Pages

Oct 26, 2009

Toplamı: Biz!

Nedendir biliyor musunuz ne zaman 3 tane Türkiye’li bir araya gelince 5 ayrı grup çıkar ortaya? Neden birbirini sevmeme, çekememe, ve düşmanlık çıkar? Oysaki bir avuç Türkiye’liyizdir altı üstü. Sebebi gayet basit. Çünkü sorunun yanıtı bize beyin yıkama sürecinde verilen, bizim de farkında olmadan őzümseyip benimsediğimiz değerler ve bakış açılarında gizlidir.

Biz ırkçıyız, sınıfçıyız, statücüyüz, bőlgeci - şehirciyiz, cinsiyetçiyiz, ve sünni-merkezci ve homofobiğiz.

Irkçıyız. Sanki doğuştan ırkçıyız gibi bir halimiz vardır. Anamız ve babamızdan başlayarak bize enjekte edilen bir ırkçılığımız vardır. Bu sonra sokaktan, sonra da okuldan, yazları çalışmak için gőnderildiğimiz yerdeki ustamızdan ve yanındaki çırak ve kalfalardan, sonra da askerdeki kumandan ve erlerden sistematik olarak beslenen bir hayvandır. Çingenelerden korkmayla, korkutulmayla başlar bu. Seni Kaçırırlar sonra satarlar, sonra dilendirirler gibi maslasılardır bunlar. Sonra gelsin kürtler, ermeniler, yahudiler, araplar…

Sınıfçıyız da biz. Bu da evden başlar. Babası ne iş yapar arkadaşının? Komşunun mesleği nedir? Hep sorulur. Mesleğe gőre gelir düzeyi ve ait olduğu sınıf belirlenir ve ona gőre tavır alınır. Daha anaokulunda ya da ilkokul birinci sınıfta başlarlar baban ne iş yapıyor diye sormaya, (annen ne iş yapıyoru da sormazlardı benim zamanımda). Hem de koca sınıfın onunde ayağa kalkar, benim babam bankada müdürdür dersin, őbürü ezik büzük benimki issiz, ya da kapıcı derken en iyi arkadaslarinizdan biri olabilecek biriyle aranızda uçurumlar olusmutur bile. Bőylece őgretmen ve arakadaşlarının sana karşı tutumları da belirlenmiş olur. Bu süreç içinde fakiri horlamayı, dışlamayı ve aşağılamayı őğrenirken ayrıca çeşitli kültürel kanallardan da fakire acımayı őğreniriz. Zengine da yalakalığı…

Statücüyüz. Bu kişilerin kültürel ve sosyal statülerine gőre davranmayı ve őnyargıyı içeren duygu ve davranışların kombinasyonudur. Bazan sınıfçılığa bağlı gelişen bir boyut olarak da karşımıza çıktığı olur. Ancak genelde yaş, soy, sop, eğitim, ve benzeri sosyal statülere gőre ve bu statünün çıkarımıza uygun olup olmadığına bağlı olarak kişiye davranmayı içerir.. “Ulan sen benim kim olduğumu biliyor musun?” diye dayılanmanın ve güç almanın sosyal, politik, ve ahlaksal temellerinden biri de bu kőkene iner.

Bőlgeci ve şehirciyiz. Her bőlge ve şehre gőre őnceden nerden ve nasıl edindiğimizi bilmediğimiz bir (őn) yargımız vardır. O sőzü edilen şehir ya da bőlgeden biriyle yaşamımız boyunca hiç tanışmamız olmamız bile hiç sorun değildir; o bőlge ve şehre dair yargımız değişmez, değiştirmek için de bir çaba gőstermeyiz.Işin ilginç yanı kimseler de "Ayiptir yahu! Niye bőyle yapıyorsun" da demez. Büyük, kutsal bir toplumsal anlaşma vardır sanki. Konya’dan adam çıkmaz bunun bir őrneğidir. Bütün Karadeniz'liler salaktır. Bütün Manisalı'lar akıl hastasıdır, Kayserililer ahlaksız tüccardırlar, birilerine güven olmaz, kaypaktırlar falan filan…Ulan hiç mi bir istisna yoktur. "Olsun o istisnadir!" :-) Işte bu kadar yüzsüzcedir...

