Oct 14, 2009

Olimpiyat Garajı (Garage Olimpo)



Őylesine donup kaldım.
Film biteli kaç dakika oldu?
Zamanı yok bu donukluğun. Bu küntlüğün miladı yok.
Duymuştum oysa bir yerlerde Arjantin’de insanların diri diri okyanusa atıldıklarını. Duymuştum kőpekbalıklarının bile utandıklarını…

Sinemanın, kameranın gücü tam da burda işte. Hiçbir çığlık duyurmadan, hiç bir kan tükürme, hiç bir tecavüz gőstermeden işkencenin o en iğrenç izini kazıyor izleyicinin bellek duvarlarına. Kan sızıyor bütün demir kapıların altındaki aralıktan, ama kanın rengi yok. Filmin yőnetmeni, Marco Bechis sizin algınıza güveniyor; size ustaca seçilmiş küçük küçük gőrsel uyaranlar kompozisyonlarını gőnderiyor, boşlukları ya da gerisini siz dolduruyorsunuz. Bu bilgi, bellek, duygu, ve heyecan boşluklarını doldururken beyninizde elektrik akımıdan artakaln bir deprem, ağzınızda yanık bir tad, boğazınızda kupkuru bir düğüm oluşuyor. Maria kanları paspaslıyor hücrede. Arjantin Dünya Kupasını kazanıyor. Soğuk ve kirli bir karanlıkta yapayalnız bırakıyor sizi Bechis. Üşüyorsunuz. Gerçek, kurgu, uzak ve yakın birbirine geçmiştir artık. Maria kız kardeşiniz olabilir pekala, ya da siz. Ülke Arjantin değil de Türkiye’dir sanki. şehir Buenos Aires değil de Istanbul’dur, Diyarbakır’dır. Olimpia Garajının kapisi açıktır, gün ışığı düşsel bir tanrıça gibi çağırmaktadır size ama kaçacak gücünüz kalmamıştır bacaklarınızda, çünkü daha yeni bir kurşun sıkılmıştır kulağınızı sıyırıp geçen ve kurtuluşunuz işkencecinize, işkencecenizin size olan karşılıksız aşkına bağlıdır.

Sinema sadece eğlence için değildir. Bazan sizin yüzünüze tükürür gibi kahretmek içindir de. Kahredip de sizden insan yaratmak içindir bazan. Zulmun ve korkunun uyuşturduğu sinir uçlarınızı yeniden canlı hale getirmek içindir.

Not: Sőylemeden geçemeyeceğim; bőylesi güzel bir film Türkçe’de o denli kőtü mü seslendirilir! Seslendirenler kendilerinden utanmalılar.

Filmi şurdan izleyebilirsiniz.

17 comments:

Unknown said...

Bugün izledim bu filmi ve yazınızı görünce yazmak istedim. Ama denilecek bir şey bırakmamışsınız, teşekkürler...

Kesinlikle izlenmesi ve izlenirken hayatlarımızı irdelememiz gereken bir film.

Bu filme ek olarak bir önerim olabilir izninizle ve izlemediyseniz beğeneceğinizi düşünüyorum. Aynı coğrafyayı inceleyen ve Fernando Solanas yapımı olan "Memoria Del Saqueo" isimli belgesel film. Kısaca filmde Arjantin'in sistematik olarak Arjantin' lilerden nasıl çalınıp, yağmalandığını anlatıyor. Hoşunuza gideceğini umuyorum.

Saygılar, sevgiler..

Eleştirel Günlük said...

Cok sagolasin. Ilk firsatta izlerim Memoria Del Saqueo'i

Eleştirel Günlük said...

Bazan Arjantin'in Nazi Almanya'sinin bitmemis projelerini hayata gecirmeye calisan kucuk bir projemiydi diye dusunuyorum. Gerci biliniyor bir suru Nazinin Guney Amerika'ya gittigi.

Unknown said...

Bende bu filmleri izledikten sonra şunu düşündüm: Herşeye rağmen faşizme karşı bir insan nasıl sempati duyar?

Şaşırıyorum. Buda bir nevi bağımlılıkla alakalı veya ideolojilerin arasında sıkışıp bilinçsizsizleştirmeyle mi alakalı. Ki en büyük bilinçsiz ve cahillerin faşistler olduğunu düşünürsek.

Eleştirel Günlük said...