Cinsiyetçiyiz biz. Çok kolay ikna olabileceğimiz bilgiye ve bilişe dayalı bir konuda bizi iknaya çalışan bir kadınsa, o kadının sıradan bir erkekten daha fazla çaba gőstermesi gerekir. Kadının bilme yetenekleri konusunda hep bir şüphe vardır. "O kadındır ne bilir ki?" diye. Őte taraftan kadını yatağa atma gibi bir amacımız varsa, kadını yatağa atana kadar mide bulandıracak kadar aşağılık olabilir ve kadının her dediğine sorgusuz sualsiz katılabiliriz. Kadın müdür de olsa őnce kadındır. Onu yatakta bir güzel becerdikten sonra da ne müdürlüğü kalır ne havası, ne diploması. Kadın zavallıdır, korunmaya muhtaçtır, yőntetilemeye muhtaçtır.

Kadınların da kadın bir lidere karşı tavrı bir erkeğinkinden farklı değildir. Hatta kadın kendi hemcinsine gősterilen nefret ve aşağılamayı içselleştirdiğinden dolay bir őz-nefretin de dışa vurumu sőzkonusudur. Hatta bazı kadınlar bunu őyle bir içsellemişlerdir ki, bir yere gidildiğinde nereye oturmak konusunda kendisinin fikri sorulduğunda “őfff ne pısırıksın erkek ol ve nereye oturacağımızı sen seç” de der ve egemen erkek tipinin yaratmına dair pekiştireçler ve sosyal onaylar kuruluverir.

Ve sünni-merkezciyiz. Biliyorum bőyle bir kelime yok, varsa da ben bilmiyorum. Bu sőzle kastım herkesi sünni müslüman gibi gőrme ve değerlendirme eğilimidir. Her yeni tanıştığınız kişinin müslüman olduğunu varsaymanın yanısıra, çok őzelde de sünni mezhepten geldiği varsayımımız vardır. Oysa ki kişi dinsiz de olabilir, alevi de, ermeni de yahudi de…Ama okuldaki zorunlu sünni-din derslerinden tutun da Ramazan’da herkesin oruç tutmasını ya da tutana saygı gősterip oruçmuş gibi davranmasını bekleme eğilimine kadar heryanımız sünni-merkezcidir. Diğer inançlara hoşgőrüsüzlüğün kőkeninde de bu sünni-merkeziyetçiliğin büyük bir rolü vardır.

Bütün bunların őtesinde bir de homofobikliğimiz vardır. Bütün homoseksüeller “yarak” hastası tiplerdir. Hepisinin “Yarak” gibi bir saplantıları vardır. Nereye baksalar “yarak” görűrler diye bir imgelem vardır kafamızda onlara dair. Bu “yarak” hastalığındandır ki, onlar gőnüllü olarak “ibne” olmayı seçmişlerdir. Hayat kadını kader kurbanıdır ama bu ibneler hedonist günahkarlar ve sapıklardır. Bu onların seçimi olduğu için bűtűn sonuçlarına katlanmak zorundadırlar.

Bu őnyargımız onların nasıl okula gideceklerini, nasıl iş sahibi olacaklarını, ve benzeri sosyal, ekonomik, ve kültürel ihtiyaçlarını nasıl temin edeceklerini düşünmeye bile itmez bizi. O halde bunlar ibneliğini saklamalıdırlar. Saklamazlarsa günün her anı ve her yerde “yarak” istiyorlar demektir ve Türkiye'de bir sürü ibne olmayıp(!) da ibne sikecek erkek(!) vardır. Çünkü bunlar delik olduktan sonra hayvanı da yapanlardır, toprağı da, çimentoyu da… Ve kendilerinin gizli ibneliklerini de sikme güçlerinin abartısında saklarlar.

Ha bir de birbirini seven kadınlar vardır; yani ibnenin kadın hali. Bunlar o denli iğrenilecek yaratıklar değillerdir. Sadece iyi bir sikilmeye ihtiyaçları vardır. Şöyle gűzel bir sikilseler hiçbirşeyleri kalmayacaktır. Bir de her erkeğin rűyasını sűsler bu kutsal işin kendilerine verilmesi…Yani böylece bir lezbiyenle de arkadaş olunmamanın ya da olunamamanın koşulları sağlanmıştır

Ve en őnemlisi bütün bunların toplamı: biz’i veriyor. Ve sonuçta en őnce kendimiz biz’imizi sevmiyor oluyoruz. Kendimizden utanan, kendimizden nefret eden nőrotikler oluyoruz.


Not:Biliyorum bazılarınız karşı çıkacak. Bu tür şeyler her toplumda olan, ve hatta iletişim ve birbirimizi anlamamızı kolaylaştıran masumane genellemelerdir diyeceklerdir. Ancak sizlerin bu masumane őnyargı ve farkında olunmayan varsayımlarınızın nasıl da insanları teker teker ya da guruplar halinde marjinale ittiklerini gőrmeme isteminizi neyin nasıl kıracağını pek bilmiyorum. Sadece bu ve benzeri tavırların egemen anlayışı beslediğini ve onları masum kılmadıklarını biliyorum. Bunu siz de biliyorsunuz ama ya yüzleşmekten çekiniyorsunuz ya da bu ayrımcı őnyargı ve tutumlarınızın size dolaylı ya da dolaysız olarak verdiği ayrıcalıklarından vazgeçmek istemiyorsunuz diye duşünüyorum.

24 comments:

kadin said...

yaz sen daha da yaz

Anonymous said...

merhabalar,
yanılmıyorsam geçen yıl Birgün gazetesi 6.yılını hazırladığı manidar bir afişle kutlamıştı.
yaklaşık 20 çocuk fotosu ve altına da onları tanımlayan kelimeler.
pis kürt
ermeni dolü
barbar türk
alçak azeri
vb..
..
mesaj aleni idi.Biz doğardoğmaz "bu tabirlerle" büyüyoruz..
bahsettiğin ırkçı, sınıfçı, statücü, bőlgeci - şehirci, cinsiyetçi,sünni-merkezci ve homofobik olmmamız bu ülkede doğumumuzla başlıyor.

Eleştirel Günlük said...

Kadin hosgeldin. Senin siteyi ziyaret edene kadar yazdiginla tehdit mi, kufur mu, ovgu mu duzdugunu anlayamadim dogrusu. Ama sitendeki Ey Turk Kadini diye baslayan manifestonu okuyunca benim yaziya ovgude bulundugunu anladim. Sagolasin...

Eleştirel Günlük said...

bijweng belki onlarla buyutulmeyi ilk elden onleyecek birseyimiz yok ama ya sonra! Sonrasinda da zor geliyor bircogumuza bu igrenc varsayimlari elestirel gozle didikleyim degistirmek... Kolayini secip varolani besliyoruz hep... Ama umutluyum bak nerlere geldik, degisir elbet bu zulumun, bu haksizligin, bu ayrimciligin rengi...

Dostlukla..

kadin said...

sen de sagol ne demek..

Ebru said...

Ben de umutluyum. Bu sıraladıklarınızın bir çoğuna neden olacak türde dayatmalarla çocuk büyütmediğim/büyütmediğiniz için umutluyum.

Ebru said...

Not: Yorum yazarken hemen üstte gördüğüm kullanıcı resmi 'kadın' adlı kullanıcının resmi beni fena halde rahatsız etti. Amaç nedir gönderme mi yoksa gösterme mi? Kullanıcının cinsiyetinden bağımsız soruyorum bunu.

Eleştirel Günlük said...

Sagol Ebru. Belki boyle isin bir ucundan tutarak baslamali iste.

Eleştirel Günlük said...

kadın' adlı kullanıcının avatari gercekten ilgi cekiyor. Ben de soracaktim sonra sormak bile "baski" yaratir bir onyargiyi besler diye cekindim dogrusu. Kadinin ezilmisligi cetrefilli konu tabi. Bir yanda kadin bedeninin ozgurlestirilmesi dururken bu ozgurlestirme cabasinin metalstirmaya donme riski de var... Belki okuyucumuz yanitlar...

Ebru said...

Sanal alem ilginç açıklama yapılmayınca acaba demenin ötesine geçmeyen şeyler bırakabiliyor geride. Doğrusu kendisinden duymaktır haklısınız...

kadin said...

amaç hem göndermedir hem göstermedir hem de bunu içselleştirmedir ayrıca rahatsızlık vermek ve sınırları zorlamaktır.umarım o resim ilkel duygularımızla nasıl canla başla mücadele ettiğimizi de bize gösterir. şimdilik yerine ulaşacak gibi geliyor bana.. blogumu okuyun lütfen. teşekkürler. :)

Eleştirel Günlük said...

Cok tesekurler yanitiniz icin.

Ebru said...