Degil mi ama "herseye ragmen"! Bilmem, verilen cevaplar, yapilan arastirmalar cevap vermede yetersiz. Yani yeterli ise de insanin kafasi almiyor. Almiyor... Mesela Olimio garajindan cikip eve gidip nasil yemek yiyebiliyor bir insan, karisi ile nasil sevisebiliyor, cocugunun nasil sevebiliyor... Bunlari yapmak icin, normal yasamini surdurebilmesi icin, bilissel, duygusal, heyecansal butun yapilarini birbiriyle tutarli hale getirmesi gerekiyor sanirim. Ama yahu bu o kadar da kolay olmamali diye dusunuyorum... Olmamali... Bir canavar donusmek bu kadar kolay olmamali. Canavara donusup de aksam evde bu kadar kolay sevgili baba (hatta anne) olunamamali.

Unknown said...

Kesinlikle Sn Elestirel Günlük.

Bu herşeye rağmen kelimesi kötü durdu ve aslında anlamını başka şekilde kullanmaya çalışmıştım. yanlış anlaşıldıysam özür dilerim(!). ama anlatmak istediğim özünde dediğinizdir.

Bir insanın katledilmesi, işkenceye maruz kalması, bir canlıdan yoksunmuş gibi libidolarını üzerilerinde düşürmeye çalışan insanlara peçete gibi görülmesi, kendi mülkiyetlerini şişirmek uğruna yıllarca yaşadıkları coğrafyada kovulmaları ya da paspasmış gibi silkelenmeleri veya veya veyalar ile çoğalatabileceğimiz örneklere işaret etmek istedim. Tabiki bunlara bağlı olarak bu yapılan yıldırmaların insanda nasıl bir sempatiyi oluşturduğunu...

Umarım anlatabilmişimdir.

Sevgiler, saygılar...

Eleştirel Günlük said...

Sevgili LK, bence "herseye ragmen" iyi oturuyor orda. Butun yuku de o "herseye ragmen" tasiyor zaten. Ben mi yoksa yanlis bir sey dedim? Yok yok ozur dilenecek birsey yok yahu.

Ayrica hosgeldin. Seni blog listeme de ekledim (bak oyle herkesi eklemem benim blog listeme haa :-) Kiymetini bil.

Unknown said...

Tamam o zaman. Yanlış anlatmadıysam sorun yok ebnim açımdan.

Sizi uzun zamandır takip eden ve yazılarınızı okuyan birisiyim(bir nevi gizli hayranınız :) ). Bu yüzden uzun zamandır blog listemdesiniz.

Sizede çok teşekkür ederim. Nezaketiniz ve güzel sözleriniz için.Klavyeniz daim olsun..

Sevgiler, saygılar...

Anonymous said...

abi belki dedigin ceviri meselesinden dolayi, ben bi türlü adapte olamamistim filme ve kiymetini bilememistim acikcasi...

Eleştirel Günlük said...

Kacak ben ne yaptim biliyor musun? Turkce izledikten sonra Ispanyolcasini izledim. Asil orda tadina vardim...

Ebru said...

Dil sorunu olanlar ne yapacak:) Hangi sayfaya girsem yarı İngilizce yazılar yeri gelmişken söyleyeyim dedim. Merak ettim filmi.

Eleştirel Günlük said...

Ebru linkini verdigim yerde film Turkce seslendirilmis...

Ebru said...

Hayır bu link için demedim. Aynı tadı alabilmek için başka dillerde izleyememekten kaynaklı sıkıntım.

Eleştirel Günlük said...

Ha ha ha... Simdi anladim. Iyi de ben Ispanyolca bilmiyorum ki, sadece orjinalinde seslendirenlerin vurgulariyla izledigimi soylemek istemistim. Nasil olsa Turkcesinden sonra biliyordum ne olup bittigini sonra orjinalini izlerken vurgulara dayali duygu ve anlami hissetmistim ispanyolcasini dinlerken... Pardon yanlis anlasilma icin...

Anonymous said...

anlatılabilecek çok şeyi ne güzel anlatmışsınız. tüyleri diken eden bir filmin( geçmişin belgesi)sonunda okyanusun dibine atılan insanların acısı nasıl geçer. bilinmez. teşekkürler.

Anonymous said...

anlatılacabilecek çok şeyi güzel şekilde anlatmışsınız.
başka bir kıtada başka bir ülkede yaşanan acılar ne kadar da tanıdık geliyor...
teşekkürler.

Eleştirel Günlük said...

Bir Dost ben de tesekur ederim.