Yanıtınız için teşekkür ederim. Bloğunuzu takip edeceğim. İlkel duygularımdan arınmam lazım:)

EKMEKÇİKIZ said...

Eleştirel Bey,
Hiç sanmıyorum, "bir avuç Türkiye’liyizdir altı üstü" olduğumuzu!
Siz farkında değilsiniz galiba, her sene nüfusumuz milyon milyon artıyor, bir-iki sene önce altmış milyonduk, yakın zamanda yetmiş milyon olduk, sanırım seneye seksene çıkarız.
Eh, al böyle olunca da, 3 tane Türkiyeli biraraya gelince 5 grup çıkıyorsa yani, sayın siz bakalım kaç grup olduk.
Yaa, işimiz zor!
:P

aysegul said...

Cumhuriyet Bayramı'mımız kutlu olsun.Yobazlar,elhabibler,bölücü ve
işbirlikçiler bu vatanı bölemeyecek
biz bekçiler böldürmeyeceğiz E.Abi

Sevgilerrr

En büyük Türk ''ATATTÜRK''

zihni örer said...

Yeniden merhabalar.

"Toplam biz"in alt başlıkları, bir toplumda çeşitliliğin kendine has topluma vericiliği olsa, farklılıklara can kurban diyeceğim. Ama bu yazının anafikrinden anladığımız gibi, hep toplumdan ayrıcalık elde etmenin karmaşasını oluşturuyor.
Bu kendiliğinden oluşan sınıflamalar mı, yoksa Kapitalizmin sömürü çarkının sosyal dayanaklarının birer parçası mıdır?

Bütün bunlar ayrıca, ilkelliğin yani, doğadaki vahşi yaşam serüvenini insani(!) bir kopyasından başka nedir ki!

Eleştirel Günlük said...

Aysegul yorumunda bir ironi mi var, alay mi var, yoksa anlamamzlik ya da yazimi iyi okumamamk mi var bilemiyorum ama sagolasin yazida adi gecen kategorilere baska bir kategori daha eklemis oldun: o da boluculer ve bolucu olmayanlar (bekciler) kategorisi.

Eleştirel Günlük said...

Zihni hocam hosgeldin. Ozlemistik. Kendiliginden olusan siniflamalar pek anlayacagim bir sey degil hocam. Kendilindenligi belirleyecek nesnel ve oznel kosullar hep vardir ve olacaktir. Kapitalizm mi? Kendi adima iyi gelismis bir kapitalizmin bu kosullardan daha iyi olacagina inaniyorum. Bu tur sosyal bozukluklar bence arada kalmanin bir sonucu. Feodal ve sanayi toplumu arasinda sikisip kalmanin...

Anonymous said...

elestirel biz hic böyle seyler olur muyuz, sinifsiz ve imtiyazsiz kaynasmis bir kütleyiz biz

Eleştirel Günlük said...

He kurban!

siminya said...

şunuda yazayım bunuda yazayım diye düşündüğüm ama budala dertlerime dalıp salladığım bir çok konuyu okudum, beğendim evet.

"Çok kolay ikna olabileceğimiz bilgiye ve bilişe dayalı bir konuda bizi iknaya çalışan bir kadınsa, o kadının sıradan bir erkekten daha fazla çaba gőstermesi gerekir. Kadının bilme yetenekleri konusunda hep bir şüphe vardır"

bunu yıkmak için kalın bağırsağımı patlattım lan ben. hala da şüphe duyarlar acaba bilmiyorda bizimi yiyor diye, hoş bildiğimi iddia etmiyorum "kendi işimi kendim yaparım" derdinden öte bir dert değil benimki.

homofobiklik bölümü ise tam onikiden, hepsi öyle

Eleştirel Günlük said...

Hosgeldin Siminya... Deneyimini paylastigin icin de tesekurler.

aysegul said...

Eleştirel Günlük'den İnciler.,
yazını hemen kaldır.Sen intihar mı etmek istiyosun eleştirel abi??????
tamam eşinden,kızından bıkmış olabilirsin,çok da içiyo olabilirsin.Git ırak2a,afganistan'a
canlı bomba ol.........

durum zaten gergin,gıcığın teki
internet polisine haber verir,ıp no
ile adresinden alıp hapse atarlar!!
lütfen o postunu kaldır!!!!!!!!!!

Eleştirel Günlük said...

Aysegul gizlimiz saklimiz mi kalmis ki. Bilinmeyen yanimiz da yoktur.